Gaflet mi Delalet mi
Uzun zamandan beri siyasi değerlendirme, analiz yazmamaya özen gösteriyorum. Siyasi aktörlerin kem söz ve dili, siyaset yazmaktan, dinlemekten tiksindirdi, uzaklaştırdı.
Mecbur kalmadıkça haber izlemiyor, ayrıştırıcı dil kullanan, siyasetin seviyesini düşüren sözüm ona siyasetçilere zaman ayırmayı kaybedilmiş yitik zaman diye değerlendiriyorum.
Gel velâkin son günlerde konuşulan dil, kullanılan üslup ve de Türk milletine yakıştırılan çağ dışı unvanı işitince; düşüncemizi kaleme almak, tarihe küçük bir not düşme adına; kaçınılmaz oldu.
Biliyorum bu konu da birçok yazarçizer fikirlerini yazdı, çizdi; kimi kullanılan dilin yanında dururken kimileri karşı safta yer tuttu.
Hepimiz biliyoruz ki, bugün iktidarda at koşturanların cümlesi, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, Türk milleti tanımlaması ve anayasal haklarından yararlanarak bulundukları koltuklara tutundular.
Anayasanın Millet tanımlaması ve verdiği hakları kullanarak, yıkmak istedikleri cumhuriyetin koltuklarına 404’le yapıştılar.
Ümmetlik devam etse, saltanat sürse, rüyalarında bile bulundukları yeri göremeyeceklerini onlarda çok iyi biliyorlar.
Neden söz ettiğimi sizde çoktan fark ettiniz. Bizim sık kullandığımız “imamın fikri ne ise, zikri de odur.” Diyen atasözümüz var. İktidar Partisi Genel Başkanının yeni parti kurma hazırlığı içinde olan, yol arkadaşına “ Ümmeti parçalamaya hakkınız yok” ifadesiyle seslenmesi; gaflet ve delalet değilse; bilinçaltında sakladığı Atasözü- nündeki fikir ve zikir tanımıdır.
Mustafa Kemal Atatürk, daha cumhuriyeti kurmadan, 19 Mayıs 1919 yılında Samsun’a çıktığı günden itibaren Aziz Türk Milleti ifadesini kullanmış ve millete öyle seslenmiştir.
Saltanat yıkılmadan, halifelik kaldırılmadan, Anadolu’da yaşayan halk aziz Türk Milleti unvanıyla onurlandırılmış, taltif edilmişken, yaklaşık 1 asır sonra Aziz Millet yeniden ümmetliği kabul eder mi?
Eder diyen avucunu yalar!
Anayasa Madde -2’de Türkiye Cumhuriyeti Devletini Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti diye tanımlıyor.
Ve bu anaysa hala yürürlükte.
Demek oluyor ki, Türk milleti birilerinin dediği gibi ümmet değil, Anayasal haklara sahip, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye cumhuriyeti vatandaşı.
Ve bu Anayasal hak Türk milleti için çok değerli; vazgeçilmez bir unvan!
Devleti yönetmekte acze düşenler, milletin kendilerine bahşettiği, iktidar gücünü kötüye kullananlar; Aziz milletin değerleriyle gündem değiştirmeye devam ediyorlar.
Yine son günlerin sosyal medyasında, ön plana çıkan, siyasi figüranın bir sözü tartışılıyor. Devletin resmi kurumlarının levhalarına TC yazmak/asmak bölücülükmüş.
Lafı çok uzatmayacağım. T:C Anayasasının Değişmez ve Değişmesi teklif dahi edilemez maddelerini bilgilerinize sunacağım.
Buyurun birlikte bir göz atalım.
Madde 1: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
- Madde 2: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
- Madde 3: Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe ’dir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı “İstiklal Marşı’dır. Başkenti Ankara’dır.
- Madde 4: Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2 ‘inci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Ve TC Anayasanın bu maddeleri yürürlükteyken, (Aslında arkadaşlarımızın yaptığı bölücülüğü ve tahriki artırmak!
Yıllardır dikkat edin “T.C. ibaresini kurumlularının başında kullandılar birileri. Bu resmen bölücülük alameti.” demek Atatürk’ün Gençliğe hitabesindeki tanımlamayla ya gaflettir ya da dalâlet! Değerli okurlar isterlerse bu ifadeye hıyaneti de ekleyebilirler.
Son söz…
T.C Türk milleti için Vatana eş değer, bayrak sancak kadar değerli ve vazgeçilmez bir kutsaldır.
NOT:
Arşivden.