Gece Bekçisi
Bekçisiyim yağız gecelerin, lacivert üniformasına saklı dev gibi yürekle meydan okuyorum yalnızlığa ve karanlığa. Tutunup yıldızlardan, Akrebin ayak izlerini takip ediyorum. Semt semt geziyorum sepetçi mahallesini geçiyorken tamda ahşap iki kapılı kanatlı bir evin önünde duruyorum. Sesler duyuyorum bir çocuk, lüle lüle saçları incecik bilekleri oturmuş ağlıyor. Gülmek varken neden ağlıyor?
Biraz daha ilerde Mavraz sokağında düdük çalıyorum bilmem gecenin kaçı. İnce krem yazmalı bir gelin oturmuş cam kenarına uzaklara bakıyor. Derin bir ah sancısı. Sanki şehir hiç bitmeyecek gibi bir zaman sancı çekerken, her an keder doğuruyor.
Bir yokuş söküyor dizlerim Hastaneden bir bebek sesi geliyor. Beğenmemiş dünyayı ağlıyor. Sanki zaman katmerleşmişte hızla akıyor. Geceler kör karanlık ve yalnızlık sancısı çekerken bir mezarlıkta baykuşlar ötüyor. Bir an zaman duruyor sanki yirmi yıl geçiyor. Üniformam sırtımda eskimiş gözlerim yumuluyor. Tan ağarırken giriyorum evime. Bekçiliğini yaptığım hayatımmış oysa dayandığım bunca acıya birde kör karanlığa düdük çalıyorum ................
şiir tadında, keşke şiir olarak alsaydın . bence çok daha yakışırdı. ama çooooooooooookkkk harika
👍Bencede şiir tadın ...yılma can...