Dut Yemiş Bülbül
Bazen yüreğinizin en derinliklerinden çığlık sesleri yükselir de duyuramasınız...
Gözünün içine bakıp senin bir derdin mi var diye sorunca anlatacak o kadar çok konunuz olur da tek kelime edemezsiniz...
Kanadı kırık minik bir kuşun acısını hissedersin iliklerinde;yutkunursun,susarsın,dalarsın...
Karşılıksız sevmenin bir avuntudan ibaret olduğu düşündükçe kahrolursunuz...
Korkarsınız...Daha fazla sevmekten,daha çok bağlanmaktan...Zihninizi,kalbinizi esir almaktan...
Bazen en kolay gibi görünenler en zor olur.En yakınında olanlar da en uzakta olur hesapsızca,acımasızca...
İnanmak istersiniz bazen "inanma"ya inanmak,inatla...Hayallerinize sarılırsız sizi mutlu edecek bir sebebin olmadığı anlarda.Ancak farklı dünyanın insanları olduğunuzu anlayınca bıkarsınız,yıkılırsınız...
Misafirliğe davet etti bugün, güzel de çay demlemiş ellerine sağlık,mısır da patlatmış,benim moralimin bozuk olduğu gözünden kaçmadı tabiki de.
"Senin bir derdin var."dedi kırdığım fındıkları ağzına atarken.
"Yok,dedim, biraz dişlerim ağrıyor."
"Başka bir şey var."dedi sanki açıklama yapmamı beklermişcesine.
Dut yemiş bülbüle döndüm...
Çok sormak istediğim bir soru var ancak küsmesinden korkuyorum,beni görünce yüzünü çevirir telefonundan da engellerse...
"Geçen kışın senin yanına gelen o adam kimdi?"
Yanıtsız kalan sorular,sevda uğruna bomboş kuruntular...
Neyim mi var?
Söylemek isteyip de söyleyemediğim o kadar çok şeyler var ki...
Yürek acısı var,görünmeyen,iyileşmeyen...Bu yarama merhem olman için senden bir beklentim var...
"Galatasaray bu hafta da kaybetti galiba"diyor beni konuşturmak istercesine benim maçı konuşacak halim mi var?
Ya ben de kaybedersem bu aşk yolunda?