Buse'nin Gözyaşları/Final

Her ikisi de şaşkınlık içerisindeydiler. Buse, hastalığından dolayı fazla sevinç gösterisinde bulunamıyordu.Yüz mimikleri bile tepkisizdi.Sadece gözlerinin içerisinde belli belirsiz parıltılar,ışık gibi süzülüyordu Tugay'ın gözlerine doğru...Aşkı,sevdiği genç, şu anda karşısındaydı.Nasıl olmuştu da hangi rüzgar savurup atmıştı onu buraya..Onu karşısında görmek,hastalığı ile didişmekten dolayı içerisine düştüğü umutsuzlukta sarılıp tutunabileceği bir güç gibi gelmişti adeta...Aman Allah'ım ne güzel bir duygu diye içsel sezgiyle sevindi.Aşkını görmeyeli tam iki yılı geçmişti.Okul yıllarını yine anımsadı.Tugay'la buluştuğu,öpüştüğü o anlar belleğinde canlandı.Aynı heyecanı hissetti içerisinde.Hiç ayrılmayacağız diye yemin etmelerine rağmen,kader onları ayırmak zorunda kalmıştı.Zorunlu olarak ayrılmış ve arada engeller olmalarına rağmen hala aynı sevgi ve heyecanı yüreklerinde hissediyorlardı.Bu gerçekten kaçamadılar.

Buse'nin belleğinde kardeşi Emine canlandı. Köye geldikleri zaman nasıl da gözleri ışıl ışıl :

-Ablacığım, aşığım seviyorum . dediğinde o da sevinmiş.

-Bu şanslı erkek de kim bakalım, adı nedir? Sorduğunda

- İşte fotoğrafı, adı da Tugay...

İki kız kardeşin aynı gence aşık olmaları. Her ne kadar kendisi için yıkım olmuş olsa da kardeşi Emine'ye sezdirmemeye çalışmış ve acısını içine gömmeye özen göstermişti. Kendisi nasıl olsa ikinci planda kalıyor, kardeşinin mutluluğuna gölge düşürmemeye çalışıyordu... Kendi dünyası için her şey aydınlıktan karanlığa dönüşmüştü zira... Kendisi mantıklı olarak kenara çekilecek, kardeşi Emine'nin mutlu olması için elinden geleni yapacaktı. Geçen zaman içerisinde yıkılan bu aşkı, sır gibi yüreğinde saklamıştı. Şimdi önemli olan kardeşi Emine'ydi.

İlk konuşmalarından sonra Tugay, hafızasını yıldırım hızıyla toparladı...Şu anda karşısında hasta yatağında yatan kadın,eski Buse değildi.Ağzından çıkacak kelimelere çok dikkat etmesi gerektiğini düşündü...İlk baktığı anda bile tanımakta çok zorluk çekmiş,önce tanıyan Buse olmuştu.

-Hoş geldin Tugay bey!..

Eğer bu konuşmayı yapmasaydı Buse'yi tanıyamayacağına kanaat getirdi. Eski güzelliğinden hiçbir şey kalmamış, adeta yirmi yıl yaşlanmış bir kadın bulmuştu karşısında. Sadece gözlerinin siyahlığı aynıydı.Diğer yönden fizik olarak Buse'nin dışında başka bir kadını andırıyordu...

- Biliyor musun Buse, seni gördüğüme ne kadar sevindim...

-Ben de çok sevindim Tugay!..

Hasta olmana çok üzüldüm doğrusu. Ama yine de çok güzelsin.Hala eskisi gibi çok tatlısın...

- Teşekkür ederim!..Teşekkür ederim!..Çok iyisin!..Hangi rüzgar attı seni buraya Tugay?..

- Hiç sorma... Oğlunu annenlere bıraktığından bu tarafa dönüşün gecikince onlar da seni merak etmişler, Buse neden gelmedi diye...

- - Kocam, Amasya'ya dönmüştü ama demek ki uğramamış oğlumu görmeye...

- Sanırım uğramasına da fırsat kalmamış. Duyduğuma göre kendisi jandarma karakoluna gidip teslim olmuş.

- Ya öyle mi?.. Öyle olacağı belliydi zaten...Bana çok çektirdi.Biraz da kendisi çeksin bakalım mapusta...İşte böyle gerçeklerden kaçamıyor insan .Er ya da geç karşına çıkıyor çünkü...

- Ben de Ankara'ya elma getiriyordum satmak için Emine sürekli sizden bahsediyordu. Bana adresini verdi.Benim işlerim bittikten sonra da sana geldim.Kemoterapi uygulaması olacağı için iki gün sonra gel dediler.İki gün zaman geçirdim buralarda, senden haber almak için gitmedim.

- İyi yapmışsınız Tugay. Benim ne refakatçim vardı,ne de ziyaretçim.Sen şimdi hepsine bedel oldun.Moralim düzeldi.

-İstersen istediğin kadar refakatçi olarak senin yanında kalmaya hazırım Buse...

- Anlıyorum seni. Ama ben yakında taburcu olacam. Hem ben hastane ortamına da çok alıştım. Kendi ihtiyaçlarımı iyi kötü karşılayabiliyorum...Gerek yok kalmana...Sen benim yüzümden kendi işlerinden olmayasın...

- Rice ederim. Seve seve hizmetine hazırım.

Buse, fazla konuşmak istemedi. ' Yanımda refakatçi olarak kal ' dese Tugay'ın 'evet 'diyeceğini adı gibi biliyordu... Bu arada eski aşk yaralarının depreştiğini hissetti. Gerçeklere dönmeliyim diye düşündü.Ortada kardeşi Emine'nin mutluluğu söz konusuydu çünkü...Tugay'ın gözlerine baktı.Hala aynı çekicilikteydi.Hiç değişmemiş,biraz daha olgunlaşmıştı.İçindekileri söylemeliydi...Gizli kalmamalıydı..

-Tugay,sana anlatmak istediğim bazı gerçekler var.

Tugay,Buse'nin söyleyeceklerini sezmişti.Neler anlatacağını biliyordu.Yine de:

-Buyur Buse.Sizi dinliyorum efendim...

- Bildiğim kadarıyla kardeşim Emine sana aşık ve seni seviyor.Sanırım sen de ona aşıksın ve onu seviyorsun...

--........

-...Seninle olan aşkımız mazide kaldı.Her ne kadar geçmişte bu aşkı yaşamış da olsak her şey bitti artık!...Bitti!...Bundan sonra tek bir şey varsa kardeşim Emine ile senin mutlu olman.Ben başka bir şey istemiyorum...

--.......

-
Yaşam,böyle işte...Kaderden kaçınılmaz...Ne kadar kaçsan da iş olacağına varıyor...Bunun için bana söz ver;aramızdaki aşktan kardeşim Emine'nin hiçbir zaman haberi olmasın...Böyle olursa senin aşkını içimde yaşatırım.Aksi takdirde yaşarken ölmüş olurum...

Bu konuşmasının ardından yatağının altındaki defteri,alıp çıkarması için Tugay'a:

- Sana zahmet yatağın altında defter var, onu çıkarıp bana verir misin?

-Tabi Buse...

Bu defteri sana hediye ediyorum.Günlüklerim ve de yazdığım şiirler var.

- Teşekkür ederim.Bu defteri ömrümün sonuna kadar saklayacağım.Her sayfasını okudukça seni anacağım,sevgilim!..

Tugay'ın gözleri dolmuş,gözyaşlarına hakim olmaya çalışıyordu...

Tokalaşıp ayrıldılar...

Aradan bir ay geçmemişti ki hastane tarafından Buse'nin annesine acı bir telgraf geldi:

"Hastanemizde uzun zamandır yatmakta olan kızınız Buse Yiğit, yakalanmış olduğu amansız hastalığa karşı yapılan bütün tıbbi müdahalelere rağmen yenik düşerek hakkın rahmetine kavuşmuştur. Ailesine ve sevenlerine baş sağlığı dileriz..."


Emine, kardeşinin acısından sonra okulda Tugay'la karşılaşmışlar teneffüste sohbet ediyorlardı:

- Seni çok özledim Tugay...Bu elindeki defter de neyin nesi.Her teneffüste bu aralar sürekli bunu görmekteyim...

Tugay'ın gözleri nemli, Emine'yi yanıtsız bıraktı.Biraz sonra da defterin sahifelerini karıştırdı:

- Bak,Emine sana güzel bir şiir okuyacam.Biraz hüzünlü ama...



AYRILIK !..

Ayrılık, geldi çattı kapıya
Davetiye çıkardı her belaya
Selam verdim, göz yaşına, acıya
Yenik düştüm, bu hayata...

Ne desem olmuyor
Her şey tersine dönüyor
Hayallerim gittikçe sönüyor
Düşmanların bedduası hep tutuyor...

Nereye gitsen Azrail hep yanımda
Melekler, kaldılar hep uzakta
Gelmezler oldular yanıma
Şimdi ölüm geldi, dayandı kapıya...


BİTTİ...

05 Ocak 2010 6-7 dakika 103 öyküsü var.
Yorumlar