Gizemli İstasyon 10
Kerem'in merak etmeye başladığı ne varsa bir bir dilinin ucuna geliyordu fakat bu merakının ona zarar vereceğinden şüpheleniyordu. Sonuçta fazla uzun olmasa da Süheyla'yı ve tavırlarını biliyordu iş yerinden. Ama tanıdıkça da farklı yönlerini öğreniyordu.
Oldum olası bu tarzdaki insanlardan uzak duran Kerem, içinden "Bir fırsatı hakkediyor galiba" diye düşünmeye başladı kahvesinin son yudumunda. O uçarı hallerinin altında yatan acıklı bir hikayesi olduğundan emindi, tek korkutan konu buydu Kerem'i.
- Heyyy, iyi misin? Daldın gittin uzaklara Kerem...
- Bir şey yok, dalmış mıyım?
- Bir yerlerde gemilerin falan varsa söyle, batmıştır belki, kurtarırız.
- Şakacı şey...
Süheyla'nın bu neşeli yaklaşımı hoşuna gitmişti Kerem'in ve gülümsemeye başladı istemsizce.
- Hahh böyle yaa, gülümse. Yalandan da olsa gülümse. Somurtan insanlara tahammülüm yok benim.
"Tamam" dedi içinden Kerem. Hangi damardan yakalayacağını bulmuştu.
- Ben yalandan gülmem merak etme, sahte insanlardan da nefret ederim.
- Ben de öyleyim aslında ama şartlar bazen yalandan da olsa kahkaha ile gülmeyi gerektiriyor.
- Onu fark ettim zaten. Hiç bir insan sen kadar bu kadar pozitif olamaz. Sen herşeye gülüyorsun. Biraz laylaylom musun yoksa?
Sözlerinin başında dikkatlice dinleyen Süheyla'nın yüzü laylaylom kelimesinden sonra düştü. Gözlerini devirerek;
- Sensin laylaylom, kibirli şey...
Tam bu esnada kahkaha atan Kerem bir nebze de olsa ortamın gerginleşmesini önledi.
- Takılıyorum yaa, hemen üzerine alınma.
- Takılıyorsun?.. Emin misin?
- Ne diyorsun Süheyla? Takılmayayım mı? Bir şey anlamadım yaa...
Kocaman kahkahayı bu defa Süheyla atmıştı ve keyfi yerindeydi. Mekanda başka masanın olmamasının da verdiği cesaretle daha samimi davranmaya başlamışlardı. Tabi ki bu durum Kerem'in aklını kurcalamaya, daha doğrusu yaptıklarını sorgulamaya başlamıştı ama akışına bırakmakta kararlıydı...
Sonraki Bölüm: Gizemli İstasyon 11