Bir Aşk

Tam 20 yıldır seviyorum O'nu. O'na lise yıllarından, o karşılaştığımız andan beri aşığım. Bunu söylemesi gerçekten garip ama bir insan nasıl olur da sevdiğine sevgisini haykıramaz, duygularını açamaz? İşte ben onlardanım. Yani aşkını itiraf etmekten korkanlardan.

Bundan 20 yıl önce onu gördüğüm ilk anda, nasıl dünyada sıkışıp kaldığımı, kabıma sığamadığımı, delice koşup bağırmayı istediğimi, hoyrat duygular altında sersemleşip rotamı kaybettiğimi anlatabilmeme imkan yok. Yalnızca şu kadarını söyleyebilirim ki, bu değişik haller hiç alışık olmadığım hallerdi. Dolayısıyla kendime neler olduğunu anlayamıyordum. Fakat bir yandan bu karmaşık duygunun bana çok iyi geldiğini hissediyor ve bütün gün yüzümde o aptal ama sevimli gülümsemeyle dolaşıyordum: Aşk gülümsemesiyle.

Kuşkusuz bunun farkına varan bir tek ben değildim. Ailem, arkadaşlarım, akrabalarım, öğretmenlerim, hatta minik köpeğim Dobi bile bunun farkındaydı. Bu değişim bana çok yakışmıştı. Kendimi öylesine mutlu duyumsuyordum ki... Fakat her güzel şeyin bir noksanlığı olduğu gibi benim yaşadığım bu huzurlu mutluluğun da içimi dürtükleyen, beni içten içe strese bağlayan bir noksanlığı vardı. Açıklayamadığım kötü bir dürtü beni sürekli rahatsız ediyordu. Sonsuz aşk mutluluğunun yanında fazlasıyla da acı çekiyordum.

Bunu anladığımda, acının kaynağını aramaya başladım. Bir süre aradım, içimi yokladım. Bulmam fazla zor olmadı. Çünkü acım aşkımdan kaynaklanıyordu ve asıl mutluluk için aşk tek başına pek de bir işe yaramıyordu. Sonra, kalbimin saflığında barındırdığım aşkımın sahibi için hiçbir şey yapamadığımı fark ettim. Bu aşkın tek taraflı olabileceği gerçeği dank etmeye başladı kafama. Sarsıldım, yalpaladım bu gerçek karşısında. Böyle olmaması gerek diye düşürüp duruyordum. Bir yerden başlamalı ve bu aşkı sahici bir masal yapmalıydım; mutlu sonlu bir masal.

Cesaretsizdim. Beni motive eden, atak yapmam gerektiğini söyleyen birçok insan vardı etrafımda ama hiçbiri işe yaramıyordu. Sevmek, aşık olmak zordu ama bunu söylemek, dile getirmek daha zordu. Titriyordum korkudan. Her gece rüyalarımda O'na onu sevdiğimi söylüyordum. Gerçek hayatta ise onu her gördüğümde olduğum yerde çivilenip kalıyor, bir adım dahi atamıyor, alevler saran vücudumun sarsıntısını zaptedemiyordum. Aşk bana göre suskunluktu, insanın içinde yaşaması gereken bir duyguydu. Yoksa, dillere dolandığında ters tepebilir, yok olabilir, yanabilir, külleri dahi kalmayabilirdi. Tabii bana göreydi bu... Daha doğrusu o anda işime gelen ve beni tek avutan şeydi böylesi düşünceler.

O'nu sevdim, çok sevdim. Aradan 20 yıl geçti. Hala seviyorum hem de deli gibi. Söyleyemediğim, sustuğum ve bu aşkı yıllar yılı haykıramadığım için oldukça acı duyuyorum. Pişmanlık her an benimle. Her saniye yanımda. O ağzımdan dökülemeyen iki kelime yüzünden kahrolasıca bir huzursuzluk içindeyim. Kalbim yanıyor. Boğazım kupkuru ve söyleyemediğim o iki kelime tıkıyor boğazımı. 'Keşke' kelimesinin sahiciliğini her saat, her dakika, her saniye üzerimde ağır bir baskı olarak duyumsuyorum.

O'na bunları söyleyemedim fakat söylemeliydim. Yıllar yılı kendimin celladı oldum. Ve şimdi söylemekte fazlasıyla geciktim biliyorum ama artık ne olursa olsun bunu dillendirmeliyim: Ben onu çok seviyorum... Hem de çok...



Ağustos/2013

19 Ağustos 2013 3-4 dakika 34 öyküsü var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (5)
  • 11 yıl önce

    Aşk öyle değiştirir ki insanı farkına varmaz insan bir müddet başına neler geldiğinin. Platonik bir aşk, anladığım kadar öyküde anlatılan kişinin başından geçen. Pişmanlık çoğu zaman olur aşkta. Güzel bir öykü Filiz kutlarım...😅

  • 11 yıl önce

    Evet canım AŞKI taşımaya yürek ister...

    kutlarım bi tanem tamamı ile süperdi...

    muhteşem yüreğin sonsuz sevgisine selam olsun...

  • 11 yıl önce

    Güzel bir yazıydı. Tebrik ederim.

  • 11 yıl önce

    Aşkın en güzel yanı bu işte.. içinde tek başına yaşamak ağlamak bazen, bazen isyan etmek, geceyi sevmek, hep onu hatırlatan şarkılar dinlemek, onu onsuz yaşamak.. o iki kelimeyi söyleyebilme umudunu hep yüreğinde taşımak am hiç söyleyememek.. aşkın en güzel, en masum, en temiz ve en yaşanılır hali bu işte

    o iki kelime söylendiği anda bütün sihir bozuluyor bana göre...

    Tebrik ederim Filiz..

  • 11 yıl önce

    Harika bir öyküydü. Emeğinize ve yüreğinize sağlık.