Cennet
Kral hem kendi otoritesini korumak hem de halkın düzenini sağlamak için "Benim buyruklarıma uyarsanız size cenneti vaat ediyorum."der.Tuhaf ve ilginç olan bu vaat,halk arasında yankı bulmuş ama demişler ki:"Biz huzurumuzun bozulmasını istemiyoruz,ne derse yapalım,nasıl olsa işin sonunda cennet var."
Kral'ın keyfi yerindedir,halkını ikna etmiş olmanın gururunu yaşıyordur ve başlamış işe koyulmaya,ilk işi tımarhaneyi boşaltmak olmuş:"Kim kendini deli zannediyorsa kalabilir,"demiş kimse kalmamış.
İkinci iş hapishaneyi boşaltmak olmuş:
"Kim kendini suçlu hissediyorsa kalabilir",demiş kimse kalmamış.
Üçüncü iş,hastaları taburcu etmiş ve "Kim kendini hasta hissediyorsa kalabilir," demiş yine kimse kalmamış.
Derin bir oh çekip;"Halkı eşitledim;suçlu yok,hasta yok,deli yok artık bu toplum top atsan da dağılmaz"diye kibirlenmeye başlamış ancak halk,memnun değildir onlara
"Sabredin,"demiş.
Ektikleri tarım ürünlerinin yarısından fazla vergi alıp;
"Vergi olmazsa millet olmaz,şükredin,"demiş.
Katiller ve delililerle beraber yaşamaktan çıldırma noktasına gelen halka:" Bunları eğitin,"demiş.
Bu uygulamalar artık halkın canına tak etmiştir ve toplanıp Kral'ın huzuruna çıkarlar:
"Dayanacak gücümüz kalmadı 'sabredin'dedin sabrettik,'şükredin'dedin şükrettik,'eğitin'dedin eğittik fakat akıl verdikçe akılsız,değer verdikçe değersiz kaldık,bize bir çare bulun."
Kral,kendinden emin bir şekilde:
-Cenneti kazanmak kolay değil,der.
Halk hep bir ağızdan :
-Bize cenneti verin o zaman hakketmedik mi?diye sorunca Kral gülümseyerek şöyle demiş:
-Daha ölmediniz ki....