Hayal Gemisi
Serdar bey,kırklı yaşlarında askeriyeden emekli olmuştu,uzaktan akrabası olan Ali bey'in yerel gazetesinde sokak muhabiri olarak çalışmaya başlamıştı,topladığı haberleri,çektiği resimleri gazeteye getiriyor önemli olanlar haber yapılıyordu.
Sakin,sağduyulu mütevazı biriydi,çevresinde sevip sayılan Serdar beye iki yıl sonra gazete sahibi köşe yazarlığı teklif etmişti. Şaşırmıştı,heyecandan ne yapacağını bilemiyordu, bir gün sonra işi kabul ettiğini söyledi.
Bir köşesi vardı, fakat o köşedeki boşluğu nasıl dolduracaktı? sokakları,sokaktaki insanları tanıyor onlarla sohbet edip dertleşiyordu,köşesine koyacağı günlük konuları bulabilirdi,ancak devamı olabilecek okuyucuya ilginç gelecek akıcı öyküler olmalıydı.
İlk gün masasına yerleşti gazetenin editörü Cem bey ile sohbet edip dertleşti,bu kentin sokaklarında o kadar çok hikaye vardı ki yazmakla bitmezdi,bir solukta dışarıya çıktı, bir sokaktan diğerine savurdu adımlarını,selamlar havada uçuşuyordu,kimine hal hatır soruyor,kiminle tokalaşıyordu.
Caddenin başına geldiğinde, köşe başında boyacı Hasan'ı gördü, derme çatma boya sandığı,tenekeden yaptığı oturacağı ile bekliyordu,
ayakkabısını boyatırken sohbete başladı,
Hasan hafta sonları ailesine katkıda bulunmak ve okul harçlığını çıkartmak için ayakkabı boyacılığı yapıyordu. Oldukça dertliydi,Serdar amca diye başladı söze 'Boş zamanlarda çalışmalıyız, okulu da aksatmadan,okumayı seviyorum,okuyup doktor olmak istiyorum,bu bir hayal belki,ama neden gerçekleşmesin? Serdar bey pür dikkat dinliyordu Hasan'ı,ayakkabıları boyamıştı fakat sohbet devam ediyordu,cüzdanından elli lira çıkardı,bozdurup geleyim dedi Hasan;kalsın okul harçlığı yaparsın,Hasan'ın kömür karası gözleri parladı,Serdar bey küçük Hasan'ın saçını okşarken;"işte yarınki köşe yazım"diyerek gazetenin yolunu tuttu.
Gazetedeki köşesinin adını bulmuştu:Hayal gemisi,günlük yazısı küçük Hasan ile yaptığı sohbet ve onun hayaliydi.
Her gün görüşüp sohbet ettiği kişilerin hayallerini yazıyordu,bir gün emekli Eren beyin almak istediği iki göz odalı evin hayali,Sakine teyzenin oğlunu evlendirip torun sahibi olma hayali ve daha niceleri.
Pazar günü yürüyüşünü yaptığı sırada banka oturup test çözen on yedi yaşlarındaki gençle selamlaşmış yanına oturup sohbete başlamıştı,bana bir hayal yaz amca demişti genç Eren,içinde'özgürlük, barış,huzur olsun, savaşmadan,kavga etmeden sağlıklı yaşam olsun..Serdar bey yutkundu,nefessiz kaldı,gözbebekleri küçüldü, 'senin hayalinin gerçekleştiği günü bende hayal ediyorum diyebildi,Eren in yanından ayrılırken ilk kez gerçekleşmesi zor bir hayali nasıl yazacağını düşünüyordu.
Aradan beş yıl geçmişti,gazete sahibi Ali bey vefat etmiş gazete oğlu Uğur'a kalmıştı, tecrübesiz ve basın konusunda yeteneksizdi,gazetede işler kötü gidiyor,gazetenin trajı düşüyor, reklam gelirleri azalıyordu. Çözüm olarak daha önce ulusal bir gazetede çalışmış çocukluk arkadaşı Hakan'ı gazeteye genel yayın yönetmeni olarak getirmek oldu,gazetenin bütün sorumlulukları ona devretti.
Hakan bey bir ay sonra Serdar beyi odasına çağırarak işlerin kötü gittiğini söyleyip hayalleri yazmayı bırakıp gerçek olayları yazmasını güncel haberler yapmasını hayallerden uzak yazılar yazmasını istemişti..
Başından kaynar sular dökülmüştü,aceleyle odasındaki özel eşyalarını topladı,istifasını yazdı,küçük dip not kağıdına da:Hakan bey;
"Hayalleri olamayan gerçekleri göremez,
gerçekleri yaşarken hayalsiz kalmayın.Hoşçakalın"
Başkaların hayallerini yazarken kendi hayalini unutmuştu,şimdi hayalini gerçekleştirmesinin tam zamanıydı,şehre yakın bir köyden aldığı iki dönüm arazisine gitti,barınacak bir baraka yaptı,birde tavuk kümesi,bahçesini düzenledi, sebzeler ekti.
Bir yıl sonra tereyağına kırdığı organik yumurtalara ekmeğini banarken,gerçekleştirdiği hayalinin keyfi ile ciğerlerine çektiği nefesini gözlerindeki tebessümlerle süslüyordu.
Havaya ne kadar ihtiyacımız varsa bana göre hayallere de o kadar var
gerçek elbette yaşananlar ancak geleceğin düşü olmadan ne dün ne bugün ne de yarın olur
Güzel bir paylaşımdı Zafer bey
hayallerinizin gerçek olması dileğimle kutlarım öykünüzü👑