Çikolata

Yine çetin bir kış mevsimiyle karşı karşıyaydı, Kakao şehri. Yerli halk, apansız bastıran çikolata yağışlarına karşı tedbirliydi. Dağın eteklerine yerleşen göçebe aileler için ise aynı cümleyi kurmak imkansızdı. Çünkü; geldikleri yerlerde böyle bir doğa olayına hiç tanıklık etmemişlerdi.

Ilgaz; sarışın, uzun boylu, sağ kaşının üzerinde küçük bir beni olan yakışıklı, oldukça tanınmış bir yazardı. Basın tarafından bir aktör gibi takip edilmesi canını sıkıyordu. O sanatçı kimliğiyle var olmak istiyordu.

Her yaş grubuna hitap eden eserler kaleme alıyordu. Hayran kitlesi de gitgide büyüyordu. Her romanını farklı bir mekânda yazmak ona heyecan veriyordu. Biraz da gözden uzak olmak, nefes almak ve özgür olmak istiyordu.

Haritada koyu kahverengi renge boyanmış bu bölgeye geleli daha iki gün olmuştu. Beraberinde pek çok da kitap getirmişti. Kurgusu için yeterli derecede araştırma yapınca başlayacaktı yazmaya. Bir süre sonra can yoldaşı mekanik daktilosunun başında uyuklayıverdi. Dışarıdan gelen gürültüyle sıçrayıverdi yerinden. Gözlerini açıp, ayağa kalktı. Yere düşürdüğü kurşun kaleme takıldı ayağı. Eğilip eline aldıktan sonra kalın perdeyi araladı. Gördüğü manzara çok enteresandı. Camlara yuvarlak, sert, damla çikolata parçacıkları çarpıyordu.

Gökyüzüne çevirdi iri mavi gözlerini. Açıklı koyulu çikolata bulutlarına bakıp gözlerini ovuşturdu. Pencereyi açmasıyla birlikte rüzgârın getirdiği tozlar kapladı her bir yanı. Bazıları biçimli dudaklarının kenarına, bazıları da kirli sakallarına yapıştı. Dilini dudaklarının üzerinde usulca gezdirince, kahve tadı geldi damağına.

Üstüne kabanını geçirip, başına da yün beresini taktı. Kar botlarını alelacele giyinip kendini sokağa attı. Yer gök aynı renge bürünmüştü. Ağaçların üzeri nereyse on santim kalınlığında çikolatayla kaplamıştı. Evin yamacındaki nehir taşmış, her tarafı cıvık cıvık çikolata sarmıştı. Bakkal Rüstem'in oğlu ve kızı dilimlenmiş ekmeklerinin üzerine erimiş çikolataları sürüp büyük bir iştahla yiyorlardı.
Dağın yamaçlarına doğru güçlükle yürüdü. Tırmandıkça gördüğü manzara farklılaşıyordu. Gençler ellerindeki boş külahlara donmuş kakaolu dondurmaları küçük kepçeler yardımıyla doldurmaya çabalıyorlardı.

Aniden kahkahalar ilişti kulaklarına. Başını sola çevirdiğinde çikolatanın buz tuttuğu zeminde kayıp, artistik figürler sergileyen orta yaşlı insanlar gördü.

"Yok artık! Daha neler?"

Gür ve hayret dolu sesini duyan genç bir kız hemen cevap verdi.

?İki yıldır çıkarmadım gelinliğimi! Biliyordum bir gün geleceğini!"

Ilgaz, kendisiyle mi yoksa bir başkasıyla mı konuşuyor diye sağına soluna bakındı. Kimse yoktu yakınında. Gördüğü bu eşsiz güzellikteki kız, gözlerini güneş gibi kamaştırmıştı. Kız, saf çikolata teni, bitter çikolata rengi gözleri, sütlü kahverengi uzun saçlarıyla inanılmaz etkileyiciydi.

Kanı kaynamıştı birden. Büyük bir aşkla ellerini O'na doğru uzattı. Avuçlarının arasındaydı kızın buz gibi parmakları. Eğildi ve ısıtmak için var gücüyle sıcak nefesini verdi. Bir anda eriyip yok oldu kızcağız.

Sesinin son perdesiyle bağırmaya başladı, Ilgaz. Bir yandan da başını tutuyordu.
?Olamaz! Onu ben yok ettim! Suçluyum!'

Omuzlarını silkeleyen karısı Ceyda ile göz göze gelince rengi kıpkırmızı oldu Ilgaz'ın.

"Bunu bana nasıl yaparsın Ilgaz? Hem de alenen itiraf ediyorsun!"

"Hayatım yanlış anlıyorsun beni! Sana hiç ihanet eder miyim ben? Sadece saçma sapan bir rüyaydı!"

"Bence hiç de değil. Hem de ihanetin dik alası! Ben gördüğüme inanırım. Çünkü, dün salonda hiç ağzı açılmamış bir kutu dolusu çikolata vardı. Oysa şimdi eser yok!"

Ilgaz, derin bir nefes aldı. Kelimeler çarçabuk dökülüverdi dilinden.

?Aşkım. Dün yeni romanımı yazarken tatlı krizim tuttu. Nasıl bitirmişim inan anlayamadım. Sonra da uyumuş kalmışım!"

"Bari bir tane bıraksaydın! Neyse ben dışarı çıkıyorum. Bir şey istiyor musun?"

"Hayır sevgilim. Çikolatanın sağlığı!"

"Nasıl yani?"

"Canının sağlığı, demek istemiştim!"

03 Nisan 2014 3-4 dakika 47 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (2)
  • 10 yıl önce

    Çook tuttum bu öyküyü, çok severim de çikolatayı ama yiyemiyorum sık sık anca akşamdan akşama diyeyim siz anlayın o derece işte. Usta bir öykücü işte böyle bir ufacık çikolatadan güzel bir öykü kotarır ve bizlere afiyetle sunar. Daha sık yazmanız dileklerimle birlikte kutluyorum yürekten Aysel hanım...👍🤐👍😂

  • 10 yıl önce

    Günün öyküsü olmaya layık bulan Yayın Kurulu'na teşekkürlerimi sunuyorum. Şiirkolik ailesine sevgilerimle.