Deniz Anası Değil ,Köy Anası..
Okulun ilk günü bugün...
Ne giyeceeeeekkkk?Ne giyeceeeekkkk? diye düşündü yavrucak...
Çok heyecanlı,kalbi fırlayacak; tutmasa sıkıca,sarılmasa o minik kollarıyla vücuduna uçtu uçacak.
İlk defa okul arkadaşları olacak,daha önce hiç girmedi okuluna.
Ahır var evlerinin hemen yanında,aslında ev ahır cancana.Sabah 4'te kalkar o ,evdeki herkesle.Hayvanların pisliği temizlenir önce,alırlar kovalarını ,sonra geçerler ineklerin yamacına.
Annesiyle evin gelini başlarlar sabah 6 olmadan daha sütleri sağmaya.Soba yakılacaksa ,tezekler hazır geçen yazdan,binbir emekle yığmışlardı odaya.Yaktılar tezek sobalarını,ısınsın onlar gelene kadar onların dam dedikleri odaları.
Sağdılar ineklerini ,artık suya götürme vaktiydi.o da bizim ufaklığın vazifesi.Eline aldı çubuğunu ,tüm inekler,öküzler ona emanet şimdi.Köpeklerinide aldı yanına ,dudağında ıslığyla,hadi hep beraber suya.
Bitti işleri,koydu hayvanlarını ahıra,attı lastik ayakkabılarını bir kenara ,koştu anacığının hazırladığı sofraya.Tandır ekmeği,beyaz peynir,çeçil peynir,tereyağı,sarıyağ,kaymak,kayganak yumurtası vardı sofrasında,demli çayı fıkır fıkır sobasında.Afiyet bal şeker ola...
Sıcacık tezek sobasında ısıttı mini mini ellerini.Anacığıda gitti hayvanlarını yemlemeye.Babası mı nerde?Çok uzaklarda bir şehirde,kah Ukrayna da diyorlar,kah Irak ta.Ona sorarlarsa gurbette diyor,çok uzakta...Babası ona gurbet ,o da babasına...
Küçük bir kardeşi var şimdilerde ,anacığı yemlerken hayvanlarını o yaren olacak kardeşine.Ağlarsa kardeşi, anacığını çağıracak emzirsin kardeşini diye.Gerisi bizim ufaklığa emanet .Ninnide biliyor zaten,uyuturda büyütürde...
Yorgun düştü ama ,önce kardeşi uyudu abisinin minik bacaklarında sallana sallana.Aldı kardeşini koydu tahtadan beşiğine,sonra çıktı sedirine ,başaltında yastığı daldı yumuşacık rüyalarına.
Yengesi örttü üstünü,kendi çocuğunuda uyuttu aynı odada.
Hazır uyumuşken çocuklar ,akşam yemeği vakti,sobada geçmiş ve bu akşam son kez hayvanları yemlemek ve sularını da vermek lazım.
Uyanmadan yavrucaklar giriştiler işe iki elti,sabah için odadan tezeklerinide taşıdılar,uyananan çocuklarıyla akşam yemeklerini yediler zevkle.Şimdi sıra sabaha ekmek için hamur yapmakta,ekşiyecek daha...
Gün gece oldu...yorgun bitkin attılar kendilerini koyun yününden yapılmış döşeklerinin üstüne.
Bu yalnız kadınlar,bu babasız yavrular böyle büyüyor benim köyümde.
Kah bir otluktan ot taşıyorlar,kah bir ahırda tezek yapıyorlar.Tandırdaki ekmeğe alın terlerini akıtıyorlar.
Anan kurban olsun yavrum,diyorlar ama boş değil,anaları kurban oluyorlar yavrularına.
Saçlarımı süpürge ettim,diyorlar.Yalan değil süpürge ediyorlar.
35 lik yaşlarında 60 lık elleriyle okşuyorlar yavrularını.
Yılda 2 ay gördükleri kocalarına kul köle onlar.
Bu analar, pazar gününden hazırlayamıyor çocuklarının önlüklerini ,pazartesinden hazırlasın varsın.
Bu analar sağolsun,varolsun ,sağlıcakla kalsın...
arzu hanım sen bizim köyün bundan otuz yıl öncesini anlatmışsın
adeta bu dedikllerini bire bir yaşadım ben ama gurbet yoktu
o zamanlar bizim köyde sen ankaralı değilsin tahminime göre
yogat salmanlı tarafındansın oralarda hala tezek yakarlar
birde çorum sungurlu tarafında yakarlar gerçi yaşantılarının bizim köyle pek farkları yoktur yine kurban olurlar yine küçükler malı yani büyük baş hayanı kendileri yayarlar yani otlatırlar yine yaş kırka gelmeden kadınların elleri nasırlaşır yaşları
altmışı gösterir
bire bir anlatımdı beni çocukluguma götüdün tebrikler sana