Güven Kapımı Çaldığında
... bir gün kapım çalındı!
Açtım ve önümde küçük bir neredeyse şeffaf varlık.. "Merhaba" dedi.
"Ben güvenim. Uzun zamandır beni fark etmedin. Bu yüzden buradayım, tamamen kaybolmak istemiyorum. Girebilir miyim?"
Benim cevabımı beklemedi kapıdan geldi ve onun izinde yere kök salmış gibi durdu... "Ah canım!" diye haykırdı, "Neredeyse bunu bekliyordum."
Etrafıma baktım ve kafam karıştı. Her şey her zamanki gibiydi. Her zaman olduğu gibi, hayal kırıklığı umutsuzlukla birlikte kanepede oturuyorlardı. İkisi de pek hoş olmayan oda arkadaşları, zamanla son derece yaygınlaşmalarıyla, bana neredeyse hiç bir yer kalmamıştı.
Televizyonun önünde can sıkıntısı kambur, hayal gücü eksikliği ile birlikte kendilerini cipsle doldurmaktaydılar. Yatağım hüznü devralmış, bütün zaman boyunca sessizce ağlamaktayken, ancak her uyumak istediğimde gerçekten çok gürültülü olmaya başlıyordu. Genel olarak, herkesten gelen gürültü neredeyse dayanılmazdı ve böylece kendimi köşedeki küçük bir tabureye daha çok çekmiştim.
Hayır!" diye bağırdı güven yüksek sesle. "Ama bu böyle yürümez. Utanmıyor musunuz, böyle çok yer kaplamaktan... Aşk ve cesaret nereye gitti... enerji ve neşe hani!?"
Çok sessizleşmişti ortalık..........
Herkes çaresiz görünüyordu. "Bilmiyorum, onları uzun zamandır görmedim. Aşk zaten neredeyse yoktu ama enerji, cesaret ve hayal gücü eskiden daha fazlaydı"... diye yumuşak bir sesle cevap verdim.
Güven bana şefkatle baktı, yanıma geldi ve beni kollarına aldı.
"Bunu hissediyor musun?" diye sordu. Çok narin olmasına rağmen, sanki tamamen kalın, yumuşak bir battaniyeye sarılmış gibiydim. Kendimi harika bir şekilde güvende hissettim ve gözlerimi kapattım. İçimdeki ve dışarıdaki her şey bir anda sakinleşti.
Güven yumuşak bir sesle, "Şimdi yüreğindekini hisset," diye fısıldadı. "İçindeki telaşı fark ediyor musun.., kalp atışını hissediyor musun? Her hücren sana her gün enerji veriyor.., kalbin bir motor gibi sürekli bir ritimde atıyor. Kanın sürekli damarlarında dolaşıyor ve her zaman rahat bir sıcaklıktadır. Her şeyin kusursuz çalıştığı bir mucize olarak yaratıldın... Sevginin görünür kılınmasısın. Kendine yeterince ilgi gösterdiğinde, hayatındaki en önemli şeyin “sen” olduğunu fark edeceksin. Kendini dinle... Kendine güven."
Uzun ve güzel bir rüyadan sonra gözlerimi açtım ve etrafa baktım. Etrafımdaki boşluk değişti. Burada çok uzun süre yaşamasına izin verdiğim tüm olumsuz duygular, gözle görülür şekilde küçülmüştüler. Enerji yeniden ortaya çıkmış.., hayal gücünün elinden tutmuş.., memnuniyet ise... “hâla biraz ürkek ve küçük”..., ikisinin arkasına saklanmıştı. Şans, herkesin arkasında korumacı bir tavır takınmıştı. Ve daha önce küflü mü küflü..., bayat mı bayat kokan havada, her şeyi saran harika bir koku vardı.
"Bu ne?" diye sordum güvene.
"Bu," gülümsedi güven," AŞKTIR.
O her zaman buradaydı..., sadece biraz daha ilgiye ihtiyacı vardı... VE ilgiyi gördü mü, son derece hızlı büyür. Ve “sen” onu paylaşırsan eğer.., işte o zaman her şeyi kapsayan olur!
Saygıdeğer okurlarım, içinde bulunduğumuz çağda olumsuz deneyimler inkar edilemez, bir şekilde mevcutturlar. Ancak bu çağdaki olumlu şeyleri görmek ve onları kutlamak da aynı derecede önemlidir. Bizler güvenimizi yitirmeyelim.., kalbimizin fısıltısını dinleyelim..., kendimizi her halimizle kabul edelim ve sadık kalalım kendimize.
Sağlıcakla kalınız...
Mehmet, Aydınlıoğlu