Çapkınlığın Bedeli

-Aloo!

Faikciğim,seninle acele görüşmem gerekiyor,telefonda olmaz!
Akşam her zaman ki yerimizde tamam mı!?
Hasret giderirken,hem de şöyle karşılıklı iki kadeh atarız.
Tamam,oldu!
O zaman akşam görüşürüz eyvallah.
-Şakir merhaba,sen erken mi geldin?
Ooo!
Erken gelmeyi bırakta,şişenin birisini neredeyse iyi etmişsin.
Hayırdır!
Sen ben gelmeden başlamazdın?
-Hoşgeldin dostum! Kafam çok bozuk,iyi ki geldin.
Garson oğlum! Abine de servis yapıver...
Ofiste duramadım,erkenden çıkarak,buraya kendimi zor attım,hadi kaldır yarasın.
-Hayrola!?
Seni bu kadar sıkıntılı hiç görmemiştim.
-Sorma dostum sorma!
Telefonum dinleniyor ne yapacağımı şaşırdım.
-Bu muydu? Büyük derdin.
Herkesin telefonu dinleniyor...
-Yoksa sende mi ,Ergonokoncu oldunda benim haberim yok?
-Allahını seversen bırak dalga geçmeyi, onlardan da kötü durumdayım...
Biliyorsun kırk yıllık arkadaşımsın,hemde can yoldaşımsın,senden gizli saklı hayatta hiç bir şeyim yok,
sen benim sırdaşımsın.
-Sen de benim için öylesin...
-Faik dostum, beni iyi dinle!
Senin de bildiğin gibi ben hayatta hiç çalışmadım ama krallar gibi yaşadım,
kimin sayesinde aklımın sayesinde
zamanında o evde kalmış yaşlı kadına evet dedim, niye dedim?
Çünki karun gibi zenginlerdi,yani senin anlıyacağın bile bile lades.

Eskiden olduğu gibi ya sürünecektim,ya da para içinde yüzecektim,ben yüzmeyi seçtim ve kuralına göre kulaç attım..
Bunları sende biliyorsun,hayat felsefesi olarak,nerede akşam orada sabah ,vur patlasın,çal oynasını uyguladım ama şimdi kuyruğumu bu telekulak çetesi kötü sıkıştırdı.

Eğer karıma,kayınpedere bu telefon konuşmaları sızdırırlarsa!
İşte o zaman çıra gibi yandığımın resmidir,beni kapının önüne dakikada koyarlar hemde beş parasız,valla yatacak yer bile bulamam,artık sokaklar yatağım yorganım olur.
Yıllardır karım hariç dört tane kadını idare ettiğimi sen de biliyorsun,bunlar bir meydana çıkarsa! Allahını seversen, halimi bir düşünsene?
Sakın düşünme ne düşünürsen başına o gelirmiş,dostum sakın düşünme!!
Yanlız bu telekulakcılar şunu unutuyorlar,kiminle dans ettiklerinin frkında değiller.
Bana adıyla sanıyla sansar Şakir derler,adamı yamulturum da ruhu duymaz,lan ben,şeytana papucunu ters giydiririm
Dostum öyle değil mi?
-Doğru söze ne denir?
-Gel seni bir öpeyim,olmadı birde öbür yanaktan,hah şöyle...
-Sansar efendi!
Bırak hikaye anlatmayıda,bu telekulakcılarla nasıl başa çıkacan bana onu söyle?
-Dostum bu saatten sonra telofonda şifreli konuşacağım,bunların aklı karışacak,çözene kadar analarından emdikleri süt burunlarından gelecek veee peşimi bırakacaklar.
İşte bu kadar basit,benim hatunlara şifreli konuşmayı öğreteceğim,bak göreceksin tereyağdan kıl çeker gibi bu işten kurtulacağım.
-Valla senden korkulur.
-Hadi gel bir daha öpeyim seni,canım sırdaşım,arkadaşım benim.


-Amirim!
Dinlediğimiz telefonlardan birisi,galiba uyandı bir aydır şifreli konuşmaya başladı,devamlı kadınlarla konuşuyor ama şifreli uyuşturucu trafiğine benziyor.
-Kimse alın getirin!
Çapraz sorguda nasıl olsa bülbül gibi öter.
-Şakir bey!
Bizimle biraz gelmeniz gerekiyor,buyrun gidelim.
-Siz kimsiniz?nereye gidiyoruz?
-Bir konu hakkında size bazı sorular sormamız gerekiyorda buyrun.
-Anlaaadım!
Sizler telekulakcılarsınız,buyrun gidelim.
-Amirim! Beyfendiyi getirdik.
-Tamam içeri alın,ben geliyorum.
-Ses kayıt cihazını çalıştırın.
"Canım bir tanem! buğünde ofiste geç vakitlere kadar çalışacağım,beni merak etme,çocukları benim yerime öpüver,laf aramızda babanda canımı çıkarıyor bay."
-Bu ses sana mı ait?
-Evet benim sesim karşı tarafta karım.
-Tamam,tamam!
O kadar da aptal değiliz,öbürüne geçin.
"Tertip,unutma bu gün üç beş nöbetimiz var,karahgahta buluşuruz,ben gelirkende çephane getiririm"
-Bu konuşma da sana ait.
-Evet bu da benim.
-Ne ayak? Tertip,karargah,cephane,nöbet bu şifrelerin anlamını öt bakalım.
-Benim konuştuğum kişi yani karşı taraf asker arkadaşım,biz onunla böyle konuşuruz.
-Senin zamanında kadınları askere alıyorlar mıydı?
Sizin askerlik,uzatmaya takılmış anlaşılan,bu ne bitmeyen askerlikmiş.
Bizde yuttuk öylemi!?
Ufak atta civcivler yesin.
Öbür kayıta geçin.
"Bu gece ofsait filan anlamam,saha çamurlu demekte yok!
İlk devre biri penaltıdan olmak üzere en az beş golüm var,haftaymdan sonra yanlız iyi pas vermen lazım,kısa alnda ver kaçlar gole gitmek için çok önemlidir.
Her zaman ki halı sahada bekliyorum tamam mı?"
-Bu da sensin,öyle değil mi?
-Evet bu da benim,konuştuğum kişide takım arkadaşım,aynı takımda top oynuyoruz,o akşam iddaalı bir maçımız vardı,onun için birbirimize taktik verdik.
-Demek sen bu kiloyla top peşinde koşuyorsun?
Valla sana brova,seni 100 mt uzaktan gören futbolcu olduğunu hemen anlar,toplarada çok sert vuruyorsun değil mi?
-Övünmek gibi olmasında,penaltılarımın önünde kimse duramaz...
-Senin bu top arkadaşında tesadüfe bak ki o da bayan,nasıl iyi pas veriyor mu?
-Daha yeni futbola merak sardı,top hakimiyeti iyi değilde,telefonda onun taktiklerini veriyordum
sizinde dinlediğiniz gibi.
-Demek öyle!!
Lan sen bizi salak mı sanıyorsun?
Yoksa bizle dalga mı geçiyorsun?
Öbür kayıta geçin...
"Arkadaşım önce saklanbaç oynarız,sen ebe olursun,biliyorsun ben iyi söbelerim,yorgunluk kahvesinden sonrada evcilik, beştaş ,ya da elim sende,onlardan da sıkıldık mı birdirbir oynarız, anlaştıkmı?"
-Eeeee!
Buda senin sesin,bakalım buna ne mazeret uyduracaksın.
-Bu da benim,karşıdaki de çocukluk arkadaşım,arada buluşur nostaliji yaparız,işte çocukluğumuzu yad ediyoruz.
-Yani hala büyümediniz öyle mi?
Çocukluk arkadaşında kadın,bu da tesadüf olmalı,farkındamısın sabrım taşmaya başlıyor...
Demek sen küçükken hemcinslerinle oynamıyordun da karşı cinsle evcilik oynuyordun?
Ailen farkına varıpta,seni bir doktora götürmedi mi?
Valla yazık olmuş sana bak boylu poslu aslan gibi adamsın yalnız fazla kiloları ve göbeği saymazsak.

Öbür kayıta geçin..

"XV ben uzak doğuya gidiyorum,bir saat sonra ordayım,sen önden git,yatacağım odayı falan kontrol et.
Bir aksilik olmasın,ben peşimdekileri atlatınca orada görüşürüz"
-Bu sese itirazın var mı?
-Yok bu da benim,tatile çıkıyordum,karşı tarafa talimatlar verdim,otel ve yatak konusunda titizimde.
-Talimat verdiğinde bayan
-Evet bayan bu benim özel sekreterim.
-Şimdi bana bak!Uzun lafın kısası,ilk kayıtta darbe planı yapıyorsun.
ikinci konuşman da ise, şikeli maç tertibi içindesin ve iddaa oynatıyorsun.

Üçüncüde ise...
Kadın Pazarlıyorsun, baskın yapılması karşılığında,saklanma planlarını sözüm ona şifreli söylüyorsun..
Dördüncüde ise...
Yabancı servisler için casusluk yapıyorsun.
Nasıl? şip şak senin şifreler çözüldü değil mi?
Deliller sabit,her halde bu suçlardan,dolayı ömür boyu yatarsın.
-Aman!
Yanlış anladınız,bunlar benim karıma yakalanmamak için sevgilimlerle kendi aramızda uydurduğumuz konuşma şekli.
-Tek ayağının üzerinde kırk yalan söylüyorsun hangisine inanacağız,şuçların sabit şunu götürün
-Yalvarırım bana acıyın!!!
Vallahi billahi,son söylediklerim onlar doğru
-Derdini artık, mahkemede anlatırsın...

21 Eylül 2010 6-7 dakika 67 öyküsü var.
Yorumlar