Beş Yüz Lira
En sinsi düşmandır zaman,önce sevdiklerinizi alır sonra da sizi.
Turizm okulunu kazandığımda evrak listesi vermişlerdi yıllar evvel;kimlik fotokopisi,noter onaylı diplomanın fotokopisi,beş-altı fotoğraf ve en önemlisi ve zor olanı heyet raporu.Köyde oturduğumuz için mecburen ile gitmem ve orada misafir kalmam gerekiyordu akrabalarımızda.Rahmetli Mustafa amcam evimizin önündeki erik ağacının gölgesinde şöyle demişti:
"Geri ödenecek paraya acınmaz." Atalarımız da kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez demişler.
Gel zaman git zaman paranın ve insanların ehemmiyeti kalmadı,bir zamanlar okula kayıt olmak için evrak hazırladığım beş yüz lirayla şimdi ayakkabı bile alınmıyor,markete gitsen poşeti doldurmuyor aldıkların,çocuğa harçlık versen gönlü olmuyor.
İlk maaşımdı,o yıllarda asgari ücret dört yüz seksen liraydı.
Bir zamanlar ev kirasıydı.
Bir zamanlar kurban parasıydı.
Bir zamanlar beyaz eşya alınırdı.
Bir zamanlar Cumhuriyet altını alırdı.
Şimdi traş parası bile değil kimi yerlerde...
Zamanın size tuzak kurduğunu anlamak mı istiyorsunuz,paranın değerini öğrenin!