Fakir.

Onca yakarışından sonra dünyaya gelmişti. En başından biliyordu hayata acıyla,kırık bir dala tutunarak devam edeceğini.. Öyle de oldu. Fakirlik içerisinde bir aile, en kötüsünden bir babası vardı. Ölümü yaşarken tatmak buna denir ya. Uçan kuşa borcu olan bir aile ferdi,hemde temiz kalpli.. Fakat acı çekiyor her nefes alışında. Bu küçüğün günahı nedir.. Ne ile sınanıyor böyle. Onca yoksulluk fakirlik içerisinde büyüyen bu ferd bir hayat felsefesiydi.. Kim bilir ondan kötü nice iyi çocuklar dünyaya gelmişti. Ama hiçbiri devletinin verdiği onca sorun karşısında asker olmak istememişti. O hiçbirşeyden habersiz değildi. Herşeyi biliyordu fakat yansıtmıyordu ailesine. Onca zorluğa rağmen nasıl bu kadar rahat olabilirdi ki?..Büyüyene kadar aklının ermediğine inanmışlardı, ama artık 15 yaşındaydı. Nasıl değişmezdi fikirleri?. Merak edip sorduklarında aldıkları tek cevap "Allahın rahmeti üzerimde oldukca ben hep aç kalsamda tok hissederim, ki Allah kimseyi merhametinden eksik etmez" olmuştu.Büyüdükce fikirleri sabit kalmış, tutunduğu kırık dalı kendi eliyle sağlamlaştırmıştı, çünkü o gerçek bir sevgiye inanıyordu.Ailesine bakacak yaşa geldiğinde hem okuyup hem ailesine bakmıştı.
Herkes yıkılsa da bir o ayakta kalacaktı
Çünkü inandığı şey maddiyat değil maneviyattı ve gerçek bir aşk ile bağlıydı.

25 Kasım 2008 1-2 dakika 1 öyküsü var.
Beğenenler (2)
Yorumlar