Boyalı Düşler

--- Boyayalım abi...Badem yağlı çift cilalı parlamazsa para yok...
---Haydi boya bakalım evlat parlamazsa para vermem ha...
Dedim ve sağ ayağımı boya sandığının üstüne koydum. İri zeytin karası gözleriyle suratıma baktıktan sonra,
---Ne demek abi. Emrin olur ben ayakkabılarını bir boyayayım gör sen o zaman ayakkabılarında saçlarını taramazsan bana ne dersen de parada verme.
Gülümsedim. Başladı ayakkabılarımı boyamaya. On bir on iki yaşlarında olmalıydı. Üzerinde yer yer siyahlara boyanmış sarı lacivert bir tişört vardı. Elleri ise zift gibi kap karaydı. İşini gayet güzel usta yaptığı her halinden belli oluyordu. Ayakkabı boyacılığından bayağı iyi anlardım. Zira çocukluğumda okullar tatil olduğunda yaz tatillerinde bende hep ayakkabı boyacılığı yapmıştım.
---Galiba Fenerlisin. Sen okula gitmiyor musun? Sürekli ayakkabı boyacılığımı yapıyorsun? Nerelisin nerede oturuyorsun? Adın ne senin?
Peş peşe sorduğum sorulara jet hızıyla yanıt vermeye başladı. Belli ki işiyle beraber söz ustalığını da bayağı iyi öğrenmişti boyacı çocuk. Türkçesi gayet iyiydi...
----Abi adım Umut. Övünmek gibi olmasın amma ben Fenerbahçeliyim. Bir gün eninde sonunda orada futbol oynayacağım. Bu sene yedinci sınıfa geçtim takdir aldım. Derslerimin hepsi pek iyi...Babam porselen fabrikasında çalışıyor. Beş kardeşiz Hatuniye mahallesinde oturuyoruz. Şimdilik Kütahya spor alt yapısında oynuyorum amma hedefim Fener. Amma derslerimi de ihmal etmiyorum Futbolcu olamazsam hedefim Doktor olmak. Yılmak vaz geçmek yok...
Umut anlatmaya devam ediyordu. Eli yüzü üstü başı zift gibi kapkara olan boyacı bir çocuğun böylesine gayretli inançlı umutlu her şeyden önemlisi de mutlu olması beni bayağı şaşırmıştı. Birde bir eli yağda bir eli balda ellerini sıcak sudan soğuk suya sokmayan gayretsiz umutsuz mutsuz bir türlü mutlu edemediğimiz kendi çocuklarımız geldi aklıma çocuklarım adına bu boyacı çocuktan utandım. Zift gibi kapkara gerçekleri olmasına rağmen bu boyacı çocuk bayağı mutlu gözüküyordu ve renkli Boyalı Düşler kurmaya devam ediyordu. Düşlemek başarmanın yarısı sayılırdı. Düşleri gayreti olmayan kimseye dünyayı bağışlasan yine de onu mutlu edemezsin. Onun düşlerine hayran kaldım kıskanmadım desem yalan söylemiş olurum. Bir takırtı tukurtu ile kendime geldim. Umut elindeki boya fırçası ile sandığa vuruyordu. Yani işinin bittiğini söylüyordu. Ayakkabılarıma baktım gerçekten de ayna gibiydiler...
---Teşekkür ederim Umut. Ayakkabılarım gerçekten de ayna gibi olmuşlar. Artık aynaya gerek yok saçlarımı bundan sonra ayakkabılarım ile tarayacağım...Sağ ol...Borcum ne ?
Sözlerimde mutlu olmuşa benziyordu. Gülmeye başladı bembeyaz dişler sayılacak derecede ortaya çıktı.
---Abi ne verirsen ver
Hep aynı numara hep tutmuştur. Çocukluğumda bende pek çok kere aynı sözü yüzlerce kez söylemişimdir ve her seferinde de fazla para almışımdır. Karşındaki Abi ne verirsen ver dedikten sonra az para verecek değil ya...Hele hele işini temiz güzel yaptıysan. Cüzdanımdan çıkardığım yüz lirayı kendisine uzattım. Parayı şöyle bir evirdi çevirdi,
---Abi bozukluğun yok muydu? Daha işe yeni başladım. Sen ikinci müşterimsin...
---Ne bozukluğu evlat bu para senin kendine yeni bir Fener tişörtü al. Bu parayı sen hak ettin. Bu zamana kadar senden daha güzel ayakkabı boyayan görmedim. Aferin sana ustaymışsın. Bundan sonra ayakkabılarımı hep sana boyatacağım. Tabi ki Sen Fener'e gidinceye kadar seni Fenerbahçe forması ile görmek isterim. Sen bunu başarabilecek bir çocuksun. Çalış Umut çalış çalışanın azmin elinden hiçbir şey kurtulamaz. Fener de oynamaya başladığın zaman her halde bu abine bir imzalı Fener forması hediye edersin? Fener formasını giymek için unutma çok çalışman kaytarmaman idmanlarını aksatmaman hocalarının sözünden dışarı çıkmaman gerekli...
---Sağ ol abi çalışacağım başaracağım o formayı eninde sonunda sırtıma geçireceğim. Ne demek abi hele bir Fenerde oynamaya başlayayım sana bir değil kaç tane istersen Fener forması hediye ederim. Fener formasını sırtıma geçiremezsem de mutlaka doktor olacağım. İki yolum var abi üçüncü bir seçenek yol yok bu iki hedeften geri dönüş yok..
Umut'un saçlarını okşayıp sırtını sıvazlayıp gerekli gazı verdikten sonra yanından ayrıldım. O benim ayrılmamdan sonra yine bağırmaya başlamıştı bile...
--- Boyayalım abi parlatalım badem yağlı çift cilalı parlamazsa para yok...
Zift gibi kapkara gerçekleri olduğunu bile bile böylesine büyük hedefler seçen renkli Boyalı Düşler kuran kurabilen Umut'u takdir etmemek mümkün değildi. Umarım başarırsın Umut...Dualarım senin için...Bekliyorum Umut Fener forması giyeceğin günü dört gözle bekliyorum...

30 Temmuz 2018 4-5 dakika 28 öyküsü var.
Yorumlar