En hızlımız kimdi
Bir av dönüşü yanındaki arkadaşlarıyla kendisi de dahil, bizim emektarvosvagenle yol kenarından biraz uzakta kendi halinde duran boş benzin bidonlarına çarparak duran bizim birader üç aydır ev de bacağı kalçasına kadar alçılı.
Sırtımı ov, sırtımı kaşı, şu çubukla şurdan gir bacağımı kaşı,akvaryumun suyu eksilmiş tamamla,kızkardeşimize kapının tozunu al, pencereleri sil annemize canım şunu çekti şunu yap bulgurun domatesi (çok sever dometesli bulgur pilavını) az mı olmuş ne annemizinde o görmeden yaka
silkmesi ve bir an önce iyileşip de işinin başına dönmesi için dua etmesi artık alıştığımız durumlardandı.
Ama en çok işkence çeken ben. Bitip tükenmek bilmeyen sırtına masajlar koluna girip tuvalete taşımalar artık gırtlağıma dayanmıştı...
gece seslenir. Salonun ışığını kapa. Perdeyi çekme. Akvaryumun ışığını biraz aç. Sıcak oldu pencereyi arala. Hadi sen daha yatmıyor musun? Uykum yok. Film seyrediyorum. Ne filmi lan?
Yarın dükkan açılacak marş marş gibi fırçalamalar...
o üç ay içinde hepimizin gözünden kaçan annemizin gözünden kaçmamış. Abiniz gece karşı aparmanda ki hanımla bakışıyor. Emin misin anne? Evet. Allah vere de başına bir iş açmasa...Meğerse kızkardeşimizin gözünden de kaçmamış. Emin misin kız? Evet. Kaç sefer yakaladım
Hatta bir gün el kol işaretleri yapıyorlardı. Anne o hanım evli değil ama bildiğim kadarıyla imam nikahlıymış. Adam kırkyılda bir geliyormuş. Babasıyla oturuyor. Gözleri yeşil. Saçları çok uzun çok çok
güzel...Tüh başımıza bela açmasa bari bu!
Bizimkisi hepsi yetmiyormuş gibi kaç kez de o alçılı bacakla koltuk değneyiğle karşı aparmanı ziyarete gitmiş. Konu komşu konuşmuyor. Ama korkudan mı belli değil? Tık yok. Bizimkisini o halde düşündükçe gülesim geliyor.
Kalçaya kadar alçılı bacak koltuk değneği ikinci kattan in karşı apartmanın üçüncü katına çık soramazdım elbette abi sen bu işi nasıl beceriyorsun diye?
olan oldu. Hanımın babası bir gece sabah ezanında ikisini de yakaladı. Adamın elinde av tüfeği var. Hanım babasının önüne geçiyor onun bir suçu yok vuracaksan beni vur ben zaten ölmüşüm gibi...Bizimkisi o bacakla kaçıyor paldır
küldür adamın öldürmesine gerek kalmıyor zaten. Merdivenlerden yuvarlaıyor. Ölmüyor. Resmen bir yıl hepimizi
süründürüyor.
Ordan taşınmamızın nedeni bu olaymış? Pat bir telefon.
Telefonun öbür ucunda ki en büyük abimiz. Ağlıyor. Anne yetiş beni kurtar. Annem vınlıyor o ihtiyar ve yorgun haliyle. Yengem
banyo da abimiz küvette kırmış bir şişeyi hem ağlıyor hem intihar ederim beni bırakma valla billa o kadınla beraber olmadım.
Uydurma dedikodu. Mutluluğumuzu çekemeyenler tarafından atılan bir yalan...Beni boşarsan ölürüm. Anneeee şu gelinini razı et. Suçsuz olduğumu söyle...Annem ne yapsın. Bir yanda oğlu bir yand gelini bir yanda torunları...Yalvarıyor geline.Gelin insafa geliyor. Abim kuvetten çıkıyor.
annem sıkıştırıyor. Oğlum senden hiç beklemezdim. Neden sıkıştırdın o kızı kapı arkasına. Ayıp değil mi? Sonra anasından
sana isteyecektim o kızı. İstemem çok kıskanç. Sonra hiç naz etmedi...Kime çektiniz sizler kime? Babanız böyle değildi!
annem sıkıştırıyor. Oğlum ne işin var o kadının evinde. Üstelik senden büyük. Ama anne güldü bana. Her gün gülüyordu.
İyi de oğlum yan apartmanda oturan bir hanımla bu iş yapılır mı? Sonra gecenin bilmem kaçında girmişsin bilmem
kaçında çıkmışsın apartmandan...
Kimse uyumuyor mu bu şehirde. Herkes herkesi mi gözetliyor? Güya kimsenin ruhu duymaz derlerdi. Ruhun ne suçu var?
Meraklı gözler hep iş başında...