Çok Kısa Uzun Bir Öykü
Yapabileceği bişey yoktu adamın. Çaresizdi ve gidişini izliyordu. Ama kadının valizini değil de saçlarını toplaması yakmıştı canını bir anda. Tokasını ısırıp saçlarını tepesinde toplaması... Bir daha bunu göremeyecek olmak! Ve boynunu... O kadar güzeldi ki. Ve şimdi, beyniyle kalbinin savaşında, yani kalbindekilerin değil de mantığının galip durumda olduğu bu henüz sonlanmamış savaşta ara bölgeydi aynı zamanda kadının boynu. Ve adam artık kaybedecek hiçbişeyinin olmamasının verdiği son bir cesaretle sarıldı kadının boynuna. Çapraz ateş altında kendini siper edip galibin değişmesini beklemekten başka bir çaresi yoktu. Sarıldı ve bekledi...