Bizim Hıyar Ahmet
Zeka ve çalışkanlığına her zaman güvendiğim yeğenime söz verdim. Üniversite sınavlarında ilk on tercihinden birini kazanabilirse ona bir dizüstü bilgisayar alacaktım. Evet, zeka ve çalışkanlığına hep güveniyordum ama bunu kullanmaktaki becerisi biraz kuşkuluydu. Çünki okumuyordu, gençliğin de verdiği atılganlıkla başka şeylere meyil ediyor, kapasitesini tam kullanamıyor, kendinden bekleneni veremiyordu. Nasılsa bir sürpriz oldu ve altıncı sırada tercih ettiği okulu kazandı.. Güzel de bir bölümdü aslında. Çünkiü 9 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ birçok gencin hayalini süsleyen sayğın bir okuldu..
Sıra verdiğim sözü tutmaya gelmişti artık. İlk fırsatta ona beğendiği dizüstü bilgisayarı alıp armağan ettim. Birkaç gün kullandık beraberce. Bu arada işim geregi bilgisayar kullanımında ben ondan daha fazla teknik bilgiye sahip olduğum için kendime göre proğramladım bütün sistemi.. O da itiraz etmedi buna. Kullanımda kolaylık sağlayan, dersleri ile ilgili notları tutmasına yarayan, yani bilgisayarı verimli kullanabilmesi için gereken bütün teknik donanımı verdim sisteme..
Yarıyıl tatili gelmişti. Ancak bilgisayar halen bendeydi. Ben de İzmir'de oturduğum için ve yeğenim haftanın iki üç günü bende kaldığı için bilgisayarı aramızda bir sözleşme olmaksızsın ortak kullanıyor gibiydik. Henüz alıp kendi malı edinmemişti. Bu arada ben salt daha güvenli kullanım ve hırsızlığa önlem olarak bilgisayara şifre ekledim. Şifre yeğenimin ismi de olan AHMET sözcügü idi.. Ancaksistem, şifre unutmaya bir önlem olarak bir de İPUCU SÖZCÜGÜ istiyordu.. Bu sözcügü de HIYAR olarak ekledim sisteme.. Ne var ki, Gaziantep'e tatil için gitmek üzere İzmir'den ayrıldığında bunu söylemeyi unuttum Ahmet'e.
Ertesi gün çalışıyorken, üstelik bir iş görüşmesi yapıyorken aradı Ahmet beni. O zaman anladım şifre ve ipucu sözcüklerini Ahmet'e söylemeyi unuttuğumu. Açamadım telefonu, çünkü çalışıyordum ve üstelik bir müşteri ile iş görüşmesi yapıyordum. Bir saat sonra ben aradım Ahmet'i. Ne olduğunu sordum merakla.. "Tamam amca, hallettim, bilgisayarda bir sorun vardı giderdim" dedi.. Israrla sordum ne olduğunu. "Bilgisayarı açtım, şifre soruyor, bana söylemedin tabii, bilmiyorum, baktım ipucu yazıyor, tıklayınca HIYAR sözcügü çıktı, ben de düşündüm, bu olsa olsa HIYAR AHMET olabilir diye, gerçekten de HIYAR AHMET yazınca sistem kendiliğinden açıldı" dedi.. Öldüm gülmekten, ve bir kez daha yeğenimin zekası ile gurur duydum. Ah bir de okusa, okumanın önemini kavrasa ne güzel olur ama, artık kendi zekası ile tescilli bir HIYAR olduğu için pek de üstünde durmuyorum..
Mükemmel bir Türkçe ile yazılmış sıcacık bir öykü.... Şiirlerdeki ustalığınız öykülerinizde de konuşuyor Şeref Bey.. kutluyorum...
Günün öyküsünü ve yazarımızı kutlarızud83eudd20