Hayatım Roman 2
Arada kalan çocuk
pamuk tarlası keser acısı
ırgatların birde çavuşu vardı adı hasan zayıf uzunca boylu sarı saçlı
kırmızı suratlı dişleri eksik avurtları çökük bir adamdı
hasan emminin üç kere uzun uzun çalan düdüğünün sesiyle irkildim sabah olmuş
fatma annemle kahvaltımızı yaptıktan sonra bir keserde benim elime verdiler
kalabalık çoluk çocuk hep birlikte tarlanın başına asker gibi sıralandık
hatice halam bana işi tarif ediyor bak şeref bu filizlere keseri vurma
sadece otları kazıyacak/sın diye tenbih ediyordu canım halacığım
ve iş başladı herkes büyük bir azim ve istekle keserle otları kazıyorlardı
ben bir süre çalıştıktan sonra eğilmekten belime dayanılmaz ağrılar girdi
çalışamıyordum karaca eniştem gözünün ucuyla arada beni takip ediyordu
durdu sağa sola bakındı sanırım benim çalışamayacağımı anladı
belkide acımıştır halime gözleri birini arıyordu adeta
karaca eniştem bu çocuk daha küçük bu işe dayanamaz yapamaz
diye söyleniyordu bir taraftan/da aslında ben yaşlarda birkaç çocuk daha vardı
ama onlar gayet normal çalışıyordu
sanırım eniştemin iri gözleri hedefini bulmuştu birden yüksek sesle
hasan çavuş bir bak buraya sana bir/şey söyleyeceğim diye bağırdı
buyur osman abi diyerek geldi çavuş
bu kaynımın oğlu şeref çocuk bu işe dayanamıyor bunu suya gönderelim
su dağıtsın millete olmaz'mı dedi
eniştemin sözü/de pek geçerliydi halamın/da öyle sözü dinlenirdi
sevilip sayılan insanlardı bir de bu işte çok tecrübeliydiler
millete bir sucu lazım nasıl olsa ver şu eşeği çocuğa dedi hasan çavuşa
millete su getirsin hiç deyilse deyince hasan çavuş biraz mırın kırın etti
düşündü başını öne eğdi birde kaşını kaldırıp bana dikkatlice baktı sonra
ne diyorsun yapabilir/mi/sin dedi yoksa ben birini ayarlamıştım
ama yapalirsen işi sana verdim gitti
osman abiye karşı gelemem dedi
evet yaparım emmi dedim o zaman gel benimle dedi
eşeğin yanına gittik yularını bana verdi
su alacağımız yere kadar beraber gittik su yerden çıkıyordu
su dolduracağımız şey iki tane tahtadan yapılmış yuvarlak bir suluk
üstüne/de bir delik açmışlar maşrafayla içine suyu doldurduk
eşeğin semerine yerleştirdi hasan emmi hadi bakalım sucu şeref
eşek sana emanet dedi gülerek yolda gelirken tenbih ediyordu
işimi nasıl yapacağımı bak şeref günde beş sefer bu su dağıtacaksın
ırgatlara hava sıcak
zaten ben sana söylerim ne zaman getireceğini dedi hasan çavuş
tamam emmi sen hiç merak etme ben bu işi en iyi şekilde yaparım dedim
aslında ben işin oyun tarafındaydım hiç yoktan bir eşeğim olmuştu
çok sevinmiştim bu işe zaten ne dostum ne arkadaşım vardı
bir eşeği dost edinecektim kendime