Dağ Evi Yolunda Başımıza Gelmeyen Kalmadı

Kasım ayının başlarıydı evimde pijamalarımı giymiş tembel tembel keyifle tv izlerken arkadaşım duygu aradı. Çok sıkıldım dağ evimize gidelim değişiklik olsun dedi boşver ne yapcaz dağ evinde bu soğukta donarız dedim. Duygu çok ısrar etti gidelim değişiklik olur dağ havası alırız dedi kabul ettim çılgınca gezeriz diye. Annem yurt dışındaydı telefonla anneme söyledim tabii kıyamet koptu izin vermedi annem ama zar zor ikna ettim annemi. Akşamda babama söyledim ve hazırlanıp heyecanla mutlulukla yola çıktık duygunun arabasıyla ama nedense içim kıpır kıpırdı. Endişelerim vardı yollar çok doluydu ve hava sisliydi yavaş yavaş gidiyorduk. Duygu müzik dinleyerek giderken mola verelim yoruldum dedi ve durup mola verdik. Kahvelerimizi yudumlarken yanımıza iri yarı sakallı hayvani bir adam geldi arabam yolda kaldı anlıyormusunuz dedi. Genelde aslında kadınlar hiç anlamaz ama duygu çok iyi biliyordu ve dur bakayım dedi. Dur gitme duygu başkasına sorsun dedim araba şurda insanlık öldümü dedi ve gitti.Uzaktan izledim onu bırakmadım. Geldi duygu ve arabanın hiç bişeyi yok sadece soğuktan tutuklık yapmış dedi. Çok komik bir sebepti ve gülüp geçtik nerden bile bilirdik o adamın hayatımızı mahvedeceğini ondan kurtulamayacağımızı. Yola devam ettik herşey yolundaydı ama içimde garip bir his garip bir korku vardı. Nedenini bilemiyordum ama huzursuzdum annemler sık sık arıyor bilgi alıyorlardı merak ediyorlardı bizi. Yağmur yağmaya başladı hızımızı iyice düşürdük silecekler yetişemiyordu yağan yağmura. Daha çok yolumuz vardı tuvalet ihtiyacı için durduk benzinlikte. Ve tuvalete doğru yürürken o hayvani adam çıktı karşımıza gülerek merhabalaştık mecburen. Çok fazla muhattap olmadan uzaklaştık ordan ama benim canım iyice sıkılmıştı bunun bir tesadüf olmadığını iyi biliyordum ama kesin emin değildim. Duyguda şaşırmıştı bu işe baya yol gittikten sonra tekrar mola verdik. Yollar okadar güzeldi ki ormandı heryer arabadan indik biraz yürüdük arkamızdan aaa ne tesadüf diye ses duyduk ve olamaz diyerek döndük önümüzü. karşımızda o hayvani adam duruyordu. Artık bu işin iyice tadı kaçmıştı dönüp adama sen bizimi takip ediyorsun bela gibi heryerde karşımıza çıkıyorsun dedim. Şaşırdı afaladı ne diyeceğini bilemedi ve hayır canım sizi neden takip edeyim dedi. yolumuz aynı tesadüf dedi ve gitti. Biraz dolaştık mola yerinde temiz hava aldık elimizi yüzümüzü yıkadık ve sonra yine devam ettik yola. Daha çok yolumuz vardı çünkü duyguyla çok iyi anlaşıyorduk çok seviyorduk bir birimizi. Yolda devam ederken ulu orman girişinde lastiğimiz patladı. Duygu yedek lastiği takmaya çalışırken bende yardım için geçen arabalara el ettim. Ama hiç biri durmadı hava çok kötüydü çünkü. Biraz ilerde ormanın içinde çeşme vardı duygu biraz su alayım çeşmeden geleyim sen bekle burda dedi. Dur gitme duygu orman orası ne olur ne olmaz beraber gidelim dedim. Tatlım bak görünüyor korkma bukadar gider gelirim dedi ve eline bidonu alıp gitti. Beklemeye başladım duyguyu 10 dakika geçti ama gelmedi duygu. Merak ettim ve arabayı kilitledim ormana girdim. duygu yoktu çeşme başında duygu duygu diye bağırarak aradım duyguyu ama bulamadım. Ağlayarak altüst ettim ormanı ama nafile duygu yoktu. Okadar üzgündüm ki kahrımdan ölüyordum resmen. Duyguyu arıyordum cepten ama açmıyordu duyguya o hayvani adam zarar vermişti emindim bundan. Ama orman yolu çok karışıktı ve bir türlü ana yola çıkamıyordum çünkü yolu bulamıyordum hava çok soğuktu üşüyordum. Bir taraftan soğuk bir taraftan duygunun kaybolması hepsi üst üste gelmişti. Ormanda kala kalmıştım öylece. Yolumu bulamıyordum akşam olmak üzereydi hava kararıyordu ve korkmaya başlamıştım. Duyguyu aramaya devam ettim kendimi unutarak ama yoktu duygu yoktu yoktu yoktu yoktu yoktu işte. Korka korka bir ağaç kovuğuna girdim ve orda sabahladım hava iyice kararmıştı. Ağlıyordum sürekli kahırdan üzüntüden baykuş sesleri garip garip hayvan sesleri duyuyordum çok ama çok korkuyordum. Sabah nasıl oldu hiç anlamadım sabahın beşinde garip bir hayvan sesiyle zıpladım yerimden. Allahım oda ney biraz ilerde kocaman sim siyah bir ayı duruyordu. Aman allahım korkumdan ölmüştüm resmen. ya beni görürse ya bulursa ozaman halim ne olurdu. Sesimi hiç çıkarmadım ayı gitsin diye ama adi ayı bir türlü gitmiyordu. Garip garip sesler çıkararak dolaşıyordu yakınlarımda derken koşarak birden uzaklaştı ayı. Çok şükür dedim ve rahatladım sevindim bulmadı beni diye. Çıktım hemen ağaç kovuğundan ve duyguyu aramaya devam ettim ağlayarak. Ve oda ney harika ormanın içinde bir evden ışık süzülüyordu. Hemen eve koştum kurtuldum diye tam kapıyı çalmak üzereyken kapının açık olduğunu fark ettim ve korkarak içeriye girdim. Başak çarem yoktu hayvanlara yem olcaktım yoksa. Evde kimse yoktu korka korka gezdim evin her yerini. Sonra evin bodrumundan inilti sesi duydum ve duygu diye bağırarak indim bodruma. Aman allahım gözlerime inanamadım duygu bir duvara kelepçeli şekilde yarı baygın duruyordu. Demir kapı vardı duygunun olduğu yerde ve giremiyordum. Canım sana yardım etcem dedim o sırada o hayvan adam geldi. Ve hemen saklandım görmesin beni diye eğer benide görürse ordan ölümüz çıkardı. o hayvan adam duygunun yanına girdi ve hayvana verir gibi duyguya yemek verdi. Duyguya tokat atıyordu ve ye şunları allahın cezası diye bağırarak hakaret ediyordu. O hayvanı öldürmemek için zor tutuyordum kendimi. Adam çıktı gitti evden hemen evi karıştırdım kapının anahtarını bulmak için. Amam aşırı korkuyordum eğer benide görürse benide kapatırdı ve ordan ölene kadar çıkamazdık. Çok cesur bir kızdım ve o cesurlukla aramaya devam etim. Sonunda evet bulmuştum anahtarları o hayvanın odasındaydı anahtarlar. Tam çıkmak üzereyken o adam geldi hemen yatağın altına girdim saklandım. Görünmemem lazımdı bekledim yarım saat yatağın altında. O adi adam gidince çıktım yatağın altından ve duyguya koştum. Kapıyı açtım ve duyguyu tutarak çıkarttım ordan ama duygu okadar yorgun bitkin yaralıydı ki zor adım atıyordu. Duyguya cesaret vererek çıkarttım evden. Şimdi geriye o hayvana yakalanmadan ormandan çıkmak kalmıştı. Bir avcı çıktı karşımıza ona yalvardım yardım istedim. Çok iyi biriydi avcı ve bize yol gösterdi. Kurtulduk ormandan çıktık ana yola arabaya binip hemen yakın bir hastaneye gittik. Duyguyu tedavi ettirdim tabii kendimide. Çok şükür duygu çok iyiydi ciddi bişeyi yoktu. Duygu bir hafta yattı hastanede. hemen polislere o hayvanın eşgalini verdim ve polislerle ormana o hayvanın evine gittim. Tam kaçmak üzereydi hayvan adam. Polisler son anda yakaladı onu kelepçe takarak alıp götürdüler. giderken bana senide yakalamam lazımdı sürtükkkk diye bağırıyordu utanmadan rezil. O adama hakim müebbet hapis verdi. Suç makinasıymış o adam 20 kişiyi öldürmüş bir azılı katilmiş. Bunu öğrenince allahıma çok şükrettim. Bizide öldürebilirdi çünkü. Bu olayı ailemizden sakladık ve duyguyla uzun süre psikolojik tedavi gördük. Ve hayata daha pozitif bakmaya başladık allahıma şükrederek ölmedik diye kuşlar uçurduk gök yüzüne sevinçle mutlulukla 7 EKİM 2010

07 Ekim 2010 6-7 dakika 13 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar