Çöl Çiçeği
Şimdi elimde bir kitap okumaya başladım. "Çöl çiçeği."Yazarı: Waris Dirie. Çok sürükleyici ve gerçek bir hayat hikayesini anlatan biyografik bir eser.
Kitapta birileri kıza tecavüz etmeye kalkıyor, kız baktı kurtulması mümkün değil. Aklını kullanmaya karar veriyor.
Adama diyor;
"Dur bir çişimi yapayım geleyim hele."
Adam da, kız onu istiyor diye havalara girip izin veriyor. Kız çişini yapar gibi yapıp, büyükçe bir taç alıyor eline. Adamın önüne yatıyor ve taşı adamın kafasına indiriyor. Adam ilk anda sersemliyor ama düşmüyor; kadın, var gücüyle bir daha vuruyor. Adam kanlar içinde yere yığılıyor. Elinden kaçıp kurtuluyor. Böyle bir şeye kalkışmak cesaret ister elbette. Hem o an korkuyla insanın aklına da gelmez ama romandaki kızcağız, gerçekten kendi başına harikalar yaratıyor.
Bu hikaye bana lise yıllarında yaşadığım bir olayı hatırlattı.
Ben lise yıllarındayken bir Fransız arkadaşım vardı. Onunla Fransızcamı geliştirmek için mektuplaşıyordum. O arkadaşıma göndermek için, bir büroya broşür istemeye gitmiştim. Adam bana "Biz her isteyene broşür vermeyiz" gibisinden bir şeyler söyledi. "Ama senin için bir şeyler yapabiliriz. Gel bir çay içelim hele." dedi bana. Sanırım beni çok beğendi.
Bana bakarken de ağzının suyu akıyordu. Her an üzerime atlayacak gibi bir hali vardı. Ben o zamanlar on beş, on altı yaşlarındaydım. O adamsa elli yaşında vardı.
Neyse...Adam bana "Gel hele" deyince, o ara ben hemen kafamı çalıştırdım.
Adama dedim."Benim dışarıda arkadaşlarım bekliyor. Siz broşürleri bana verin. Onlara götüreyim. Ben geri geleceğim" O da inandı, bana bir sürü broşür verdi. Ben çıktım.
Çıkış o çıkış. Kaçtım gittim!
Yaptığım kurnazlık sonucu hem broşürleri almış, hem de adamdan kurtulmuştum. Bu olayı evdekilere anlatmaya çekinmiştim. Bir daha beni evden dışarı çıkarmazlar diye korkmuştum.
Şimdi o kitap bana bu olayı hatırlattı. Gerçi babam beni sürekli açıkgöz olmadığım için eleştirirdi. Ben çok saf biriydim. Hala öyleyimdir ama nasılsa, o broşürleri isterken aklımı kullanmışım.
Kimse böyle durumlara düşmesin elbette ama bazen kurnazlık yapmak gerekiyor. Dizilerde bu tür sahnelere rastlıyorum ara ara.
Televizyonda bir Hint dizisi izliyorum. İsmi Tatlı Bela" o dizideki Asta da çok kurnaz. Herkesi dize getiriyor. Hayat dizilerdeki kadar kolay olmasa da birilerinin iyiliği için ve de bazen kötü durumlardan kurtulmak adına, kurnazlık yapmak gerektiğini düşünüyorum. Ama başka bir Hint dizisinde, "İki Yabancı" adlı dizideki Guman isimli bir kadın, kötü niyetli ve kurnaz. Bu aralar Hint dizileri çok ilgimi çeker oldu. Kıyafetleri çok ilginç. Bir de kadınları çok güzeller. Benim dizi seyredecek çok vaktim olmasa da, ara ara bakıyorum. Hem öykülerime konu bulmama yardımcı oluyor diziler bazen.
Bir de"Akıllı kadın kocasıyla geçinmeyi bilen kadındır." diye bir cümle okumuştum ama eşinden boşanan, hatta eşinden sürekli şiddet gören kadınları düşününce, bu cümle çok yanlış. Kocasıyla geçinemeyen, boşananlar aptal mı yani? Gibi bir durum çıkıyor bu yazıyı düşününce. Ama akıllı bir kadın, bir şekilde kocasını dize getirir, demek istiyor sanırım. Bazen ne kadar çabalasa da insan, yürümüyor ilişkiler.
Okuduğum kitaptan sonra, çevremdekileri gözden geçirmeye başladım. Kim kurnaz, kim akıllı, kim saf, kim aptal...bir süre bu durum ben de sürer. Bu gerçek bir hayat hikayesini anlattığı için, kitabı bitirdikten sonra, uzun uzun internetten bu kitapta anlatılan kişiyi araştırdım. Şu an ünlü bir siyahi bir manken kendisi. filmi de çekilmişti bu kitabın. Afrika'da kadınların sünnet edilmesini konu alan programlarla gündeme gelmiş bir isim. Ben kendisini kutluyorum. Bu kadına hayran kaldım. İşte ben okuyunca böyle hoş duygular yaşıyorum.
Waris Dirie seni tanımaktan çok mutlu oldum.Bazen benim kitaplarımı okuyanlarda, benimle tanışmak konuşmak istiyorlarmış. Duyuyorum. Ne güzel duygular bunlar...
Gayet güzel, içten ve analitikti...Tebrikler Sıdıka Hanımcığım.👧
Teşekkürler😙😡
Günün öyküsünü ve yazarımızı kutlarız👑