Geri Kalmış Ülkenin Geride Bırakılanları

İlk doğduğu gün
Bir kızın oldu dediğinde ebe
Önce anne dışladı kızını
Bakamadı eşinin gözlerine
Eşine ihanet etmişti doğuramamıştı bir erkek çocuğu
Eşi kurtulduğuna, çocuğunun sağlıklı doğduğuna sevinmemiş
Kızım oldu diyerek, böbürlenip gezemeyeceği için.
Bir müddet ismi bile konmaz, belki ölür diye
Ölmez tabi ismini Sırma koyarlar.
Amcaoğluna beşik kertmesi
Yapılır Sırma.
Çünkü aynı günlerde amcasının da bir oğlu olmuştur
Şirin olur kız çocuğu sevdirir kendini
Birazda
Şımartılır
Duyguyla acı ile işlenir.
Sırmada biraz utangaç, azda şımarık
Okul yaşı gelip çatınca
Sırmada bazı akranları gibi
Okula gitmeye hazırlanır.
Baba direnir
Kızım Okula gitmeyecek
Sırma itiraz edecek olur
Laf dinle genç kız oldun nerdeyse
Hala itiraz ediyorsun babana.
Anne bazen aracı
Bazen kızından yana görünür
Eşiyle arası bozulmasın diye.
Sırma bayılır ayılır kendini yerlere atar ama nafile
Son söz söylenmiştir gönderilmez Sırma okula.
Birçoğu okulu göremez okutulmaz
Görse de okuyamaz
Sırmada okula gidemeyenlerden
Sırma artık bir genç kız olmuştur onlara göre
On yaşına geldiğinde başlar görücüler gelmeye
Genç kızdır artık o açtırılmaz saçının ucu
ya görürde bir şey söylerse.
biri dokunursa eline.
Namusudur ailenin kimse bakamaz yüzüne
El süremez saçının bir tek teline.
Baba alır erkek çocuklarını karşısına böbürlenerek
Oğlum benden sonra bu evin namusu sizden sorulur
Bu evin erkeği sizsiniz.
Anada onun yanında yani babaya başyardımcı
Kızım Sırma sende akıllı ol çıkma kardeşlerinin sözünden
nedense hep namus bayanlarda.
Ama hep erkeklerden sorulur
Sırma on ikisine geldiğimde amcaoğluna
Nişanlı ya doğduğunda.
Hemen baş göz edilir.
Amcasının oğlu bir evin tek erkek çocuğudur
Sırma on beşine bastığında anne olur
Bir kız çocuğu dünyaya getirir
Ve kaynata, oğlu tek
Çok torunu olmalı
Evi kalabalık
Neslini sürdürecek torunlar doğmalı
Baba ocağı bu dumanı tütmeli
Sırma hem çok genç hem çok cahil
Ama hamarat, kaynata istiyor ya
Peş peşe tam altı çocuk
Kaynata bir trafik kazası geçirir
Ve ölür
Kaynana kocasını kaybettiğinden
Yaşadığı toprakları
Terk eder hep beraber
İstanbullun yolu tutulur
İstanbul'a gelinen ilk yıllar
Sırma bir fabrikaya girer eşiyse başka bir işe
Kaynanada evde çocuklara bakar
İkinci yıl Sırma rahatsızlanır hastane doktor dolaşır
Ve acı gerçeği öğrenir sırma
Gırtlak kanseri olduğunu söyler doktoru
Kendisine iyi bakması gerektiğini
Aksi takdirde hiçte iyi olmayacağını anlatır
Sırma eve geldiğinde derdini anlatmaya çalışsa da
Ne dinleyeni nede anlayan bir yoktur evde
Sırma tüm derdini kimsesizliğini içine atar saklar yüreğinin derinliklerinde
Koskoca şehirde baş başa kalmıştır çocukları
Kendisi ve hastalığı...
Eşi de artık eve her gün ya geç gelmekte yâda gelmemekte
Sırma nerdesin diye sormak istese de eşine
Kaynana şiddetle karşı çıkar.
Erkektir o kızım gelir
Sırma birkaç kez hasta olduğunu anlatmayı denese de duymaz bile kocası
Sırma bu defada sevgi dilini kullanmak ister
Çocukların seni çok seviyor ve özlüyor bende seni çok seviyorum
Ama nafile her geçen gün biraz daha geç gelir
Veya hiç gelmez eve
Başka kadınlarla gezip tozduğunu söyler komşuları
Ama sırma bir türlü inanmak istemez
En son oğlu babasını başka bir kadınla gördüğünü söyleyince
Söyleyecek pek bir şeyi kalmaz babanın
Olay ortaya çıkar ve sırma o hasta haliyle dövülür, sokağa atılır
Kaynanasının araya girmesiyle
Sırma o geçe dışarıda kalmaktan kurtulur
Kocası
o günden sonra bir daha da eve gelmez
Koca eve gelmeyince sırmanın kaynanası da köyün yolunu tutar
Tekrardan köyüne geri döner
Sırma hem işsiz hem hasta altı küçük çocukla baş başa kalır
Birkaç ay sonra kirasını ödeyemediği için
Ev sahibi sırmadan kiralarını istediğinde
Sırmanın ne verecek parası ne de direnecek gücü kalmıştır
Sırma ve çocukları kendilerini sokakta bulurlar
O hasta haliyle parklarda yatmaya başlarlar
Sırma birkaç kez eşini aramayı dener bulurda
Ama her görüşünde kocasının kendisinin de
Çok çaresiz olduğunu
Yapacağı hiç bir şeyinin olmadığını söyler
Ve başlar sokak maceraları
Sırma ve altı çocuğu bir müddet parklarda sokaklarda yatar kalkar her geçen gün
Sırmanın gücü gitgide tükenmektedir
Sırma 27 yaşında hasta terk edilmiş ve altı çocuk annesi üstelik parklar evi
Ta ki duyarlı bir vatandaşın bunları görüp yardım elini uzatıncaya kadar
Şişli belediyesinden kalacak yer ve sıcak aş ev sözü alınır böylelikle aile şimdilik sokakta kalmaktan kurtulmuş olur.

Belki ben bu dizeleri karaladığım an bile binlerce çocuk ağlıyor aç diye
Belki siz bu dizeleri okuduğunuz an bile binlerce anne ağlıyor çocuğundan ayrı acılı diye.
Belki bir baba ağlıyor bu dünya nereye niye bunlar niye böyle diye
Bu kimsesiz insanlar bu çocuklar bu analar
Hep birilerinin kendilerine sahip çıkıp sokaklardan kurtarmasını mı beklemeli?
Veya
Binlerce kimsesiz sokak çocuğunun
Sokaklarda yaşamaları kendi zaaflarımı?
Veya zaman günahkârlarımı?
Yahut ta bizlerin günahımı?
Acaba
Biz mi çocuklarımıza görmediğimiz sevgiyi,
Yaşadığımız sevgisizliği verdik?
Yahut ta
Sokakta yaşatarak aç açıkta umutsuz ve mutsuz
Asıl önemlisi sevgisiz olarak
Onlar suç işlediğinde kimlerin yüzleri kızarmış olması gerekecek
Onların mı yoksa bizlerin mi?
Yani onları bu dünyaya getirenlerin mi ?
Veya bu dünyanın tüm insanlarının mı ?
Geri kalmış ülkelerin
Geride bırakılanları
Evde ağır işçilik
Tarlada fabrikada çalışanı
Acıları tel tel acı yumağından örüleni anneler
Doğurganları
Ağlayanı ağlatılanı anneler.
Geri kalmış ülke derken
Amerika da dahi hala
Sömürülen
Dövülen anneler.
Bu dünyanın hamuru,
Bu dünyanın çamuru
Hala sizin sizin elinizde anneler..

19 Şubat 2011 5-6 dakika 1 öyküsü var.
Yorumlar