Çaresizce Sevmek
İlkay onu ilk gördüğü anda içinde garip bir şeyler hissetmeye başlamıştı. Değişik bir duyguya bürünmüştü. Zamanla bu yerini aşka bırakmaya başladı.
Buse, İlkay'ın yöneticilik yaptığı derneğe üye olmak için gelmişti. Orada tanıştılar. O kadar saf, temiz, kendini bilen, kalbinin güzelliği yüzüne yansımış biriydi ki, etkilenmemek elde değildi. İlkay'da karşı koyamadı bu duruma. İlk gördüğü anda bir şeyler hissetmeye başladı. Zamanla konuşma, tanışma, birbirlerini daha yakından tanıma şansları oldu. İlkay belli etmemeye çalışıyordu ona karşı hislerini ama onu tanıdıkça daha fazla aşık oluyordu. Daha bir farklı bakıyordu Buse'ye. Ama aşık olma zamanı değildi onun için. Önünde girmesi gereken bir sınavı vardı.
Ygs sınavı yaklaşıyordu, İlkay'ın hayatı; dersane-ev-dernek arasında gidip geliyordu. Her hafta Cuma gününü bekliyordu. O gün dersane tatil, akşamda dernekte gençlerin toplantısı oluyordu. Buse de geliyordu tabi ki. İlkay kulağını toplantıya, gözlerini ise Buse'ye ayırıyordu. Araları da çok iyiydi. Toplantı öncesi, sonrası sürekli sohbet eder, güler eğlenirlerdi. İlkay'ın gözlerinin içi gülerdi Cuma akşamları. Ama buna ara vermesi gerekiyordu.
Sınav vakti gelmişti. İlkay güzel bir sınav geçirdi. Sonuçlar açıklandığında da beklentisini almıştı. Artık ikinci sınavı, Lys'yi bekliyordu. Ama Buse'de aklından çıkmıyordu. Ne yapacağını bilemiyordu artık. Kendi toparlamaya çalışıyordu. Cuma toplantılarına gitmemeye başladı. 2-3 hafta görmedi Buse'yi. Aklından çıkarmaya çalışıyordu. Buse, merak edip mesaj atıyordu İlkay'a. İlkay bir şey belli etmemek için cevap veriyordu, her seferinde bir bahane uyduruyordu. Buse ne zaman derneğe gelse İlkay'ı soruyordu. Ama İlkay onu unutmaya kararlıydı.
Ama o kadar kolay değildi bu. Mesajlar, aramalar engel oluyordu. İlkay buna rağmen kendini toparlamayı başarıyordu. Ders çalışırken Buse gelmiyordu aklına. Sadece ders saati dışında düşünüyordu onu. Gününü onunla tamamlıyordu.
Aradan 1.5 ay geçmişti. Dernekte ki herkes İlkay'ı soruyordu. Oranın aranan ve sevilen bir ismiydi. Ve ısrarları kıramadı, bir Cuma akşamı yine toplantıya katıldı. Buse, yakın bir kız arkadaşıyla gelmişti toplantıya. Toplantı saatine kadar uzun uzun sohbet ettiler, toplantı esnasında ikisi de toplantıyı dinlemedi, birbirlerini izlediler. Toplantı bitti, mutfağa geçip sohbete devam ettiler. Saat 22.00 olmuştu. Arkadaşı gitmemiz lazım dedi Buse'ye. Buse ?tamam' diyerek kalkmak isterken İlkay'ın ısrarını kıramadılar ve oturmaya devam ettiler. Aradan 15 dakika geçmişti. İlkay farkındaydı saatin geç olmaya başladığının. Buse'nin elini tuttu ve kaldırdı. Kapıya kadar elini bırakmadı Buse'nin. Belli etmedi ama kalbi yerinden çıkacaktı sanki. Tam uğurlarken onları kapıdan tekrar ?Buse' diye seslendi. Buse arkasını döndü, uzun uzun sarıldı. Kulağına doğru ?Seni çok özledim' dedi. Buse ?Bende' diyerek ekledi; ?Bende seni çok özledim, bu kadar uzun ayrı kalma' dedi. Birbirlerine bakıp tebessüm ettikten sonra Buse ve arkadaşı dernekten ayrıldılar. İlkay ise ne yapacağını bilemez haldeydi. Durup durup arkadaşlarına gülümsüyor, sürekli aşık olmanın ne kadar güzel bir şey olduğundan bahsediyordu. Aşk sarhoşuydu belli.
Eve gitme vakti İlkay içinde gelmişti. Eve geçtiğinde mutluluktan ne yapacağını bilemiyordu. Saatlerce uyuyamadı. Kulağında kulaklık, aşk şarkıları eşliğinde onu düşünüyordu. Onun hayaliyle uykuya daldı. Sabah uyandığında yüzünde gülücüklerle uyandı uzun zaman sonra. Herkes farkındaydı İlkay'da ki bu değişikliğin ama kimse nedenini sormadı. Zamanı geldiğinde İlkay'ın anlatacağını biliyorlardı. Ama İlkay ne yapacağını bilmiyordu. Mutluydu ama kafası çok karışıktı. Ya duyguları karşılıksızsa, ya Buse onu sadece arkadaş olarak görüyorsa. İçinden çıkamıyordu İlkay bu durumun.
Sonunda dayanamadı. Yakın ve ortak arkadaşları olan Ezgi'ye danıştı. Ezgi, şaşkın ve mutluydu. İlkay ondan Buse'nin ağzını aramasını istedi. Ezgi yardımcı olacağını ama toplantı gününü beklemesi gerektiğini söyledi. İlkay çaresizce ?Tamam' diyerek toplantı gününü beklemeye koyuldu.
O gün geldi. Buse ve Ezgi beraber geldiler derneğe. Ezgi yolda aramıştı Buse'nin ağzını. Ama beklenen cevaplar gelmemişti. İlkay olanlardan habersiz, onları içeri aldı ve mutfakta sohbete başladılar. Ezgi suskundu. Buse ve diğer gençler orada oldukları için konuşamadılar. Toplantı bitimi yine sohbet ediyorlardı. İlkay bir şeylerin farkındaydı. Onları kapıdan uğurlarken Ezgi'ye ?Yarın arar bahsettiğin Tarih ödevi konusunda ne yapabileceğimi söylerim' dedi. Ezgi ?Tamam' diyerek karşılık verdi, İlkay'ın söylemek istediğini anlamıştı.
Ertesi gün İlkay aradı Ezgi'yi. Neler konuştuklarını sordu. Ezgi ona ?Üzülmeni istemem ama Buse bir şey düşünmüyor, o seni çok yakın, çok sevdiği bir insan olarak görüyor' dedi. İlkay ?Tamam, teşekkür ederim her şey için' diyerek telefonu kapattı. Yıkılmıştı resmen. Ne yapacağını bilmiyordu. Odasına gitti ve yatağına uzandı. Önce telefondan bir şarkı açtı, sonra yerinden doğrulup pencere doğru gitti. Cebinden sigarasını çıkarttı, ateşledi. Gözünden yaşlar süzülmeye başladı. Ama yapabileceği bir şey yoktu.
O hafta son Cuma toplantısına katıldı. Kimse bilmiyordu İlkay'ın son toplantısı olacağını. Toplantı öncesi yine Buse'yle sohbet halindeydiler. Yine uzun uzun sohbet ettiler. Lys sonuçlarından, yapılan tercihlerden filan bahsettiler. Oradan toplantıya geçtiler. Toplantı bitmek üzereyken İlkay söz istedi. ?Sevgili arkadaşlar, buranın ve sizin bende ki yeri çok farklı, çok özel. Hepinizi ayrı ayrı seviyor, saygı duyuyorum. Buranın bende ki anısı çok. Ama artık bırakma vakti, bazı özel sebeplerden dolayı ayrılıyorum, hepinize her şey için çok teşekkür ederim' dedi ve cebinde daha önce yazdığı istifa kağıdını başkana sundu. Herkes şaşkındı. Dernek için en çok çalışan isimlerden biriydi. Herkes tarafından sevilen, birisi derneğe geldiğinde aranan bir insandı. Her şey yolunda giderken nereden çıkmıştı bu istifa diye düşünüyorlardı. Bir uğultu oluştu içeride, başkan herkesi susturdu ve sordu ?Neden İlkay, ne oldu'. İlkay; ?Öyle gerekiyor, ben yine sizin yanınızdayım, bir adım ötenizdeyim' diyerek toplantı salonundan çıktı. Kimse ne yapacağını bilmiyordu, herkes şaşkındı. İlkay'ın dernekten istifa etmesi, kimsenin beklemediği bir şeydi. Kimse soramadı tekrar neden diye. O sırada Buse fırladı yerinden, çıkış kapısının orada İlkay'ı omzundan tuttu ve sordu; ?Bana da mı anlatmayacaksın'. İlkay, ?Evet, özellikle sana anlatmayacağım' diyerek ayrıldı dernekten.
Aradan 3 gün geçti. Tercih sonuçları belli olmuştu. İlkay'a 4. sıradan Eskişehir'de Tarih Öğretmenliği gelmişti. İlkay sevindi. Kayıt zamanını bekliyordu artık. Her şeyden uzak, 4 yıllık yeni bir hayat vardı önünde. Bu dönem onun Buse'yi unutması için bir şanstı da. Ama unutabilecek miydi, bu kadar basit miydi ?
Yaşanmış bir aşk hikayesi dolu dolu kutladım seni İlkay...👍