Güzel Çirkin 4
Beni tanımasına imkân yok. Neden seslendi ki bana? ?'Kızım baksana sana sesleniyor bu çocuk.'' Usulca arkamı döndüm. ?' Çantanızı masada unutmuşsunuz'' Hah kendimi unutsam daha iyi. İnsan çantasını unutur mu, bu nasıl bir şeydir ya. ?' Teşekkür ederim''
Hiç böyle rezil olmamıştım. Utancımdan kıpkırmızı oldum bir anda. Oradan nasıl çıktığımı hatırlamıyorum. Kapıdan fırlamamla kendimi arabada buldum. Ertesi gün hayatımın en aksiyon dolu günüydü. Evden çıkıp arabada hazırlanmam ve okula gitmem heyecan doluydu. Toprak kapıda karşıladı beni. Dün beni göremeyince merak etmiş. Birçok defada telefonla aramış ama ben telefonuma bir kere bile bakmamıştım. Kafam öylesine meşguldü ki telefona bakmak aklıma bile gelmemişti. O gün Toprak bir başka bakıyordu bana. Gözlerinin içi gülüyor ayakları yere basmıyordu sanki. Bana âşık mı olmuştu acaba? O gün beni eve bırakmak için ısrar etti Toprak, onu atlatana kadar bin dereden su getirdim doğrusu.
Eve vardığımda harıl harıl telefonumu aradım. Hiçbir yerde yok. Nerede unuttum diye düşünürken çantamdan hiç çıkarmadığımı fark ettim. O küçücük çantanın içinde telefonu bulmak neden bu kadar zor anlamıyorum doğrusu. En sonunda çantamı ters çevirip içinde ne var ne yok hepsini boşalttım. Makyaj çantam, cüzdanım, gözlüğüm, parfümüm ve ve. Bu kâğıt da neyin nesi? Küçük alelacele katlanmış bir kâğıt. İçinde kısa bir not. ?' Merhaba benim adım Toprak, sizi görünce garip bir duyguyla sarsıldı benliğim. Sizinle arkadaş olmayı çok isterim ...... Bu benim telefon numaram ararsanız beni çok mutlu edersiniz.'' Şaka olmalı bu sadece bir defa gördüğü bir kıza telefonunu mu verdi yani? Bütün planlarım alt üst oldu. Ne yapacağım ben şimdi. Hah böyle durumlarda çalan telefon kadar hiçbir şeyden nefret etmiyorum. Kim bu münasebetsiz şimdi? Ah harika Toprak arıyor ne diyeceğim ben şimdi.
-Merhaba Toprak
- Nasılsın Hazan?
-İyiyim, sen nasılsın?
- Bende iyiyim. Bir şey sormak için aramıştım seni
- Evet, seni dinliyorum.
- Eğer müsaitsen dışarı çıkabilir miyiz; bir yerlerde oturur bir şeyler içeriz. Seninle konuşmam gereken şeyler var.
-Ben bilmiyorum ki. Aslında.
_Lütfen!
_Peki. Bir saat sonra okulun karşısında ki kâffede buluşuruz.
- İstersen seni almaya gelebilirim
-Yok, yok gelmene gerek yok. Ben gelirim
Amcama küçük bir yalan söyleyerek evden çıktım. Arabada hazırlanıp beni beklediği yere gittim. Kafamda bir sürü soru beynimi kemirip durdu. Benimle ne konuşacaktı acaba. Ben vardığımda Toprak henüz gelmemişti. Kendime güzel bir kahve söyleyip onu bekledim. Meraktan ölebilirdim.
Allahım bu nasıl bir ışıktır. Varlığı nasılda aydınlatıyor dünyamı. Yüzümde dehşet bir tebessüme yol açan bu adam benim aradığım aşk mı acaba? Gülmek bir insana bu kadar mı yakışır? Sen nesin söyle bana? İn misin yoksa cin mi? Hayır hayır sen bir meleksin.
- Beni kırmayıp buraya geldiğin için teşekkür ederim canım arkadaşım.
- Ne demek o Toprak. Bana ihtiyaç duyduğun her zaman yanında olacağım.
- Biliyorum. Bu yüzden en iyi arkadaşımsın.
- Evet, anlat bakayım bana söylemek istediğin şey nedir?
- Ah nereden başlasam, nasıl anlatsam bilmiyorum doğrusu.
- Ama ben âşık oldum Hazan
- A, a, a âşık mı oldun? Kime?
- Hiç tanımadığım bir meleğe.
- Tanımıyorsan melek olduğunu nereden biliyorsun?
- Onu görsen anlardın neden melek dediğimi. Öylesine masum bir güzelliği vardı ki. Tertemiz, saf.
- Seni hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum Toprak ama hiç tanımadığın bir insana âşık olduğunu söylüyorsun ve sadece güzelliği için mi?
- Hazan; ben güzelliğe tapacak bir insan değilim. Onu görür görmez dizlerimin bağı çözüldü. Öyle bir ışık yayıldı ki, gözlerim kamaştı. Sanki o an dünya durdu ve ondan ve benden başka kimse yokmuş gibi anlatılması çok güç. Onu nefessiz izledim.
Allahım bu bir kâbus olmalı. Ben Toprağa aşığım o ise bir başkasına. Nasıl bir kaderdir bu. Tam aradığım aşkı buldum derken şimdi avuçlarımın arasından kayıp gidiyor mu?
-Peki, şimdi ne yapmayı düşünüyorsun Toprak?
-Bilmiyorum ona telefon numaramı verdim ve aramasını bekliyorum.
Şaka mı bu? Benden mi bahsediyordu bir saattir? Ah içimden bir ses işlerin iyice karışacağını söylüyor. Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim şimdi. Toprak aslında bir başka bene âşık olmuş. Hah hiç güleceğim yoktu.
Bir süre sonra ayrıldık Toprakla. Yine beni evime bırakmak istedi. Bense biraz yalnız kalıp yürümek istediğimi söyledim. Anlayışla kabul etti.
Ertesi gün amcamdan beni Türkiye'ye götürmesini istedim. Okulumun ne olacağını ve neden bir anda böyle bir karar aldığımı sordu. Okulda başarılıydım bir hafta bir şey kaybettirmezdi bana, kararıma gelince annemi ve babamı çok özlediğimi söyledim.
Amcam koşulsuz kabul etti son sözümden sonra. Bana kutsal emanet gibi bakıyordu. Asla ama asla beni üzecek bir davranışta bulunmuyordu.
Kimseye haber vermeden ilk uçakla Türkiye'ye döndüm. Biraz uzaklaşmak iyi gelmedi dersem yalan olur. Annem ve babamın mezarını ziyaret ettim. Ne kadar uzun zaman olmuş görüşmeyeli. Okuldu eğitimdi hayattı derken ne kadar ihmal etmişim.
?' Annem ve canım babam başımdan büyük işlere kalktım. Şimdi de işin içinden çıkamıyorum. Hata mı yaptım acaba. Bu kılık değiştirme fikri gerçekten saçmamıydı. Öyle çok ihtiyacım var ki size. Yardıma ihtiyacım var. Battıkça batıyorum. Biri tutup çıkarsın beni.. Sizleri çok özledim. Neden bırakıp gittiniz beni. Neden?''
?'Kızım bana anlatmadığın bir şey mi var? Neden ağlıyorsun?''
Dördüncü Bölümün Sonu
Gerçekten ilginç bir öyküye benziyor. İnşallâh devamınıda okuruz. Kalemine ve yüreğine sağlık.
Tebriklerimle... 👍👍👍
Açık olayım nereye gideceğini bende tam olarak bilmiyorum:) Okuyan gözlerinize sağlık.