Hangimiz Hasta
"Aşkın en dali halinde"dinleyici ;hanımla gencin arasında geçen diyaloğu size söylemeyi unutmuş olabilir. Umar ki kusuruna bakılmasın. Yaklaşık anımsadığı kadarıyla konuşma şudur veya böyle geçmiştir.
Hanım dükkana geri dönmüştür ve az önce oturduğu yere, pufa sinirli belki de sakin kalmaya çalışarak
oturmuştur. Ama yine de alnında biriken terlere bakılırsa dışarısının temmuz sıcağındandır. Ama yine
iyi gözlemlenirse titremekte ve bu da sinirlilik haline engel olamamaktadır. Genç sessizdir çalışma masasının üzerine ikii kolunu uzatmış hanımın soluklanmasını beklemektedir. Hanım o ara deri çantasının
fermuarını hızla açmış aynı hızla çantasının içinde ufak tefek eşyalarının arasından küçük bir cam şişeyi
çıkarıp yeşil aliminyum kapağını açmıştır ve avucuna minik bir hapı düşürmüştür. Hemen arkasından,
- Acaba bir bardak su rica edebilir miyim demiştir. Genç hızla yerinden kalkarak,
- Hemen deyip hızla en yakın dükkan komşusunun minik buz dolabından kaliteli bir suyu bardağa
boşaltıp geri dönmüştür. Hanıma uzatırken, buyrun, dikkat edin fazla soğuk demeyi de ihmal etmemiştir. Hanım hapı dilinin üzerine yerleştirirken
- Zahmet oldu. Teşekkür ederim deyip bir yudum suyla hapı yutmuştur. Ardından derin bir nefes alıp
Buluşma teklifinizi geri çeviriyorum. Nedenini merak ediyorsanız, siz erkek milleti hep aynısınız. Benim
yalnız yaşadığımı bir şekilde benden öğrendiniz ama artık eski hatalarıma geri dönmeyeceğim. O ayyaş
öğretmen olacak hayvandan yeni kurtardım yakamı. Düşünsenize işimden çevremden arkadaşlarımdan oldum. Beni yaşamaktan soğuttu p.ç kurusu. Bunalıma girdim. Pisikayatrım sürekli hap veriyor. Zaten
başka da bir işe yaramıyor. Siz de aynısınız. Beni kandıracak dünya kadar romantik sözlerinizle
duygularımla oynayacak ve beni kullanacaksınız...Bilmem anlatabildim mi? Sonra şiddet filan da
işin cabası. Kıskançsınızdır da üstelik. Yoksa değil misiniz? İnanmam tüm kıskanç erkekler beni bulur.
Genç şaşkın ama ipin ucundan döndüğünün ayrımına varmıştır.
- Beni yanlış anladınız siz. Ben sizin samimiyetinize konuşmalarınızda ki sıcaklığa bakarak cesaret aldım.
O yüzden size arkadaşlık teklifinde bulundum. İnanın başka bir amacım yoktu. Durum buysa içiniz rahat edebilir.
Bu nedenle ne ben size arkadaşlık ne de buluşma teklif ettim. Ne de siz bu teklifi kabul ettiniz. Böyle bir konu
yaşanmadı. Sizden özür dilerim tamamen rahat olabilir kendinizi sıkmazsanız sevinirim.
- Peki. O halde sorun kalmadı. Tekrar bana müsade. Doktoruma geç kaldım.
- Ne demek efendim. Geçmiş olsun...
Hanım geldiği gibi gitmiştir. Genç derin bir soluk alıp olanların kabus mu olduğunu düşünmemeye çalışarak
bir sigara yakar ve elinin altındaki işe döner. Bu arada "geç buldum çabuk kaybettim" şarkısını elinde olmadan
mırıldanır. Ne kadar zaman geçmiştir? Başını kaldırdığında az önce çıkıp giden hanım karşısına dikilmiş bakmaktadır.
Genç şaşkın,
- Hayırdır bir şey mi oldu der ister istemez. Hanım parmaklarının ucundaki tokanın maşasının kırıldığını söyler.
-Saçıma takarken bu hale geldi. Acaba onarabilir misiniz?
- Elbette der Genç...Tokayı alır. Hanım yine aynı pufa oturmuş Gencin elindeki tokasına bakmakta ama bir şeyler
geveler gibi de..
- Bana kızmadınız değil mi?
- Hangi konu da?
- Az önce sizin arkadaşlık teklifinizi geri çevirdiğim için...
-Asla..
-Ben düşündüm de acaba önerinizi yeniden düşünebilir misiniz?
-Öneri mi? Ne önerisi? Hanım şaşkındır...
-Dalga mı geçiyorsunuz benimle! Sizinle konuşmadık mı?
-Evet der Genç benimle konuştunuz. Ama konuştuğunuz kişi şu an da burda yok...Ben kendisinin ikiz kardeşiyim...
-Nasıl olur böyle bir şey! Siz...siz...siz deli misiniz?
-Hayır ben sadece ikiz kardeşi olup üstelik evliyim de...Tokanız hazır. Kullanabilirsiniz...Hanım,
Evet kısaca böyle bir diyalog yaşanmış olabilir...