Bir Boyoz Bir Gevrek ve Sen
Belki de içimden geçenlerin içimde kalması için bir gece daha beklemem gerekirdi. Belki de sen affedeceksin beni. Belki de susup hiçbirşey olmamış gibi devam edeceğiz sabahtan. Sen yine arayıp boyozunu gevreğini isteyeceksin. Ben yine çay demle diyeceğim sana. Sonra buz gibi tezgahın sırtına serdiğimiz azığımızı sürekli ama anlamsız gülüşmelerle kemireceğiz. Sonra sen az şekerli bir çay vereceksin bana. Demli... ben onu avuçlarımın arasına alıp öylece ısıtacağım içimi. Arada bir içime çekeceğim. Ama hep sana tebessümle güleceğim. Anlamsız geçen bakışmaların ardından sen öylesine, sırf susmayalım diye soru soracaksın bana. Annemi ablamın hastalığını babamın gene neden beni kızdırdığını falan... ben esip gürledikçe sen tebessüm edeceksin. Beni sinirlendiren bunca şeyin seni nasıl mutlu ettiğini soracağım. Sen yine gülüşmelerin arasında seni böyle çok seviyorum diyeceksin. Ellerini ellerime alacağım. İçimde gezinen yokluğa inat sana güzel hayaller vadedeceğim. Ve sen inanacaksın herşeye. Evimize, arabamıza şekil vereceksin. Perdeler senin istediğin gibi olacak gene. Bir benim odama karışma sen yeter diyeceğim. Ama sen ona da karışacaksın. Sen hep benim hayatımda parmaklarının ucuyla yaşamışşsın gibi bir anda uçacakmışsın gibi hissedeceğim sen hararetle hayal kurarken. Gözlerini kırpıştırarak çeyizinden bahsederken ben paramızın yokluğunu hatırlatacağım sana. Sen o sevdiğin ayakkabıyı seneye alırım diye iç geçirirken ben doğum günün yaklaştığı için ürkekçe hangisini beğendiğini soracağım. Rengini bulup ellerinden tuttuğğumda poeşti ellerine bıraktığımda sen havaya uçtuğunda ben mutluluktan öldüğümde sen... ben...sen...
Şimdi hastayım biraz. Bakanım edenim yok. Sen rahatsın inşallah. Paran biterse sakın çekinme evden dışarı çıktığım yok. Sana torlar toplar gönderirim. Kirayı da ödedim taksitin bir kısmını da. Haciz gelmese yeter. Öteki ay mı? Belki sen gelirsin. Yine aynı kırık dökük otobüsle yine aynı yollardan geçerek alsancak iskelesnin önüne geliriz. Herkes evinde rahat rahat uyurken ya da keyf çatarken biz seninle şu kış günü güzel deniz havasını içimize çekerek züğürt tesellisi olan mısırlarımızı kemire kemire konak'a yürürüz. Sonra sen evine gidersin. Sonra ben seni gene beklerim. Ben hep beklerim. Seni çok özledim. İçim eriyor her sabah. Kuşların boyoz yediğini biliyor muydun? Sana aldığım gevreği boyozu kuşlara veriyorum. Yiyemiyorum sensiz bir dilimini.
Seni çok özledim sevdiğim. Dön! Takatim yok daha fazlasına kelamın. Dön!