Gözlerim Kusurluymuş Meğer

Yaşamımı sürüklüyordum, yaka paça...

Tüm bezginliğimi banka sırtladığım bir gün'deydim Aylar'dan Kasım esen rüzgârlı hava gibi soğuktu zihnim , tonlarca buz kabı...

Dalgındım, kendimce sebepli kırgınlığım birazda küs bakış açımın dar çerçevesinde devinim vardı düşüncelerim de ve öylece kalma niyetindeydi bedenim o günümü mahvetmeye kurulmuş robot gibiydim Ki mırıldanan kadife bir sesle irkildim memnun- memnuniyetsiz.

Kadın ''Oturalım mı?''derken oturduğum yerden kenara süzülüp anneyle çocuğa yer verdim tekrar düşüncelerime sarılma çabası.
Bir müddet sonra

Ve yine isteksiz sese döndüm

-Adın ne?
-Aslı
-senin
-Ayça
...

Tam yaşını soracakken Ayça'nın gözlerinin görmediğini farkettim fakat öyle sıcak bakıyordu ki bir kirpik süzümü alevler yaktı gözlerimde bir sehpa kuruldu beynimde idamlıktı karabasan her düşüm sarsıntı ardından fal taşı gibi açılan gözlerim Ayça ile sohbete daldım. Anneside yılgın bakışlıydı ben gibi. Yosun yeşili gözlerini gözlerime dikti sessizce ''Doğuştan'' dedi

Ayçanın elinde bir demet boynunu bükmüş kır çiçekleri vardı ''çok güzel kokuyor değil mi'' deyip önce derin derin koklayıp sonra bana uzattı belki de ilk kez solgun çiçeklerin kokusunu genzimde daha farklı hissetmiştim evet mis gibi kokuyordu... Tıpkı sekiz yaşında ki Ayça gibi ve çiçeklerde Ayçanın gözleri gibi binbir renk saçıyordu, kıstım gözlerimi yüreğime yağmurlar boşaldı teşekkürler dilime
-Meleğim teşekkürler
...

-Aslı Atatürk'ü seviyor musun?
-Çookkk hemde çok
-bende, o zaman al bu çiçekler senin olsun -yeniden toplarız değil mi anne ?
...
Düğümlendi nefesim, zelzele oldu sanki ve sanki karabulut ardında Güneş içimi yaktı bugün'e kadar bakıp görmemenin yüz kızarıklığı sardı çehremi biraz mahcup birazda avuç kadar yüreği tanımanın hazzı ve sıcacıktı bedeni sıcacık... Yüreğime damıttığım damlalar buruk fakat mutluluğu görmenin yoluydu...
Ayça yüreği ve beyni ile görebilen Cumhuriyet'in çocuğuydu üstelik o minik elleri boy verdikçe sevgiye çiçek toplayacaktı ,yeniden.

Meğer kusurluymuş gözlerim çevremde ki güzellikleri göremeyecek kadar. Ayça küsuratlı yaşımın muhteşem kazancı, kısa Gün'ümün kârı oldu

09 Kasım 2010 2-3 dakika 10 öyküsü var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (4)
  • 14 yıl önce

    Sanki bakmakla görmenin farkı yada gönül gözünün açıklığıydı anlatılan.Doğru anladığımı umuyorum.Çiçeklerin kokusu bana da geldi biliyormusunuz... Tebriklerimle. ŞEN Kalınız.

  • 14 yıl önce

    Biz kendini beğenmişler o gerçek görenleri kasdederek... Aşağılamak istediklerimize - Körmüsün - Körolasıca gibi hakaretler yağdırırız. Oysa tanık oluyoruz ki esas göz ruh güzelliğiyle bakan gözlerdir!

    Bir insanlık dersiydi dizeler. Beğeniyle okudum. Tebrik eder, sevgiler saygılar sunarım.

  • 14 yıl önce

    duyarlı yüreğinizi kutluyorum.Anlamlı ve seçkiyi hak eden güzel öykü.teşekkürler,...

  • 14 yıl önce

    Hoşgeldiniz

    teşekkür ederim değerli ziyaretinize Sevgilerimle.