Bıçkın delikanlı
Bir zamanlar istanbulun bıçkın bir delikanlısı varmış.Arabasıyla Aksaraya taş çekermiş. Bu bıçkın delikanlı yapar eder haline gülermiş. Ayakları yere sağlam basmazmış. Aksaraylı bu bıçkın delikanlının başına bir olay gelse kader talih der kızarmış. Oysa aslında ne talih nede kader, yaptıklarını çekermiş.
Bir gün hayatın içinde tökezleyince kadere sövecek olmuş.Bir melek belirmiş. Kendi taşıdığı taş, arabasının tekerine düşüvermiş......oysa acılarını hayata yükler, kader haline gülsün dermiş. Kalbinden geçen, dilinden düşen, duaların da bed bed konuşan bıçkın delikanlı yüreğine bir türlü söz geçiremezmiş.Bir gün çok canı yamış.yüreği (ona) söz geçirmiş.Tövbeler etmiş.
Aksaray Aksaray
Yüküm çok ağır
Arabam çekmez bu taşı
Ben oldum dört tekerden
Aksay geçti benden
Bu yolları ezbere bilirim
Rüzgar kesmez Hızımı
Taşları yıktım denize
Ben vaz geçtim bu işten
Kim çekerçe çeksin bu taşları
Yüreğime ferman yazdım
Artık uslan delikanlı
Aksaraya taş değil baş çekeceğim
Akılımı başımda toplayıp
Yolarımı taşlardan temizleyip
Aksaraylı er olacağım
Taşı bırakan, bir gün o taşa kendi tökezliyor.
Yüreğime ferman yazdım Artık uslan delikanlı Aksaraya taş değil baş çekeceğim Akılımı başımda toplayım Yolarımı taşlardan temizletip Yalın ayak koşacağım Aksaray delikanlısı
umarım yalın ayak koşarsın güzeldi👍👍