Bir Spor Proğramı
İyi geceler, sayın izleyiciler, bir futbol programın da yine sizlerle beraberiz.
Her zaman olduğu gibi, ünlü futbol yorumcularımız ve eski değerli hakemlerimizden A.Şarjon'da aramızda.
-Asım abi ne olacak bu Fenerin hali?
- Ferhat kardeşim, Fenerde bu mantilate devam ettiği sürece,hiç bir şey
o l m a z.
Eski tas,eski hamam,ne demişler,kılavuzu karga olanın....
-Öhö, öhö aman abi biliyorsun rütük var, gözünü seveyim.
-Biliyorum, biliyorum, şimdi hepinize soruyorum?
Allahınızı severseniz, doğru konuşun, Fenerin sistemini içinizde çözmüş olanınız varsa söylesin?
Bak gördünüz mü? Hiç birinizden tık yok.
Tabii olmaz!
Sistem filan yok ki. Bunu sokakta simit satan simitçi bile farkında.
-Abi bir dakika simitçilere söz hakkı doğdu, yayına bağlanmak isterlerse telefonlarını bekliyoruz, bizim programımız objektif bir program ve herkese sonuna kadar açık.
Siz buyurun devam edin...
Bu Bebe takımı kaç, kaç oynatıyor?
Valla ben çözemedim arkadaş.
5.4.1'mi?yoksa 3.5.4'mü? Anlamış değilim, iki bilinmeyen denklem, bundan kolay yaa.
Fener dedin mi aklınıza makine gelecek ama nerede?
Bu makinenin bütün dişlileri kırılmış, yazık, yazık!
Hadi bırakın makineyi, dişlileri falan bir kenara, saat gibi çalışmalı saat.
-Abi ara sırada guguklu saat gibi de ötecek mi?
Bu horoz değil ama kanarya dikkatini çekerim, şimdi -Tabi ötecek ötmeden olur mu?
-Yaa bu horuz mu ötsün?
-Bana bak haddini bil, ben Fenerle burada kimseyi dalga geçirtmem anladın mı?
sana bir soru soracam.
Kanaryayı niye beslersin?
Cevap vermene gerek yok, tabi ki ötmesi için, öyle değil mi?
Bu doğru mantığa bir itirazın var mı?
Bak arkadaş ben Fenere laf söyletmem anladın mı?
Fenere laf söyleyeceksen, önce benim cesedimi çiğnemen lazım anladın mı?
-Bende kara kartalıma laf söyletmem, sende bunu artık, kafana iyice sok.
-Hop hop! Bende Cimbom'a laf söyletmem, kanım aksa sarı kırmızı akar bee.
-Uyy uşaklar benim hamsinin tuzu kuru mu daa?
Bende benim olduğum ortamda Uşaklarıma laf söyletmem.
-İyi güzelde arkadaşlar, bende eski hakem arkadaşlarımın arkasından, düdük öttürtmem, bunu da bu arada hatırlatayım.
-Bir dakika, bir dakika şu görüntüleri seyredelim, ona göre yorumlarımızı sıra ile görsel olarak yapalım.
-Buyur Hocam...
-Oynat Aliciğim, dur! Şimdi burayı dondur.
Az geri az daha, tamam şimdi oldu.
Beyler şuna bakın, şuna gördünüz mü?
Bacağını rakibin iki bacak arasına nasılda sokmuş, hakem de bunu atlamış, buz gibi penaltıyı resmen yemiş.
Çalacan kardeşim çarrt diye çalacan!
Yok öyle, madem düdüğü eline vermişler.
Bak! Son adam, çıkar kırmızıyı daya burnuna, ne hali varsa görsün.
Bu pozisyon gayet açık ve net,sen burada bunları yapmayacaksın da nerde yapacaksın?
İşte burada kırılmışsın, elindeki düdüğü futbolculara kaptırmışsın, daha kaçıncı dakika baştan kaybetmişsin b a ş t a n, öyle değil mi?
-Hocam bu pozisyon, bana pek penaltı değilmiş gibi geldi.
Bak daha tekmeyi yemeden kendini yere atıyor, tam şovmen ve hakemi aldatıcı bir hareket.
Hakem de buna göz yummuş, işte burada otoritesini kaybetmiş, çıkar kırmızını seni aldatmaya çalışıyor, yok bu pozisyonu resmen ıskalamış.
-Bende Seçim abiye katılıyorum, bu normal bir pozisyon, hele hocama hiç katılmıyorum.
Adam son adam değil ki, arkasında en az dört tane futbolcu var.
-Bülent oğlum, sen bugün yakınları takmamışsın?
Bırak karizmayı filan bir kenara, yaşlandığını artık kabul et.
-Hocam iyi de sen saçlarını o zaman niçin boyuyor sun?
-Şimdi oralara girmeyelim...
Bak bir pozisyonda ceza sahası içinde dokuz kusurlu hareket varsa, yönetmenlik ne diyor?
Çal diyor, ben bu pozisyonu hiç tartışmam, buz gibi penaltı artı kırmızı kart.
-Hocam yapma! Nerede burada penaltılık pozisyon?
Hem de, ceza sahası dışında olay.
-Bu resmen penaltı, penaltının hem de A babası, ille penaltı olması için, rakibinin iki bacağını omuzlarına mı alacak? Yapmayın yahu.
-Aman Hocam, biraz şey kaçtı, bacak omza filan, dikkat faul falan olmasın.
-Yok ben ne dediğimi biliyorum ve lafımın arkasındayım, ben faul yapmam! Yapanı da asla affetmem.
Ferhatcığım bu arkadaşların zaten renkleri belli, bunları ben futbolculuk dönemlerinden tanırım, bunlara çok kırmızı kart gösterdim, zamanında da oradan bana gıcıklar.
-Sen ne diyorsun yaa?
-Sen ne diyor sun? O kadar iyi biliyorsan ideaya var mısın?
-Varım bee! Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın, nesine giriyorsun unun adını da koyalım da, yetmiş milyon da şahit olsun.
-Dansöz elbisesi giyip, Beyolun'da o şekilde gezmecesine var mısın?
-Varım bee! Sözünde durmayan ne olsun?
-Şöyle böyle olsun tamam mı?
-Söz mü?
-Söz hem de delikanlı sözü.
-Beyler sakin olun, bir dakika, siz niye ideaya girdiniz?
Bizde bilelim.
-O söylesin, konuyu o açtı...
-Niye ben söylüyor muşum? Sen demedin mi? Var mısın ideaya diye.
-Yaa bırakın eyyamcılığı, daha siz niçin ideaya girdiğinizi bile bilmiyorsunuz.
-Şu pozisyonlara tekrar dönelim.
-Bak! Allahını seven, şu pozisyona baksın...
Bu çocuk birde Milli futbolcu olacak, yaa kardeşim senin orada ne işin var?
Sen sağ açık oynamıyor musun?
Gelmişsin sağ bekinin yanına defansın bütün dengesini bozmuşsun, üstüne üstlük birde ofsayt'ı bozmuşsun...
Bak şimdide üç kişi sağ bekin üzerine yüklenmiş,çocuk hangi birine koşacağını şaşırmış.
Bizimki ne yapıyor, elini beline koymuş sanki sinemada film seyrediyor, sana yazıklar olsun, seneye bunu yollamalı, gitsin ikinci liğte oynasın, bu forma ona ağır geliyor.
Bak hocaya bak, hiç sesini çıkarıyor mu?
Tabi çıkarmaz, teknik direktörlükten bir haber, hangi zihniyet bu adamı takımın başına kor, vallahi anlamadım gitti.
Haaa! Yeri gelmişken sayın başkana da buradan sesleniyorum, sayın başkan yakında biliyorsun kongre var.
Bu işler böyle yürümez, yönetim olarak, kulaklarınızı açın da söylediklerimizi artık, biraz duyun.
Ben bu kadar diyorum, anlayana sivrisinek saz....
-Abi ben senin yorumlarından bir şey anlamadım, demin çocuk defansına yardım etti diye bozuldun, ondan sonra da etmedi diye.
Biraz, çocuğa haksızlık yapmışın gibi geliyor.
Daha bunlar genç fidan böyle ağır eleştirilere müsait değiller,eleştirinin de bir dozu olmalı..
-Bana bak sen hiç top oynadın mı?
-Evet! Oynadım, amatör kümede o sene büyük bir takıma tam gidecektim ki ayağım kırıldı ve futbol hayatım bitti.
-Geçmiş ola, bak biz kırk kişiyiz bu camiada, kırkımızda birbirimizi biliriz, sende haddini bil tamam mı?
-Beyler bir saniyenizi alacağım, şimdi bir anons yapmak istiyorum.
Buradan isim vermeyeceğim, yalnız o kendini bilir, eğer delikanlı ise yetmiş milyonun önünde canlı yayına katılır.
--Ferhat hayrola?
-Yok abi, bu özel bir mesele, malum şahıs geçenlerde barın birinde içip, içipte arkamdan atıp tutmuş...
Delikanlı ise bağlansın, eteğindeki taşları döksün.
Yönetmen arkadaşım bağlandığını işaret ediyor, bir dakika sayın seyircilerimiz, bizim programımızın reytingle falan işi yoktur, biz objektif bir yayıncılık yapmaya çalışıyoruz.
Bağlayın şunu bakalım ne diyecek.
-Aloo sesim geliyor mu?
-Gayet net duyuluyor,hem de yetmiş milyon neler söyleyeceğini,merakla ve dikkatlice dinliyor...
-Ben şimdi televizyon olmayan bir yerdeyim onun için konudan haberim yok, yalnız arkadaşlar haber verdi.
Delikanlı ise arasın demişim bende ona istinaden aradım.
-Yine içmiş abuk, sabuk konuşuyor, bakalım neler zırvalayacak.
-Aloo sen ne zaman adam oldun da bana dil uzatmaya kalkışıyorsun?
Ulan sen değil miydin bana gelipte yalvaran, abi işsiz kaldım bana şu programı ayarla kölen olurum diyen, ne çabuk unuttun bunları, akıllı ol yoksa senin aklını alırım, yine işsiz kalırsın
ve tekrar kapı, kapı iş ararsın, beni anladın mı?
-Bir dakika bir dakika galiba bir yanlış anlaşılma var.
Abiciğim benim sana lafım olamaz, seni bu camiada herkes tanır ve nasıl mert bir insan olduğunu da herkes bilir.
Ben seni kastetmemiştim.
-Kıvırma lan!
-Valla abi seni kastetmedim, hem buradan ben isim vermeden konuştum, yetmiş milyon buna şahit. Sana telefon açanlar yanlış aksettirmişler olayı, sana saygıda kusur etmem, abi bunu sende biliyorsun.
Bak buradaki konuklarında sana saygı ve selamları var.
-Neyse sende onlara selam söyle...
_Abi bir emrin var mı?
-Emrim olamaz sadece ricam olur, size iyi yayınlar diliyorum.
-Abi teşekkürler programa katıldığın için tekrar saygılar...
Nerde kalmıştık?
-Uşağum: Ha bu bizim hakkımız gasp edilmeseydi, şimdiye şampiyonduk...
-Yok! Siz baştan kaybettiniz, ben buradan bangır, bangır bağırdım durdum, kan uyuşmazlığı var diye, atı alan Üsküdar'ı çoktan geçti.
Şimdi ağlamayın, bak Kartal ne yaptı?
Uçmayan kartalın yerine hemen uçanı getirdi, sizde zamanında yüzen bir hamsi bulacaktınız.
-Abiciğim, bana bazı duyumlar geldi, sana da bunu teyit ettirmek istiyorum.
Sen cim bom camiası içindesin, bir Messi lafı geçiyor bu doğru mu?
-Valla benim de kulağıma geldi.
-O zaman yönetmen arkadaştan rica edelim bu haberi alt yazı olarak yetmiş milyona geçsinler.
Eğer Yönetim tekzip etmezse demek ki doğru.
Hocam: Bu pozisyonda Ofsayt var mı?
-Yavaş yavaş oynat bakayım, hııım hem var hem yok, bu pozisyonda kesin bir şey demek doğru değil.
Bak şurada ki futbolcu bir girmiş, bir çıkmış, yani önce aktif sonra pasif olmuş, en iyisi burada hakemin kararına uymak.
-Yönetmen arkadaşım program saatimizi aştığımızı işaret ediyor, efendim bu gecelikte bu kadar.
Ben ve değerli konuklarımız hepinizi saygı ile selamlarız, haftaya yine biz buradayız, bir yere ayrılmayın.
CENGİZ DAMAR