Emekli Memur
Devlet hastanesinin yüz metre ilerisinde,bankalar caddesinin hemen arkasında, büyük bir kitapçının tam karşında,sağ köşesinde internet kafenin sol köşesinde ise fotoğrafçının olduğu sarı boyalı dev binanın atındaki o büroya kaç kez gittim hiç hatırlamıyorum ama o yaşlı emekli amcayı hala hatırlıyorum dün gibi.
Öyle canla başla çalışıyor ki hayran kalmıştım onun bu azmine.Evrak getirmeyi unutanlar,eksik getirenler,yeni kayıt olanlar,kaydını sildirmek için dilekçe yazanlar büro tıklım tıklım.
Herbirimine hizmet vermeye çalışan emekli bir amca,emekli diyorum çünki orada çalışan memurlar arasında yaşça en büyüğü, hem çabucak sinirlenmesinden hem alıngan olmasından hem de kalem tutan parmaklarının sürekli titremesinden sağlık sorunlarının olduğunu anlamak güç değil.
"Sırayla çocuklar,sabırlı olun biraz !"
Uğultuların kesileceği yok,kavanoz camına benzer kalın gözlüklerinin üstünden bakıp;
"Ben sizin için burdayım,size yardımcı olmak için."
O duymadı ama, iyi ki duymadı, arka sıralarda elindeki dosyalarla sırasını bekleyen genç bir arkadaşımız:
"Siz,bizim için olsaydı,burda olmamalısınız yıllardır atanmayı bekliyoruz ancak sizin gibi emekli olup da görevinden ayrılmayanlar yüzünden atanamıyoruz."