Haklı Üç Dost
Memileketimizin en gözide şehrisine yakın bir kasabayık. Halep'le aramızda aha şu tel örgüler var! Bi yasa çıkmış dediler. Memleketlerin isimlerini beğenmiyorlarmış devlet böyükleri. Bize de bir isim vermişler! Rakı masasında kura çekip altına da bizim mohtarın adını yazmışlar. Mohtar dedimse işte benim adımı canım. Şimdi kasabamızın yeni adı: YELGÖTÜREN. Bu kasaba depede bir yerde diye bi ihbar mı aldılar nedir. Yohsam bizim kasaba dümdüz bir ovadadır. Kasabanın eski adı ise: HAK. Her ne kadar Yelgötüren Kütüğüne bağlıysak da biz biraz da HAK'lıyız! He, ne diyordum. Yalınız bununla da kalmadı kasabamızın kaderindeki bu sıkıntılar. Evvel zamanda bi cami derneğimiz varıdı. Minaresini tam dikiyorduk ki imamımız diyanet tarafından alınıp daha löküs bir camiye atandı. Müezzin olmuş. Eyi, olsun da bize bir imam gönder deal mi? Yok! Biz de yaklaşık 8 yıldır bu minareyi tamamlamak için çalmadık kapı bırakmadık! Diyanet bize atama yapmış. Ama kasabanın adı HAK'ken... Şimdi Yelgötüren'e bir atama yapacakmış. HAK'kın bile hakkını 8 senede verdiler. Şimdi durup bi 8 sene daha bekleyeceğiz. Ben Yelgötüren Kasabasının mohtarı Cebrail...İhtiyar heyetinin en ihtiyarı Mikai kardeş selam eder! Bu olaylar yaşanalı diğer sadık heyet üyem İsrafil ise kıyamete kadar susacağını beyan ettikten sonra ölüm sessizliğine büründü. Selametle! HAK'tan Üç Dost!