Geçmiş Gelecekte Saklanır

Gelecek; yeryüzüne karşı yüzü dönük bir biçimde bağdaş kurdu. Başını da bir o yana bir bu yana sallayıp duruyordu. Sonra derin bir iç geçirdi ve geçmişe atıfta bulundu.

'Ey geçmiş efendi. Karşıma geçmiş, gözlerini benden saklamaya çalışıyorsun. Ama ben kül tutmam pardon dilim sürçtü 'gün tutmam, günleri de birbirinden ayırmam ve hiç birini de unutmam. Yarınları astığın takvimlerin nerede? Yoksa ben mi göremiyorum' dedi kinayeli kinayeli.

Ardından hafif geriye doğru yaslandı ve devam etti.

'Çivisi mi çıktı? Yoksa yoksa! Dur sakın söyleme! Ben bulacağım. Senin dane dane benlerin vardı üzerinde pardon tane tane yaprakların vardı. Hatırla! Üzerlerinde günün yemeği, kız ve erkek çocuğu isimleri, bir de önemli olaylar yazıyordu. Soldurdun mu onları tek tek? Ya da buldum! Sen pazarları şaşırdın. Dünyanın hala yalan pazarı üzerine kurulduğunu sanıyordun ve geçmişin kasalarında çürüdün, eridin, bittin'.

Geçmiş, oflayıp puflamaya başlamıştı. Dinledikçe daha da bir içi geçiyordu. Daha fazla sessiz kalamadı. Yutkundu ve sonra titrek bir sesle 'İçerlendim sana hem de çok' dedi bir solukta.

Gelecek 'neden' der gibi dudak büktü.

Geçmiş 'Bana çok yükleniyorsun ama. Bu düpedüz yargısız infaz ! Bir şey söyleyeyim mi sana. Sen geleceğin yüz karası aydınlığısın' dedi.

Gelecek, geçmişten birkaç adım daha ileriye doğru gitti ve arkasını döndü.

'Bana, doğru ve güçlü adım atanlara, eşsiz bir gelecek sundum. Peki sen bu arada neredeydin? Geçmişin dibindeydin tabi'.

Geçmiş, anıların üzerinden hoplayarak küçük bir adım attı.

'Elini benim geçmişimin cebinden çıkar da, vicdanına koy!' Beni yanıltan hep senin vaadlerin oldu. Seçim sloganlarındaki nakaratlardan şarkı yaptın. Güzel günler, yarınlar gelecek, bekleyin, az kaldı vs. dedin durdun. Asıl yalancı sensin. Ben suçsuzum. Gülün üstüne gül koklanmaz dedin ama günlerin üstüne gün koklattın bana. Sonra da günler tükendikçe gerine gerine güldün. Dört mevsimde beşinciyi aramanın düş olduğunu düştüğüm zaman söyledin'.

Gelecek bir süre düşündükten sonra geçmişe doğru elini uzattı. Kısa bir tereddütten sonra geçmiş de usulca geleceğe elini verdi. Aralarında ne bir sınır çizgisi, ne de kalın bir duvar vardı. Geçmişin hırçın ve dalgalı suları, geleceğin durgun ve duru sularına bir hamlede karışıverdi. Ne geçmiş geleceksiz ne de gelecek geçmişsiz olamazdı. Onlar son günlerine kadar aynı bedende aynı kanı taşımaya devam edeceklerdi.

15 Temmuz 2011 2-3 dakika 47 öyküsü var.
Yorumlar (3)
  • 13 yıl önce

    Gözel bir öykü okudum sayfanızdan hem de felsefi düşünceleri içeren...zaman üzerine ..tabii her keçmiş geleceyi sağlar,gelecek de geçmişin üzerinde ayak tutar yeriyer.. Öykü zaten değerini de almış gününyazısı seçilmiştir..Kutlarım içtenlikle..Selamlar,sevgiler canım..

  • 13 yıl önce

    Sevgili Sevda'cığım güzel sözlerin için çok teşekkür ederim. Ben de senin yazılarını çok severek okuyorum. Sevgilerimle.

  • 13 yıl önce

    Tatilde olduğum için teşekkür etmekte geciktim. Değerli Seçki Kurulu'na ve dostlarıma teşekkür ediyorum. Çok mutlu oldum. Selamlarımla.