Gülcan
Ah Gülcan ah! Sen bu hallere nasıl düştün, etrafına neşe saçardın,yüzünden gülücükler eksik olmazdı,seninle sohbete dalınca işimizi gücümüzü unutur hep seni dinlerdik hem de saatlerce.
Onun bu haline şaşıran ben değildim sadece,tanınmaz haldeydi dudakları,gözleri şişmiş, yanakları torba torba olmuş hali ise bitkindi.
-Geçmiş olsun dedim,ne oldu sana?
-Sağol,dedi, malum havalardan dolayı alerji işte.
Üç evlilik yapmış ve hiçbirinden yüzü gülmemiş kadıncağızın, iş yeri açmış onu da batırmış,bunalıma girince buraya bir akrabasının yanına göçmüş.Son eşi ona kredi çektirince bayağı bir borca girmiş o yüzden iş bulup çalışmaya mecbur kalmış.
Geçen hafta,iş çıkışında telaşlı telaşlı koşar adımlarla gözlerden kayboldu ertesi gün sormuştum:
-Kimdi seni almaya gelen,sevgilin...
-Yok be,işim olmaz.
-Erkek arkadaş...
-Onlarla hiç işim olmaz,diye cevap vermişti.
Asıl cesur kadın,sağını solunu açıp çeşitli pozlar veren ya da açık seçik giyinip tüm dikkatleri üzerine çeken değil, sözünün eri olan kadın olsaydı gerek.
Güzelleşmeye çalışırken çirkinleşen birisi oldu artık Gülcan,kimse yüzüne bakmıyor, onunla konuşmuyor, kim görse hemen yolunu değiştiriyor bu da onu çok incitiyor açıkçası.
'Merdiven altı'diye tabir ettiğimiz bu kozmetik ürünlerinin zararı hiç hafife alınacak gibi değil,psikolojisi de bozuldu kadının kendini odalara hapsetti.
"Nasılsın?"demeye çekiniyoruz şimdi
"Görmüyor musun halimi,nasıl olabilirim?"diyeceğini düşünüyor onu daha fazla üzmek istemiyoruz.
Sayfalarda daha aktif olmanız dileği ile tebrikler Hüseyin bey