Ceketin de Güzelmiş
Benim bir Mustafa dayım var. Çok komiktir doğrusu. Gırgırcı, şakacıdır. Ne söylerse olduğu gibi yüzüne söyler, bağırır çağırır da bazı zaman. Ama içinde hiç bir art niyet yoktur. Küsmek nedir bilmez.
Mesleği garsonluktur. Şimdi ise yaklaşık üç senedir emekli kendisi. Ama hala eski işini bırakmadı devam ediyor, bu sefer başka lokantada. Bu dayım bir zamanlar, lokantada akşam tüm müşteriler giderken, masa, sandalyeleri düzenlerken bir ceket bulur. Onu da bir yere asar. Ama o ceket Ali Enişte' mindir. Ali Enişte'mle aynı çalışıyorlardı bir zamanlar. Yani bu olay çok eskilere dayanıyor. Mustafa Dayı'm, ceketin eniştesinin olduğunu bilmiyordur. Döne döne bir şeylerin aradığını gören dayım sorar :
- Hayırdır enişte, ne arıyorsun ?
- Benim burda ceketim olacaktı, onu arıyorum. Sen gördün mü ?
-Ben bir ceket buldum, aha oraya astım. Senin miydi yoksa ?
Bu olay, uzun süredir hep eniştesinin ceketini aldı da geri vermedi diye dillerde dolandı durdu. Bazen bir araya gelip sohbetlerimizde bunu anlatırız ve güleriz. Yok öyle bir şey tabi, eniştem ceketini aldı sonra.
Biz Mustafa Dayı'm gillere oturmaya gitmiştik. Beni kapıda karşılayan dayım, Ooo oğlum Enes, ceketin de güzelmiş; giderken bırak olur mu ?
Yahu biz bir güldük başlamaya. Sıcak sohbet şimdiden başlamıştı bile.
Günün seçilen öyküm için seçki kuruluna çok teşekkür ederim.