Demli Çay
Sistematik bir yönergenin etrafında dönerken hayat, bazen dönence oluyordu beyhude geçerken zaman, zamansızlığımın etrafında ya da geçmişin sarsıntılarında;
Ya gelecek! Belki gelecekte bir gün gelecek, ben bendeki geleceği görecek miyim bilemiyorum.Sorgular ve cevaplar kendi imtihanımı hazırladım hep,kendi doğru ve yanlışlarıma not verdim.Sözlülerimi hep hayattan aldım,biriktirip beyaz kağıtlarda ortalamamı aradım.İçtiğim çaylar Konya ovasından büyüktü,tonlarca ve sessizliğimde demlendiğim anları kimse bilmez.
Ömrün kıyısında volta atarken yalnızlığımda, onca kalabalığın arasında ıssızlığıma döktüğüm şiirleri ya da yazıları hiç tanımadığım insanlarla paylaştım. Kimi şiir olarak gördü kimi güldü geçti kimide bu adam kör kütük âşık dedi. Oysa şiirleri şiir gibi okuyan aşık der ama dikkatli okuduğunda hep vuslata özlemdekine yazılandı, gerçek bir kadın çıkmadı.Ailem dahil şiir yazdığımı pek bilen olmaz sanal dünyadakiler dışında.Tanımadığım insanlara yansıttım demli bir çay ile birlikte yansız yanlarımı,kimisinde ben yanı gördüm kimisinde ben yanı aldım,paylaşmak güzeldi ama genelleme yaparsak şiir ve edebiyat altında duygu dedik ya hani paylaşmak,birkaç kişi dışında gerçek olanı göremedim.ne çok tu sahte olanlar.Kim bilir belki onca sahteliğin, benim samimiyetime ihtiyacı var diyerek onlara da can olmayı sundum demli bir çayın gölgesinde;
Hayaller büyütüyorum, Notasız türküler tadında. bir kuşun kanatlarına gizledim mavi türkülerimi ve saldım gökyüzüne hangi avcı vuracak bilmiyorum. Gizlediğim gizlilikleri, yaşayamadığım aşkı, hırsımı, öfkemi, kavgamı, tutkumu, sevgiyi sayamadığım daha nicesini, ama söylemiyorum tüm bunları yinede, can yanımı hep vurdular. Vurulmadığım yanlarımı Azrail kamçıladı hep, Sığınağın içinde kör kuyudayım Yusuf misali Züleyha'lar kuyunun başında hiçbiri ip atmıyor kurtarmak için, oysa ben onları yanımda süs köpekleri gibi gezdirip bıkıp kuyuya atmıştım kendimi gelip beni çıkaracak olanı beklemek için, Kuyu suyundan çay demliyorum şimdi zaten kendimi bildim bileli hayatımda hiç eksik olmadı demli çay en kötü alışkanlığım.
Kuyunun en dibinden yazıyorum şimdi,sürekli sirkülasyon olan hayatın bıkkınlığından kaçıp sessizliğimin gölgesine yaren.İnsanlar neden gündelik mutlulukları seçer manevi değerleri üreterek aşkı ve sevgiyi sunarak neden yaşamaz yüzeyselliği seçer, gerçek değerleri kaybetmeyi göze alır.
Uzun ve bilinmeyen bir yol gibi görünse de yaşam,çok kısadır aslında, yedek bir hayatımız yok iki kez de gelmiyoruz dünyaya,Hayat güzel,sağlaması da çok kolay birincisi insan olmak ikincisi sevmek ve sevmek,hayatı çirkinleştirse de insanlar ben şimdi onlardan uzak mavi kıyımda,dalgalarımın sesini dinliyorum.
Çayım bitti kelimemde bitti şimdilik yarınkileri kullanmayayım yarın için de yeni bir umut varsa umut türkülerini yazmak gerek demli bir çayın gölgesinde...
01.06.2011
Neden günün öyküsü? ____samimi bir anlatım var çünkü.Çünkü edebi bir gaye güdülmeden dile dökülmüş hissiyatlar,can kırıkları ve umutlar.
Yer yer yüklüce bir ağırlıkla atıflar okudum.
Güzel bir söz vardı onu hatırladım okuyunca 'herkesin derdi kendine büyüktür'evet kimi bir dilim ekmeğe ulaşma yolunda ömür tüketir,kimi yeni bir apartman alma peşindedir.Ömrü aşk için soluyanları da unutmamak gerekir.Yüzyıllar boyunca aşığı pervaneye benzetenlere hak vermemek ne mümkün? Eğer ki,aşksa baki bildiğimiz ve yolunda ömür tükettiğimiz boşa geçmiş değildir zaman.Lakin bir gerçek var ki aşk aramakla bulunmuyor başına buyruktur o ne yasak dinler ne sınır geleceği varsa her yol mübahtır onda. Demli çay... Buğusu dolmaya görsün insanın nefesine...T/adı yeter insanı alıp bambaşka iklimlere bambaşka beklentilere götürmeye. Kıssadan hisse gibi öyküden dinledik ruhu sarmalayan özlemleri.Yazılan şiirlerin hiçbirinde hissedilemeyen aşkın nefesini.Yüreğin aşka düşmemiş ham bir meyve olduğunu.
Güne düştü ...
Selam ve dua ile tebrik ediyorum.
Samimi içten ve bir o kadar da okuyucuyu sürükleyen satırlar çünkü yürek sesi gerçekten.
Kutlarım paylaşımı. 👍