Çocukluk Aklı
Kendimi biraz çocukluk günlerime götüreyim. Hani mahalle maçları yaptığımız o çayırlı sokağa. Yıl 1990'lar felandı. Yine bir yaz mevsimiydi böyle. Arkadaşlarla toplandık maç yapacağız. Takımlar belli oldu altışar altışar eşleştik. Tabi ben o zamanlar koyu beşiktaşlıyım. Hani Feyyaz, Ali, Metin dönemleri. Ama ne parlak beşiktaş dönemiydi o zaman. Neyse lâfı uzatmayalım, başladık kıran kırana maç yapmaya. Benim de ayağıma top geldiği zaman işte Feyyaz gole gidiyor diye söyleniyorum. O zamanlar Feyyaz hayranıydım. Karşı rakipten bir arkadaşım, bana gıcık olsun diye :
- Hayır sen Aykut'sun, Feyyaz değilsin. Aykut işte Aykut Aykut...
Bu beni böyle bir sinirlendiriyordu ki sormayın. Çocukluk aklı işte, şimdi olsa yapar mıyım ? Ben elime geçirdiğim taşları ona doğru fırlatmaya başlıyordum. Hayır ben Feyyaz'ım Feyyaz diye diye.
Ne günlerdi o günler. Maç daha eğlenceli oluyordu. Allah'tan attığım taşlar kafasına, koluna felan gelmiyordu. Bir düşünün hele, gelse ne olurdu ? Çok pişman olurdum. Dedim ya az önce çocukluk aklı diye. Şimdi ise halâ Beşiktaş'lıyım ama artık eskisi gibi koyu değil. Centilmence taraftarım diyebilirim. Yoksa Galatasaray, Fenerbahçe, Trabzon spor ve tüm süper lig takımları bizim için gurur verici başarılara imza atmışlardır.