Esriklik

Geceydi, bir gülümseme uğruna ayrılmak zorunda kaldım memleketimden.Geçerken dağlardan,vadilerden gelen sesler yankıya dönüyordu.Çakalların ulumaları tedirgin edici değil,
sanki ninni gibi geldi bana. Ve ben sesinin tınısını kokusunu getirmiştim gündüz düşüme,

Ölmekte olan ruhum,akıl almaz bir esriklik içinde iken,yaşlılık yakın değildi ölüme, çocuklardan bile.Çocukların korkusu çıkamamaktı,yarına gençliğe ve yaşlılığa.Öfkem,götürebildiklerimin
arasında bir nesneydi,Ve öfkemi uzaktan gözlemek için çıkardım yükseklere.

Kuşku,ruhuma girip sinsice kemirmeye başlarken beni,sen konuştukça,sesimden taklitçi tınılar azalıyor,ve alaylar karışıyordu koyu karanlığa.Konuşmalarımı siimgeleyen el devinimlerim ise daha az abartılı ve daha az yabanıldı artık. Ve,bütün dramlarımda kaçınılmaz olan anlamsızlıkta geliyordu.
Oysa ben anlamzsılık kaosunda değil,sevgi bağında gül dermek istiyordum.

12 Aralık 2009 30-60sn 1 öyküsü var.
Yorumlar