Bir Düşüşün Hikayesi

Bir ay önce bu akşam için görüşmeye söz verdiğim arkadaşıma mesaj atıyorum:
'Sana bir iyi bir de kötü haberim var' Önce iyisini söyle kendimi kötüye alıştırayım diyor.
'67 kilodan 64 kiloya düşmüşüm' diyorum kötü haber hakkında en ufak bir ipucu vermeyerek.
Seviyorum karşımdakini böyle merak içinde kıvrandırmayı ne yapayım huyum böyle.
'İyi güzel de bunun arkasından gelebilecek kötü haber ne kadar kötü olabilir ki. Zayıfladın kıyafetlerin olmuyor ve gardırobunu revize ederken alışverişi benimle mi yapacaksın.'
Erkekler kadınlarla alışverişe çıkmaktan ne kadar nefret ederse kadınlar içinde aynı şey geçerliydi.
'Yok, hayır o kadar mazoşist değilim. Sabaha kadar sancıyan, burkulmuş bir ayak bileğim var, akşam beni taşımak zorunda kalırsan bil diye söylüyorum; zayıfladım!' Arkadaşım bir panik hemen aradı. Ne oldu ya daha dün konuştuk hiçbir şeyin yoktu.
'Pazar gezmesi yapalım dedik, kızım ve liseden arkadaşım Necla ile Anadoluhisarı'na gittik. Bir yanda hisarın burçlarında öz çekim (selfie) çekenler bir yanda parkta oturan kalabalık bir grubun içinden, sağ tarafımda Necla sol tarafımda kızım Anadoluhisarı surlarını keşfe çıktık. Bir ara sağ adımımın altında bir hava boşluğu hissettim. Kenarı olmayan merdivende sağ ayağım kıvrılıp çökerken sol ayağımla destekleyeyim dediysem de o da diğerine özenip çökmeye başladı. Elimde gazete ve hırkamı tuttuğum halde düşme esnasında, Necla'nın kolunu kuyruğuna basılmış vahşi kediler gibi nasıl tırmalayıp, üzerini parçaladım hiçbir fikrim yok. Yakaladığım yeri tutup koparmışım. Can havliyle dedikleri bu olsa gerek. O an Necla'nın yerinde erkek arkadaşım olmadığı için dua ettim. Yoksa tuttuğum yeri koparıp hadım etmiştim sevdiceğimi. İkisinin şaşkın bakışları altında bir devletin çöküşü gibi dizlerimin üzerine çöktüm. Düştüğüme inanamadıkları için kaldırmak gibi bir eylemde de bulunmadılar. İnsanlar acil durumlarda sol ellerini kullanmıyor bu arada bunu da fark ettim. Boş olan sol elimle yanımda duran kızımın kuleden uzattığı saçlarıyla Rapunzel'e rakip olacak o gür saçlarına tutunmamıştım. Bunu düşünmeyi sonraya bırakıp etraftaki şaşkın ve meraklı bakışların altında daha fazla rezil olmadan, ayak bileğimdeki sızıyla ağır çekim ellerimi havaya kaldırıp efeler gibi çökertme oynamaya başladım. Ambiansa uygun olsun diye alttan fon müziğini mırıldanmaya başladım. Çöktüğüm dizlerimin üzerinden kalkmaya başladıkça yanımdakiler gülmekten çökmeye başlamışlardı.
Çökertmeden çıktım da Halil'im aman başım selamet,
Hisarı da geçemeden Halil'im aman koptu kıyamet
Arkadaşım Necla Allah'ıma emanet
Burası da aspat değil Halil'im aman kırık merdiven
Ayağıma ateş sardı,
Bilek sancı yarası.

29 Haziran 2015 2-3 dakika 37 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 9 yıl önce

    Allah düşürmesin diyelim bir daha ki hele hele bir yerlerin kırılması en kötüsü. Güzel bir öykü çıkmış bir düşmeden...👍