Dokuz Buçuk / Arkası Yarın 1
Kalbinin hiç bu kadar kırılacağını düşünmemiştim. Eskiden hiç böyle değildi, aldırmazdı olup bitenlere. Ne oldu da bu kadar içerledi söylediklerime, anlamak mümkün değil. Neyse, bu kadar çok düşünen birisi olmadım hayatım boyunca, o yüzden şimdi de düşünmeyi istemiyorum.
Sokaklar karmakarışık, değişmiş buralar ve renklerini kaybetmiş vitrinlerle dolu. Böyle bir havanın ağırlığını taşımaya çalışacak kadar ahmak mıyım, peki?
Hayır, hiç de bile!
Tadını çıkarmanın ötesinde, ben böylesi durumlar için, küçük bir kutlama planı bile yapabilirim. Zaten sıkmaya başlamıştı be, hay Allah, düşünmeyeyim diyorum ama düşünmeden de edemiyorum.
Gamsız olarak nitelendirdiğim saftirik bu ruhun, değişime mi ihtiyacı var yoksa! Yok canım, ben değişime alışamam, hem bu hayat felsefeme aykırı durur, eğreti şeyleri de sevmediğime göre, neyse...
Çorak toprakların çocuklarının, ortak özelliğini, her zaman kendimde gördüğümü düşündüğüm zamanlar oldu fakat, yine de kondurmadım kendime, peki, neden?
Olacak şey değil, ben bu kadar soru sorar mıydım kendime, bu da yeni bir durum sayılabilir, haydi yazıyorum yeni notlarım arasına.
Ulan ne üşüdüm be, kemiklerim sızlıyor yemin ederim, şuralarda bir kuytu yere kapağı atsam benden mutlusu olmayacak sanırım. Ha işte, bak yine oldu, ne utangaçlığı be, utangaçlığı kaldırmak lazım bir kenara!
-Selam dayı
-Aleyküm selam yeğenim,
...Oha, gözlerim de bozuldu herhalde, dayı dediğim herif benden küçük çıktı ya lan,
-Kolay gelsin, buralarda çay ocağı vardı eskiden,
- Hala var, karşıdaki binayı görüyor musun,
...Yahu tamam, seni yaşlı sandık diye mi, bu saçmalıkların arkadaşım,
- He, evet görüyorum,
- İşte oradaki pasajın en dibine git, sağda en sonda çaycı Hayri, söyle bana da çay getirsin, iki saattir diafona bakmıyor ...tiğimin hayvanı!
...Başımıza iş aldık, şimdi Hayri buna çay getirmezse bir küfür de bana eder namussuz,
-Olur mu, söyler misin?
-Tamam, tamam...
Ne ara yapıldı bu koca binalar, ne ara doldu taştı, daha dün buralarda top oynardık be!
-Hayri kardeşim bana bir bardak çay verir misin?
...ses yok, duymadı mı acaba?
-Hayri bir çay ver
-Tamam veririz acelen ne otuz bardak çay dağıtacam görmüyor musun tezgah dolu!
...ulan sana az bile küfür etmiş gazeteci!
-Abicim içimiz titredi bana bir bardak aradan kaydırıversen olmuyor mu?
-Tamam çatlama geçeriz bir kıyak
...Lan sanki adamdan altın madeni istedik iyi mi?
-Haa, az kalsın unutuyordum, diyafona bakmamışsın, gazeteci de bir çay istedi,
-Siktiret ibneyi, beşyüz marka borcu var, önce onu ödesin!
...İyi yere çadır açtık, yakında akraba da olurum ben bunlarla,
-Tamam da, adama söylerim dedim, ayıp olmasın şimdi,
-Parasını ödersen, götürürüm, yoksa çay yok!
...Ketenpereye mi geldim anasını satayım,
-Tamam ben veririm, sen götür bir bardak çay ona da,
-Eyvallah, bak alırım parasını senden,
-Tamam yahu benden...
Oha lan bu ne! Hassittir! Gazetedeki resim benim mi! Bu benim lan!