Düştüm Mapusa
Beş odalı bir mapustu hakimin beni attığı. Bir odasında gardiyanımız yatardı. Üzerine düşen görevi yaptığını düşünerek kurulurdu oturduğu sofraya ve yattığı yatağa.Küçük sohbetlerde büyük laflar eder, ukalalık yapmayı kendisine öyle bir yakıştırırdı ki... Yahut öyle sanırdı. Mütevazi görüntüsünün altında yatan kabalığı ancak nezaket sahibi insanlar görebilirdi.
Devletin en önemli memuru oydu sanki.O ayakta tutuyordu sanki mapushaneyi. Bizin tutan,kaçmamızı engelleyen oydu sanki. Bilmiyordu ki biz çoktan uçurmuştuk ruhlarımızı bu mapustan.
Yanımıza geldiği zamanlarda bir koltuğa kurulur,hep geniş açılı dururdu karşımızda. Bir cigara yakar, keyifle dumanını savururdu havaya. Ortalığı zehir gibi bir koku sarardı. Hele de pencereler açık değilse. İşlerdi o iğrenç koku koğuşa.
Akşam olunca görevini kazasız belasız tamamlamış olmanın verdiği gururla odasına çekilir, o koca gövdesini bırakırdı ranzasına. Mutlu olurdu güya rüyalarında
Mapusun bir odası çocuk suçlular için ayrılmıştı.Islahevi tadında... Gariptir ancak zavallıların neden orada olduklarını hiç bilen olmadı,anlamaya çalışan da olmadı belki de. Çocuğumuz gibi kabullendik onları; sardık şefkatle... Seslerine dayanamazdık bazen,susturmak isterdik çocuk yüreklerini .Ağlarlardı, burcu burcu dökerlerdi gözyaşlarını. İçi erirdi insanın yere düşen her yaşta. O çocuk yürekleri dolabın kuytularında sakladığım birkaç çikolata rahatlatırdı. Yanaklarında gülücükler belirirdi.
Bu koca mapusun bir odasında da ben kalırdım.Odam küçük hayallerimde doluydu. Nakış nakış işlemiştim düşlerimdeki hayatı duvarlarına. Her gece onlara yenisini ekler, yeni yeni motifler icra ederdim ayın şavkında. Belimi ağrıtan eski bir döşekte eskitirdim gözyaşlarımı kendimle beraber. Yalnızdım, yapayalnız...
Koğuşun mutfağı komşum olurdu.Koğuşun yemek, temizlik vs işleri benden sorulurdu.İkindi çaylarını ihmal etmez,ellerimle soyardım meyvelerini.
Bu koca koğuşta varlığı odamla mutfak arasında sürmekte,erimekte,cezam devam etmekte. Verilen cezayı bile unuttu bedenim. Kaç yıl oldu unutmuştum mapus damına düşeli.
Arkama baksam geçen zaman, önüme baksam müebbet...