Hayatımın Aşkı

Hayatımdaki en uzun birliktelikti. O kadar çok alışmıştım ki onsuz nefes dahi alamayacağımı düşünürdüm. Zaman zaman ondan ayrılıp kendime vakit ayırmak istesem de bir türlü ondan vazgeçememiştim. Aramızdaki bağ en büyük aşklardan daha büyüktü. Kim ne derse desin onunla aramıza girmek isteyenlere uygun cevaplar bulur seslerinin kısılmasına vesile olurdum. Onu ne zaman yanımda görmesem ellerim ona dokunmak istercesine çırpınışlar içine girerdi. Dilim damağım kurur onsuzluğa lanet eder ve hemen ona koşardım.

O da beni çok severdi, bensiz kalmayı aklının ucuna bile getirmezdi kesin, kesin diyorum çünkü onun benim için yaratıldığına inanırdım. Uykusuz gecelerimde bir yoldaş, yalnız kalışlarımda bir dost, sessizlikte bir arkadaş ve ihtiyacım olduğunda bir sevgiliden daha öteydi. Hayrandım onun güzel tadına ve kokusuna. Onsuz bir gün geçirmek demek; cehennem ateşlerinde yanmak demekti.

O benim için bir neşe, sevinç, mutluluk kaynağıydı. En üzgün anlarımda sanki fırtınalı bir havada sığınacak sessiz sakin bir limandı. Uzun süre onsuz kaldıktan sonra ona kavuşmak; dönme dolaba binmiş gibi başımı döndürüşler içinde bana verilen bir mutluluk hediyesiydi ve içimin üşümelerinde sıcaklığını esirgemeden veren bir ateşti alev alev yanan.

Her birliktelikte olduğu gibi zaman zaman aramızda ufak tartışmalar, sürtüşmeler hatta bazen büyük kavgalar yaşanıyordu. Fakat her seferinde ona boyun eğip sensiz olamıyorum ne olur affet cümlesiyle noktalanan kavuşmalar yaşanıyordu. O kadar iyi ve o kadar anlayışlıydı ki her seferinde ona ettiğim onca hakarete rağmen beni bağışlayıp, sanki aramızda hiçbir şey yaşanmamış gibi yeniden bütün sıcaklığını ve yakınlığını hiç çekinmeden bir anne şefkati gibi sunuverirdi. Neredeyse onsuz uyuduğum tek bir gece bile yoktu onunla tanışıp birlikteliğe adım attığımızdan beri. Ne yalan söyleyeyim hayatımdaki en sevdiğim ve asla terk edemeyeceğimi sandığımdı. Hiçbir zaman onun yerine bir başkasını koyamadığım ve onunla birlikte ölmek istediğimdi. O çok iyiydi ve benimdi paylaşmaya çekindiğim.

Hatırlayabildiğim bütün hayatımı bilirdi. Onunla ilk tanışmamız ve birlikteliğimiz gerçeği söylemek gerekirse yasak bir ilişkiydi. Sonralardan zaman ilerledikçe resmiyete döküp kanuni bir hak olarak birlikteliğimize devam ettik, hiçbir yanlış anlaşıma mahal vermeden. Sonuçta birbirimizi çok seviyor ve hiç ayrılamıyorduk. Hatta ayrılmayı bırakın bir gün bile dayanamıyorduk ayrı kalmaya. O kadar bağlıydık ki birbirimize, Leyla'yla Mecnun'u kıskandıracak kadar. Hani bir yazan olsa aşkımızı efsane olup nesilden nesile aktarılırdı. Böyle bir aşkı ve sevgiyi yaşayan birileri gördüğünüzü düşünebilirsiniz veya masallardan okuduğunuzu ama bu kadar emin olmayın, çünkü bizimki çok farklı ve değişikti.

Anlattıklarımdan anlamışsınızdır kesin şu anda ondan ayrı kaldığımı. Evet, birkaç haftadır ilişkimize ara vermiş bulunmaktayız. Günde sadece on dakikamızı birlikte geçiriyorduk. Haliyle gözden ırak olan gönüldende ırak olur sözünün gerçekliğini yaşıyoruz. İnanırmısınız hiç üzülmedi ya da bana öyle geldi, ne bir gözyaşı, ne bir söz, nede ters bir tepki gösterdi. Sanırım bu durumdan oldukça memnun. Ben ise yılların verdiği yakınlığın gereği biraz çekingendim tamamen ayrı kalmaya. Fakat bu gün bir karar verdim. Artık onsuz hayatıma devam edeceğim, bütün kaprislerinden ve nefesiyle beni zehirlemesinden kurtulacağıma inanıyorum ve defol!! Çık git hayatımdan diyorum. Kırılan bir kalbi olduğuna da asla inanmıyorum. Eminim ki bensiz daha mutlu olacaktır, hatta en kısa zamanda kendine başka bir sevgili bulup uzun bir birliktelik yaşayacağına da eminim.

Şu andan itibaren tamamen sigarayı bırakmış bir birey olarak daha iyi nefes aldığımı ve beynime daha çok kan gittiğini hissediyorum. Onsuz olabildiğimin farkında olmak da başka bir artısı. Bu birlikteliğin beni zehirlediğini bildiğim halde bir türlü terk edemediğimi görüp başarabileceğimin, onsuzda yaşayabileceğimin farkına varmama sebep olanları da ayrıca saygıyla anıyorum. İyi ki varsınız.

Şimdi çok daha mutluyum...

01 Haziran 2011 3-4 dakika 11 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar