Bizim Oraların Destansı Aşkı
Bizim oraların aşk ları meşhurdur. Karadeniz gibi coşkun, Karadeniz gibi dalgalı kısacası Karadeniz gibidir.Bizim oranın erkekleri merttir, cesurdur, dünyaya hükmederler ama bir tek sevdalarının karşısında eğilirler. Bir kere düştümü sevda yüreğe; bütün damarlarına işler. Bizim oraların ormanları da meşhurdur. Uçsuz bucaksız ormanlar. Bilirmisiniz? Her ağaç bir sevda taşır ve her sevda için bir ağaç çıkar bizim oralarda. Ölüm kokar bizim sevdalarımız. Çünkü düştümü bir kez yüreğe sevda ancak ölüm ayırır, ancak ölüm koparır. Bizim oraların en büyük aşkı maviyle yeşilin aşkıdır. İçten içe besler mavi yeşili ama asla kavuşamazlar...
Bundan çok uzun zaman önce bir sevda yaşanmış benim kanımdan benim soyumda. Bir kız evin tek oğluna aşık olmuş. Sevdalanmışlar birbirlerine. Zaman geçmiş kavuşmak istemişler. Oğlan ailesinide alıp kızı istemeye gitmişler. Ama kızın ailesi uygun görmemiş bu evliliği. Vermemişler kızlarını. Bizim sevdalılar buluşmuşlar akşamına . Kaçmaya karar vermişler.Buluşma yerine gelince kız ıslık çalacak oğlan yanına gelecekmiş.Kızın babannesi duymuş bütün konuştuklarını.
Eskiden kalabalıkmış aileler bi odada torunlar babaneler yaşarmış. Yan yana yatarlarmış. Ertesi gün kız bohçasını hazırlayıp yatmış. Babaannesinin uyumasını beklemiş. Ama babaanne kızın annesine anlatmış herşeyi . Babaanne uyumuş gibi yapıp kandırmış torununu . Kız tam bohçasını alıp çıkacakken annesi durdurmuş kızını. Ve eline bir balta alıp buluşma yerine gitmiş. Islık çalmış kadın oğlan sen misin sevdalım diye seslenmiş, kadın sesini çıkarmamış beklemiş ağacın dibinde. Oğlan yaklaşmış, yaklaşmış... Neden konuşmuyorsun sevdalım demiş. Yine ses yok. Kadının yanına vardığında şaşırmış oğlan. Kadın baltayı alıp oğlanın kafasına indirmiş. Bizim sevdalı yaralanmış koşarak kaçmış oradan. Kadın kanlı baltayla eve gitmiş. Kızına o...... evin tek oğlunu vurdurdun bana demiş. Bizim sevdalı kız kanlı baltayı görünce o küçücük yüreği sevdalısının acısına dayanamayıp yığılmış oracıkta. Yüreği paramparça olmuş kızın. Hastaneye kaldırmışlar. Doktorlar neyi olduğunu bulamamış kızın . Bizim kız son günlerinde, son saatine kadar doktora sevdasını anlatmış. Uzun cümleler kuramıyormuş. Sadece kelime kelime ağzından sevdası dökülüyormuş. Doktor her kelimeyi not etmiş ve 72 kıta bir destan yazmış. Kızın yüreği sadece bir hafta dayanabilmiş. Bir hafta sonra kapatmış gözlerini sevdasının yanına gittiğini sanmış...
Sevdalı oğlan bütün ailesini de alıp terk etmişler memleketlerini. Bir kan davası yaşanmasın demişler. Bu olaydan 2 yıl sonra sevdalı genç geri dönmüş sevdasını son bir kez görmeye. Rize'de korna çalmaya bir başlamış ta ki kızın mezarına kadar devam etmiş. Mezarına gelinlik serip güllerle donatmış , şekerler dökmüş üstüne. Sonra bir gidiş, gidiş o gidiş bir daha haber alınamamış oğlandan...
Destan günümüze kadar gelmiş. Ama bu sıralar kayıp sadece bi kaç cümlesi aklımda onlarda şöyle:
Anam garip anam
Sende sevmedin mi
Anam garip anam
Senin yüreğine sevda hiç düşmedi mi .......
?'Bu anlattığım yaşanmış gerçek bir hikayedir''
Buram buram aşk kokan bir ülkenin çocuklarıyız. Tüm sevenlerin kavuşması dileklerimle yüreğinize sağlık.
teşekkür ederim Nail Bey
ne kadar aci bir olay tuylerim diken diken oldu paylasdiginiz icin kalbi tebrikler👍👍 kaleminize saglik👍
Anadolu'nun değişik yörelerinde dolu dolu bu ve buna benzer hikayeler var. Çoğuda hüzünlüdür aynı bu hikaye gibi. Güzeldi tebrikler yürekten Efsun hanım...👍😅👍