Bir Muhabbet Kuşunun Öğüdü

İnsanları diri diri mezara koymak onlara ne hissettirirse,benim de kafese konmam öyle hissettirir bana.O tel örgüler sıkar.boğar ya seni.Ağlamak istersin ama ağlayamazsın.Çünkü nedenini bilemezsin.İlk başlarda zorlanırsın arkadaş.Çekilirsin kabuğuna.bir köşede kendi kendine dövünür aklınca hesap sorarsın hayata.'Ben ne yaptım ki sana bana bunu layık gördün?'diye.Ardı arkası kesilmeyen ve cevapsız kalan sorular sadece yorgun düşmüş bir sen bırakır geride.Ket vurucu davranışlar arasında bığulursun.Sonra alışmaya başlarsın yeni hayatına arkadaşlardan,evden o hoş muhabbetlerden uzak.Sana o tel örgülerin arasından kocaman bazen şaşkın.bazen ise ürkek gözlerle bakarlar.Acıdıklarından mı yoksa merhamet duygusu mu?Bilemezsin.Çünkü insanoğlunun konuştuğu dil başkadır.Eminim aşk yüklü kalpleri başka.Yaklaşmaya sana dokunmaya çalışlırlar,sen ise sana zarar verecekleri korkusuyla saldırırsın.Ama sonunda lanet olası doğanın kanunu ya,güçlü olan kazanır elbet.Seni avucunun içinde sıkıca yakaladı mı nefesin kesilir.Kalbin küt küt atar.Hareket edemezsin.Eğer bir de şeytani gülümseme yayılırsa suratlarına.....Ağzına doğru yaklaştırılarr seni.Seni tam yiyeceklerini düşünürken tarifi zor ama duygusu tuhaf olan bir davranışta bulunurlar sana.Karışık duygular içine girersin.Ben ismini öğrendim onun.Öpücük diyorlarmış o harekete.Sonra şansın varsa bırakırlar seni havaya.Bir ara beni bırakmışlardı.Özgürüm zannetmiştim.Ordan oraya uçuyor evimin ailemin yolunu arıyordum.Meğerse boşuna uğraşıyormuşum.Hep aynı noktada daireler çiziyormuşum.Neyse arkadaş biraz serbestlikten sonra seni tekrar tıkarlar içeri.Her gün aynı yemeği yemekten bıkacağın günler gelecek.Haftada bir değiştirdikleri içme suyun ise yanında cabası...Ama biz Yaradanı unutmadık arkadaş.İçmeden suyumuzu önce başımızı yukarı kaldırmadan yudumlamadık suyumuzu.Ama birileri uutmuş galiba.Bazen seni döverler suçsuz yere.Sıcak bunaltıcı karanlık örtülerin altına koyarlar senin gece körü olduğunu bildikleri halde.Anlayacağın işkence göreceğin günler olabilir.Günler iyice monotonlaşır.Robinson Cruıse bile delirmemek için Cuma ismini verdiği bir topla konuşarak hayatını sürdürmüş.Benim de ona benzer bir anım var.Ben de ayna dedikleri bir eşyada gördüğüm yansımamla konuştum hep.Ama beni görenler bana deli lakabını takmaktan çekinmedi.Bazen 'kuş beyinli ,ne olacak'diyerek çıkıverdiler işin içinden.Umursamadım hiç bir zaman.Umursamayacaksın da .Ben doğmadan ölmüşüm neye yazar ki söyledikleri.Ama dedim ya Yaradanı unutmayacaksın arkadaş.Bir kaçış umududur senni hep ayakta tutan.Dalgınlıklarından yararlanıp kaçmaya çalışacaksın.Ben birkaç defa denedim.Her seferinde tedbiri hat safhaya çıkardılar.Ama yılmadım.Bir sefer ki denemem de ise balkon kapısından kaçtım arkadaş.Özgürdüm. artık.Gökyüzü ne kadar maviymiş,ağaçlar ne kadar yeşilmiş,deniz dedikleri bu olsa gerek diye düşündüm.Ama bunlar bir anlık gelip geçici hevesmiş.Sana benzeyen çok ama seni kabullenen yok dış dünyada.Ademoğluna muhtaç olduğumu anladım en sonunda ama gururuma yenik düştüm.Geri dönmedim.sonunda ölüm olduğunu bildiğim halde.ama sakın arkadaş sen benim seçtiğim yoldan gitme.Boşver dostum her ne hissediyorlarsa seni öpmelerinden, bırak öpsünler seni.Ama insanoğlu senin ne hissettiğini elbet bir gün anlayacak ve kendince de bir ders çıkaracak.Her ne kadar kalp gözleri kapalı,dünyevi gözleri açık ama gerçekleri göremeyecek kadar kör olsa da.Dedim ya sen seni yaradanı unutma.İsyan etmeden içmeden suyunu önce başını kaldırarak semaya şükretmeyi unutma.

27 Ekim 2009 3-4 dakika 1 öyküsü var.
Yorumlar