Düğün
Eskiler mi güzeldi,eskiden mi güzeldi bilmiyorum ama her gecen gün insan,özlem duyuyor geçmişe.O günlerin bir daha geri gelmeyecegini düşündükce kahroluyoruz.Biz insanoglu böyleyiz işte,elimizden birşeyler gitmedikce kıymetini bilmiyoruz.
Aylar öncesinden hatta yıllar öncesinden başlardı dügün hazırlıkları eskiden köylerde,eş dost kim varsa davet edilir, katılmayana da gönül konulurdu."Sen benim dügüne gelmedin ben de senin dügününe gelmeyecegim."Dügùnun bir gün öncesinden, kapı kapı dolaşıp avuç dolusu çerez dagıtılırdı,adetti, biz coçuklar en cok bunu severdik.iki gün ,üç gün herkes kurtlarını iyice dökerdi.Sofralar kurulur,aç olmasan bile,yemek yemeden kimse gönderilmezdi.Gelin çıkarken ise madeni paralar saçılırdı etrafa,bize bagırsalar da gözlerinize dikkat edin diye, dinlemezdik.Kim çok para topladı,kral oydu aramızda bazen bölüşùrdük bazen de misket alıp oynardık rengarenk.
Artık dügünler adet olmaktan çıkıp gösteriş havasına bürünmüştü.En geniş,en pahalı dügün salonlarının tutulması bunun ilk örnegiydi,yapılan israfın hattı hesabı yoktu.Katılan misafirlerse birbirleriyle yarışırcasına;takım elbiseler,abiyeler,tesettürlü dekolteli elbiseler,ziynet eşyaları...
- Hasan amcasından bir çeyrek altın...
-Osman dayısından,bir cumhuriyet altını..
-Esnafımız Veysel abiden ikiyüz lira.
-Emlakcı Cemil Bey" den beşyüz lira.
-Kızın, amcasından bir altın burma bilezik..
Her anans yapıldıgında cıglıklar,alkışlar birbirine karışırdı.Özelikle hem isimleri hem meslekleri söylenirdi ki reklamları iyi yapılsın. Tabiki bir de övünme olurdu ertesi gün."Dügünümüze mahallemizin muhtarından belediye başkanımıza kadar herkes geldi,sagolsun."Ne kadar kalabalık o kadar zenginlik ìşaretiydi çünki.
Malum bu salgın dönemindeyiz,dügünler bir süreligine iptal edildi.Evlenmek isteyen gençler ise nikahlarını kıydırıp sessiz sedasız evlerine çekiliyorlar...
Bu koronanın tüm insanlara taktıgı takı,ölüm takısı....Salon yok,anons yok,reklam yok....