Hayatı Özlemek

Günler geçtikçe daha da hayal kırıklığına uğruyorum hayata karşı.Asla bana kapılarını açmıyor.Dışarıda,soğuk rüzgarın içinde donmaya terk ediyor beni.Çok zor tek başına o kapıları açmak.Dışarıdaki soğukla savaşmak.Ama ben yılmıyorum.Kendimi ısıtmaya çalışırken kapıları zorluyor,açmaya çalışıyorum.Keşke bu hayatla savaşımda yalnız olmasam.Tek başıma çaresiz kalmasam.Dalga geçiyorlar benimle.Bana gülüyor,beni taşlıyorlar.Yetim olmak bunca acının arasında ayakta kalmaya çalışmaktır.Ailem öleli üç yıl oluyor.Hala yokluklarına alışamadım.Hala annemin yaptığı sıcacık yemekten sonra tatlı sohbetlerimizi hatırlıyorum.Bazen hayallere dalıp gidiyorum pembe bir rüyaya.O minik karnımın çekingen sesi ile uyanıyorum rüyadan .Ne annem var ne babam ne de tüm mutluluk ve sevinçlerimizi paylaştığımız evimiz...Sadece ben,yıkık bir gecekondu ve tam üç yıldır benimle beraber olan korku.O çekingen sesle ayağa kalkıyor ve dünden bir şeyler artmış mı diye bakıyorum.Hiçbir şey yok!

Öğlen olmuş ben dışarı çıkıyor ve yemek arıyorum.Üstümde yırtık bir elbise,eskilerden kalmış bir erkek ceketi ayağımda ilkokul ayakkabısı ve erkek çorabı.Etrafta bakınırken çöp kutusunu fark ediyor ve ona doğru yöneliyorum.Mahallenin çocukları bana gülüyorlar.Ben çöpleri karıştırırken yarım bir ekmek ve çiğ birazda bozulmuş bir patates buluyor geldiğim yoldan geri dönüyorum.Şu şartlarda evim dediğim gecekonduya ulaşıyor yarına ve ondan sonraki güne kalacak kadar minik karnıma bir şeyler atıyorum.Biliyorum hoşuna gitmiyor bunlar ama yemek zorundasın!Biliyorum sende özledin annemin yaptığı sıcacık yemekleri ama idare etmelisin.Bunları düşünürken yanaklarımdan aşağı inen iki damla yaşı fark ediyorum.Hiçbir şey söylemeden geçip gidiyorlar.Belli ki onlarda özlemiş bir ana kucağına düşüp huzur içinde yok olmayı

.Birden ayak sesleri duyuyorum ve bir kadın sesi.Biraz kadınsı biraz erkeksi.Belli ki kaybolmuş bir benlik.Kim olduğunu bilmeyen bir ruh.Menteşeleri çıkmış olan kapı oynuyor ve bir kadın içeri giriyor.Beni görüp yanıma doğru gelmek berki beni yanına almak istiyor ama ben biraz çocuklaşarak oturduğum yerden kalkıp saklanıyorum.Çok şık giyinmiş ve de yüzü gülüyor.Ne kadar saklamaya çalışsa da fark ediyorum.O gülümsemenin arkasında pişmanlık,hüzün ve korku var.Yavaşça gezinirken her yere bakıyor yeni bir benlik yeni bir umut kırıntısı arıyor.Hiç kimse olmadığını anlayınca yere yığılıyor sanki hıçkırıklarla ağlamaya,çırpınmaya başlıyor.O feryadı görünce dayanamıyor ve dışarı çıkıyorum.Kadın makyajı akmış hayal kırıklıklarıyla dolu yüzünü bana dönüyor.Birden ayağa sıçrıyor ve beni süzmeye başlıyor.Birden gözlerinden bir ışıltı beliriyor.Benim akrabam olduğunu ve beni yanına almak istediğini söylüyor.Birden kalbim hızla atmaya başlıyor.Önümde bir ışık belirdi.Karanlık dünyamın tek ışığı bu.Ayağa kalkmış saçlarımı okşuyor, bana bir şeyler söylüyordu.Bir bakıma beni ikna etmeye çalışıyordu.Ağzımı açtım ama bir türlü doğru kelimeleri bulamıyordum.Konuşmaya çalışıyor ama bir türlü başaramıyordum.Birden ağlamaya başlıyorum.Gözyaşlarım hüznün değil mutluluğun temsilcileriydi.Ağladığımı görüyor ve bana fısıldamaya başlıyor.Artık ikna olmaya başlıyordum.İçimdeki o yabancı kişi yok oluyordu.Yeniden konuşmaya çalışıyordum.Artık sözcükler utanmıyordu.Ona adını,yaşını her şeyini soruyor,onu soru yağmuruna tutuyor her şeyi öğrenmek istiyordum. Bana her şeyi söylüyor beni bilgilendiriyordu.Konuşması bitiyor ve o sıcacık ellerini bana uzatıyor.O sıcacık ellerini avuçlarıma alıyor bir insanın sıcaklığını içimde hissediyordum.Beni ayağa kaldırıyor ve arabasına götürüyor.O uzun yollardan geçerken yolların bana verdiği büyük acıyı hatırlıyordum yavaş yavaş.Ailemin kazasını,beni arabadan çıkarışlarını ve doktorların aceleci nefes seslerini hepsini hatırlıyordum.Rüyamın içine giren kabus anne babamı yutmuş ve karanlık diyarlara götürmüştü.

Araba durmuştu ki ben hayatımın büyük bir kısmını geçirdiğim evden uzaklaşmıştım.Yeni bir hayata kapı açacak olan krem renkli dört katlı,şirin bir bahçesi olan bir eve gelmiştik.Kapıda iki duruyordu yüzleri sevinçle gülüyordu.Benimle yaşıttılar galiba.Arabadan iniyor ve kızların arasından eve giriyoruz.Bir evde yaşamanın nasıl bir şey olduğunu unutmuşum.Ağlarken gözyaşlarımın koltuğa düşüş seslerini,yemek yapmaya çalışırken ortalığı batırınca kızan anneleri,Yağmurlu havalarda pencereden her bir damlanın toprağa nazik dokunuşunu seyretmeyi, her şeyi unutmuşum.Eve giriyor beni kızlarla tanıştırıyor ve bana kıyafet bulmak için yukarı çıkıyor.Kızlar benimle konuşuyor sanki benim yaşadıklarım onların da başından geçmiş gibi beni anlıyordu.Merdivenlerde topuklu ayakkabı sesini duyunca susuyorlar kucağında bir sürü giysi ile kanepeye oturuyor ve bana oturmam için işaret veriyor.Oturuyorum.O yumuşak kanepeye.Bana bir sürü kıyafet gösteriyor beğenmemi istiyor bende beğeniyor ve seçiyorum.Elimden tutuyor ve merdivenler boyunca sürüklüyor beni.Bir kapıya ulaşıyoruz ve duruyor,kapıyı açıyor.Banyo...

Rahatlamamı sağlayacak tek kelime o.Banyo... Bana banyo yapmamı bitince bana kıyafet getireceğini söylüyor.İçeri giriyor ve üstümdekileri çıkarıp ona veriyorum.İki hareket ve banyo zamanı.Çok özlemişim köpükle yıkanmayı.Vücudum bayram ediyor,kalbim sevinçle bağırıyor.Saçlarımı temizliyor,tıpayı çekiyor ve havluya sarılıp banyodan çıkıyorum.Beni bir odaya götürüyor ve bana kıyafetlerimi veriyor.Üstümü değiştiriyorum,aşağı iniyorum ve harika bir yemek.O küçücük midemi harika yemeklerle dolduruyor ve yatmaya gidiyorum.Her şey ne kadar güzel!Her şey ne kadar... Ne kadar... Mükemmel !
O asil ve masum kelime 'Mükemmel!' Sanki hayat mükemmelmiş gibi.Bunu en iyi sen bilmelisin diye geçiriyorum içimden.Ailemi özledim,hayatımı,evimi her şeyi özledim.Burası oranın yerini tutmuyor.Daha da hissettiriyor bana.İçimdeki boşluğa büyümesi için yardım ediyor sanki.Ben bunları düşünürken uykuya dalıyor ve o sıcacık yatakta uyanıyorum.Yine her şey farklı.Aşağı iniyor ve kahvaltı yapıyorum.Kahvaltıdan sonra kızlarla dışarı çıkıyor ve oyun oynuyorum bir çocuk gibi.Çocuk olduğunu unutmuş ve yeniden hatırlayan bir çocuk.Yoruluyor ve eve dönüyorum.Kapıyı açıyor bana o anda bir hayal görüyorum.Annemi görüyorum onun yerine.Bana kapıyı açıyor.'Anne!' diye bağırıyor ve ona sarılıyorum ama gözlerimi açtığımda o var annem yok.

Gözlerimden yaşlar boşalıyor ve odama sığınıyorum.Bu böyle devam edemez.Ben buraya ait değilim.Geri dönmeliyim.Evime.Kara veriyor ve gece kaçmak için hazırlık yapıyorum.Karanlık basıyor bende o suçlu gecede evden kaçıyor ve evime varıyorum.Çok soğuk olmaya başlıyor hava.Üşümeye başlıyorum.Aklıma ateş yakmak geliyor ama neyle yakacağım?Kahkahalar atan karanlık benim donuşumu seyrediyordu.Bana doğru tüm gücüyle üflüyor işimi hızlı bitirmeye çalışıyordu.Dayanamıyordum artık.Pes ediyordum yavaş yavaş.Gözlerim kapandı ve kapkaranlık bir yerde buldum kendimi.Hiç ışık yok.Işık yok ama uzakta bir parıltı vardı.Gittikçe büyüyordu.Gittikçe büyüdü.Cennete mi geldim diye düşünüyordum.Işık her yeri kapladı,kendime geldim ve odamdaydım.O sıcacık yatağımda.Rüyada mıyım acaba? Birden kapı açıldı ve annem içeri girdi.'Anne!' diye haykırdım ve ona sarıldım.Gerçekti! Annemdi o... Onun sıcacık kollarına yapışmıştım bırakmak istemiyordum.Anlamıştım ona sarılınca, rüya görüyormuşum ben meğer.Sadece bir rüya.Acılarla dolu bir rüya ama artık sevgiyle dolduracak yeni bir şeye sahibim.Aileme,evime yani hayatıma.Hepsini sevgiyle sulayacak ve herkese yetecek kadar büyüteceğim.Büyüteceğim ki herkes yetim,öksüz,yaşlı herkes ondan faydalansın.Herkes mutlu olsun...

04 Kasım 2011 7-8 dakika 1 öyküsü var.
Beğenenler (2)
Yorumlar