Gerçek Sevda Asla Bitmez
Babayiğitçe bir adamdı o.Bir de nazlı ceylanı vardı.Nasıl severdi onu nasıl üzerine titrerdi.Hiç zarar gelsin istemezdi nazlı ceylanına.Hep onu düşünürdü gece gündüz.Tek işi onu düşünmekti sanki.Onu mutlu etmek için geçirirdi her gününü.Duymayan bilmeyen yoktu o büyük sevdasını.Mahallenin ağır ağabeylerindendi.Yamuk yanlış olmazdı onda asla...
Herkese iyilik yapardı.Kendini hiç kimseden üstün görmezdi.Alçak gönüllüydü daima.Hele ki sevdiği...O sevdiği farklıydı mahallenin bütün kızlarından.Hiç bir şeye hiç kimseye değişmezdi o nazlı ceylanını.Kaşları kalem gibiydi,gözleri sürmeli, bakışları anlamlı,yanakları al aldı,dili tatlıydı.Hiç kötü söz söylemez insanları incitmezdi.Hep mutluydu hep güler pozitif enerji verirdi çevresine.Herkes ona dert yanardı mahallede.Dinlerdi mahallelinin derdini sıkıntısını.Asla hayır demezdi kimseye.Nazlı ceylan da çok severdi babayiğit adamı.Yıllarını vermişlerdi birbirlerine.Hep saygılı hep sevgiliydiler.İkisi de iyi huyluydu.Tabii kaybetme korkusu vardı ikisinde de.
Nazlı ceylan ne kadar güzelse babayiğit adam da o kadar yakışıklıydı.Boyu posu yerindeydi.Simsiyah gözleri vardı.Sert bakışlıydı.Korkardı karşısındaki insan babayiğidin gözlerine bakmaya.Kirli sakallıydı.Serseri gibi görünse de ağır ağabeydi.Mahallenin kızları gözlerini alamazdı ona bakmaktan.
Bir gece delicesine yağmur yağmaya başlamıştı.Gök gürültüsü,şimşek çakması uyandırdı prensesler gibi uyuyan nazlı ceylanı.İçinde bir sıkıntı vardı sanki.Uyandığında yeniden uykuya dalmak istedi ama başaramamıştı.Anlamıştı kötü bir şey olduğunu.Hemen odasının penceresine koştu.Babayiğitle karşı karşıyaydı evleri.Baktı sonra onun odasına ışık yanmıyordu.Nazlı ceylan açtı penceresinin camını.Ağlama sesleri duyuyor gibiydi.
Emin olmak için babayiğidin evinin önüne koştu hemen,ayakları çıplak...
Gördükleri,duydukları kabus gibiydi.Dua ediyordu .'Allah'ım sevdiğime kötü bir şey olmamış olsun diye.Onu bana bağışla ,yiğidime kıymamış olsunlar diye.'Ama nafileydi.Sokağın başında öylece yatıyordu dağ gibi adam.Hemen yanına yanaştı babayiğidin.Gördü ki kanlar içinde yığılmış oraya.İnanamadı yiğidini öyle gördüğüne.Ağlayarak ve sessizce girdi evine ve odasına yöneldi.Öylece bıraktı sevdiğini yerde.Saatlerce ağladı.Gözleri şişmişti artık bir damla yaş dahi gelmiyordu gözlerinden.Sabaha karşıydı vakit ve bir karar aldı.İçinden şu cümleler geçti:'Çok sevdik birbirimizi sevdalım,çok sevdik...Artık senden başkası bana haram...Kimse sevemez senin beni sevdiğin kadar...Ben de sevemem artık başkasını seni sevdiğim kadar...Yanına geliyorum sevdiğim benim canımı da al götür seninle birlikte bekle beni de'dedi.Ve...
Kıydı canına...Yan yana gömdüler onları.Ayrılmasınlar hiç diye.Ve bu aşk hikayesi hiç unutulmadı.Her yağmur yağdığında o iki sevgili gelir akıllara...
Not:Gerçek Sevda Asla Bitmez,Araya Ölüm Bile Girse...
Akıcı, etkileyici ama birşeyleri anlamsız. İnsanlar elbette sevdikleri için yaşarlar ama sebebi bile bilinmeyen bir ölümün ardından sevenin canına kıymış olması...Öykünün ilgi çeken yanı olarak düşünülmesi mümkün, ancak sosyal sıkıntı çeken, yıldız kaymasından medey uman, memur maaş atrışını falcılara soran ülkemiz halkına kötü örnek çeker diye düşünüyorum.Değilse anlatımdaki akıcılık ve sadelik çok güzel. Saygılarımla.
:) yorumun için teşekkür ederim halk benim bu öykümle kötü olacaksa eğer o halkın vayy haline öykümün çok uzun olmasını istemedim o yüzden fazla ayrıntılara girmedim ama sen yorumunda bütün ayrıntılara girmişsin olabilir sonuç da yorum...
ben kızın ıntıharını gayet dogal buldum sonucta romantık bır tazrla yazılmıs ve bu yuzden yazarı suclayamayız.belkı bıraz uzun tutup babayıgıdın olumunu acıklayabılırdı fakat gerek gormemıs yazarın kararı.ayrıca yıldız kaymasına medet uman toplumumuzu tv bagımlısı yaparak dızıler ve sabah programlarında bırbırlerının ozel hayatlarını en ozel sekılde tartıstıranlara da aynı yorumu yapmanızı beklıyorum.saygılarımla
teşekkür ederim arkadaşım sağol bencede o yorum bana değil hakedenlere yapılmalı halka kötü örnek filan olduğum yok benim :)