Farklı Bir Yaş Dilimden

Daha 18 yaşındaydı.. Bizim mahallenin en gözde kızıydı Emra... Mavi gözlü.. Hafif sarışın.. Uzun boylu.. Zayıf bişeydi.. Bi gülüşü vardı.. "Aman Allah'm o gözler, o bakışlar, gülüşler" derdi görenler.. Neise konuma geleyim.. O'nun en yakın arkadaşı vardı adı Eyşandı.. Kara gözlü.. Kara saçlı.. hafif esmer.. biraz kısaydı Emra'dan.. Aslında yoktu pek özelliği.. Bir tek temiz kalbi vardı ki, dünya güzelliklerine bedel.. Bırakın bi çocuğa zarar vermeyi.. Fark etse yaralı bi karıncayı, onun acı çektiğini düşünerek ağlar, o derece yani.. Aslında yok dedim ama elbet vardı O'nunda harikulade özellikleri.. Bide benim Feridadın da bi can dostum vardı ki.. Zıpkın gibi adam.. Uzun boylu poslu.. Korkardı tabii mahallenin çocukları.. Ama Allahı var bi gün dokunmuş değildir bir tanesine Ferid.. bir kaç defa kovalamışlığımız var beraber bir kaç hırsızı ama.. Yakaladığımız gibi karakola götürdük tabii.. Yakışmazdı bize sonuçta..

Bir gündü.. bundan tam 4 ay önceydi.. 5 şubattı.. Saat 15.00 gibiydi.. Doğum günü partim için çarşıya inmiştim.. Ne bilirdim onların bizim mahalleye taşınacaklarını.. Ve hiç tanımadığım halde doğum günüme çağıracağımı.. Fazla tanımıyordu kimseyi.. Emra'nın yakın arkadaşıydı.. Onlarda 3 sene önce aynı dersanedelermiş ordan tanışıyorlarmış.. Gelmişti doğum günüme.. Mahcupmuş hediyesi yok diye.. Çok gülmüştüm Allah için yalanım yok.. Gülüşüp eğlendik gece 23.15'e kadar.. Sonra babası çağırınca gitmek zorunda kalmıştı.. Bizim mahalledeydiler ama, iki sokak aşağıdaydılar.. Sonra muhabbet etmeye başlamıştık.. Tabii ben hemen anlattım can kardeşime, Ferid'e herşeyi.. Eyşan'a nasıl tutulduğumu.. O'da aynı duyguları paylaşıyormuş..Dedi "kardeşim bende seviyorum".. Dedim olamaz, yıkıldım o an.. aynı kızamı aşık olmuştuk... Sonra; "Biz Emra ile küçüklükten arkadaşız.. Çocukluğumuzdan beri aşığım ben O'na Esad" dedi.. Bir ohh çektim şöyle rahat rahat.. Gelmiştik 19umuza gelmeye ama.. Daha önceden hiç böyle bi işe girmemiştik.. Yoktur bizim mahallenin böyle adetleri.. Delikanlılar kardeşi olarak görürdü, "bacısı" olarak görürdü genç kızları.. Kızlar ise birer abi olarak..

3-4 gece beraber sahile indik Ferid ile.. Tabii öle eli boş inmedik.. İçtik birazcık.. Tabii kurulmuştu karamsar düşler, yıkım hayalleri.. Sonra anlamıştık böyle salak salak oturmanın işe yaramayacağını.. Tuttum Feridi kolundan sürükleye sürükleye götürdüm.. O Eyşan'a söyleyecekti, ben ise Emra'ya.. Çünkü biliyorduk.. Ben gitseydim Eyşan ile konuşmaya salak salak bakacaktım suratına.. Ferid gitseydi Emra'nın yanına salak salak bakacaktı suratına kızın...

Neise gittim dedim Emra'ya..
-bak bunlar derin mevzular, ince mevzular.. Gönül isterdi gidelim bi çay bahçesinde ya da benzeri bi yerde konuşsaydık.. Ama mecburuz ki burda konuşacağız.. Bak Emra.. Sen sevsende sevmesende... Derken Emra;
- Ben de seni seviyorum!! dedi...

O an aklım durdu.. Beynim yerimden çıkıcaktı.. Ne yapacağımı şaşırdım.. Cevap veremedim.. Görmesin diye kimse ağlayaşımı koşarak evime gittim küçük bi çocuk gibi.. Ferid'i 4-5 gün göremedim ortalıklarda.. Sonra duydum ki çok içmiş ve kaza geçirmiş.. Ama bu imkansızdı, öğrenemezdi Emra'nın beni sevdiğini... Neydi o zaman buna sebep olan? neydi bunu yapmasına sebep? Neise.. Bunları düşünürken varmıştım hastahaneye.. 1-2 ay yürüyemeyeceğini ama felç vb. durum olmadığını söledi doktor bey.. Ama Ferid benimle konuşmuyor, yüzüme bile bakmıyordu.. Bakınca da gözleri doluyordu kardeşimin.. Ama şimdi ben nasıl söyleyecektim Emra'nın beni sevdiğini.. Bilmiyordum.. Gerçek bi yıkım olmuştu bu.. Tabii unuttum ben bu sırada Eyşan'ı.. aaaa doğru.. Dur dur.. Ferid Eyşan ile konuşacaktı.. Acaba konuştu mu konuşmadı mı.. Dur sorayım;
-...
Ama yok yok.. sorarsam, ya derse sen Emra ile konuştun mu diye.. Ne cevap vericektim.. Geçsin şu 1-2 ay ayağa kalksın da.. Şimdi iyicene yıkmıyayım canımdan çok sevdiğim kardeşimi..

3. geceydi.. Ben kalıyordum refakatçi olarak.. benimle işaretler haricinde konuştuğu ilk geceydi.. eli ile ona doğru gelmemi işaret etmişti.. Gittim yanına, "buyur canım kardeşim" dedim.. Dedi bana; " ey kardeşim, Emra seni, Eyşanda beni seviyormuş.." Bunu sende bende biliyoruz.. kazadan 5 gün önceydi.. Eyşan ile konuşmaya gittiğim de doğrudan anlattım herşeyi.. Ve O'da anlattı herşeyi.. Emra ilk gördüğünden beri seni seviyormuş ve bunu Eyşan'a , telefonda, bilgisayarda, çarşıda, kısacası her gördüğü yerde anlatıyormuş.. Ve senin O'na karşı samimiyetinden O'na karşı bişeler hissettiğini sanmış.. İşte kardeşim herşey böyle.." dedi..

Ve yine kapandı kendi içine.. haftalarca konuşmadı ne benimle ne kimseyle.. Aradan 2 ay geçti.. Doktor yürüyebileceğini söledi lakin O'nun hiç çabası yoktu.. Ne kadar yalvardıysam da tek kelime etmedi.. Yazık annesi harap oldu.. Tabii bizim Eyşan ve Emra bihaber bizden.. Aslında mahalle çalkalanıyordu ama nedense hiç oralı bile değillerdi..

Kazadan yaklaşık 3 ay geçti.. Artık iyicene çökmüştük; Ferid, Feridin annesi, ben... Ve bi gece vardiyasında öğrendim.. Kardeşimin gidişini.. Yıkılışını.. Bi gencin kayboluşunu.. Anneside kaldıramamıştı.. haftasıyla gitmişti oğlunun ardından.. Bende bırakmıştım dünyayı kendi haline.. İş güç yoktu artık.. Borç harç.. Bataklığın içindeydim artık.. Yani şuan adını bile unuttuğum bi meyhanede, tanımadığım insanlarla içiyorum.. çıkmalıydım burdan.. Hesap yine veresiye.. Hep sonralara.. Çıktım.. sahile doğru gidiyordum.. Ne görsem.. Eyşan ve Emra.. yanlarında 2 tane genç.. gülüşüp eğleniyorlar.. Gittim yanlarına, içli içli baktım.. Fark ettiler beni, güldüler.. Neden güldüklerini sorduğum da aptal olduğumu sölediler.. Neden dedim tekrar, herşeyin yalan olduğunu sölediler.. O an hayatımın kaçıncı yıkılışıydı hatırlayamıyorum.. Kardeşim gitmişti bi hiç uğruna, canımdan çok sevdiğim kardeşim.. Yutkunamadım o an.. Nefesim kesildi.. Baba yadigarı toplu havalı bi tabanca vardı.. Kaptım onu.. Gittim ilk o iki genci vurdum.. Sonra Emrayı.. Sonra Eyşanı.. Sona kalan mermiyi de kendime sıkıyordum ki, Dilaver abi atlamış o an.. ama yıkıldım yere.. kafama sıkıcaktım ki, elimden almaya çalışırken silah göğsüme doğru gelmiş.. 3 hafta açamamışım gözümü.. Açtığım da ise karanlıktı ortalık.. Kimsem yoktu.. Tabii 4 vukaatlım vardı.. Aldılar yaka paça içeriye.. ömür boyu hapsi koydular hemen.. 6 sene sonra af çıktı.. Şans mıydı bilmiyorum.. Şimdi ise yıkık, dökük virane bi evdeyim.. bulduğum boş kağıtlara yazıyorum bu satırları.. Ölümden döndüm kaç defa ya.. Fakat çok kez öldüm ben bu dünyada.. Ölüp ölüp dirildim.. Hem de defalarca..

08 Ağustos 2009 6-7 dakika 3 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar