Hayatın İçinden (İki Çikolata)

?Bu da nerden çıktı şimdi diye söylenerek masanın üzerindeki kâğıdı alarak dışarıya fırladı hemen. Dışarıda sicim gibi yağmur yağıyordu. Mesai bitimine 20 dakika kalmıştı. Ace-le etmeliydi. Alelacele otomobili çalıştırdı gaza bastı. Vaktinde yetişemezse yüklü miktarda ceza yiyecekti. Yolu yarılamıştı ki karşı tarafta bekleyen bir adam gördü. Adam yağmurdan sırılsıklam olmuştu. Her araca el kaldırıyor ama kimse durmuyordu.
?Acaba şu adamı gideceği yere götürse miydim? Diye düşündü. Bu arada hızından dolayı bayağı uzaklaşmıştı. Zaten acelesi de vardı. Neyse ki işi fazla sürmedi hemen geriye döndü. Bir de baktı ki adam yağmur altında hala bekliyordu. Demek ki adamı götürmek kendisine nasip olacaktı. Adamın yanında durdu.
?Hemşerim gel gideceğin yere götüreyim seni. Dedi. Adam kapıyı açtı otomobile şöyle bir baktı.
?Hemşerim sen yoluna devam et ben bu kılıkta bu otomobile binersem berbat olur. Dedi.
?Hadi uzatma gel. Dedi. Bu otomobil kirlenirse temizlenir ama sen hasta olacaksın. Adam çaresiz bindi otomobile. Daha kapıyı kapatırken içeriyi bir alkol kokusu sarmıştı.
?Eyvah ben yanlış mı yaptım acaba bu sarhoşu otomobile almakla. Diye düşündü. Adam alkolünde etkisiyle hayat hikâyesini anlatmaya başlamıştı bile.
?Kardeşim sen şimdi diyeceksin neden içiyorsun diye. Ev de huzur diye bir şey yok ki. Ha-nım dersen dırdırından bıktım. Çocuklar dersen benden kaçıyor. Sen olsan içmez misin yani. Zaten iş güçte yok. Vs. vs.
?Peki dedi sen çocuklarına hiç hediye aldın mı?
?Kim ben mi alacağım onlara hediye. Koklatmam bile. Onlar benden kaçıyor zaten nesine hediye alacağım onların ben.
Bir marketin önünde durdu.
?Kaç çocuğun var? Diye sordu.
?İki dedi adam. Marketten iki tane Çikolata aldı ve adama verdi.
?Al bunları çocuklarına ver, bak neler olacak sen gör. Dedi. Evlerinin önüne geldiklerinde
?Bir kahve içmeden bırakmam dedi adam. Aslında evin halini de merak ediyordu. İtiraz et-medi. İçeriye girdiklerinde içler acısı bir görüntüyle karşılaştı. Kırık-çıkık bir sedir, üzerinde ezilmeden meydana gelen yırtıklarla dolu bir örtü, diğer tarafta yere serilmiş eski bir yatak vardı. Onun üzerinde bir çocuk uyuyordu. Kadın kendisi yetmez gibi yanında birini daha ge-tirmiş dercesine bakıyordu yüzlerine. Diğer çocuk ise daha babasını görür-görmez annesinin arkasına saklanmıştı bile.
?Bana izin verir misin üzerimi değişeyim. Dedi. Üzerini değişip geldi. Bu arada Çikolataları unutmuştu bile.
?Hadi Çikolatayı ver çocuğa. Dedi usulca. Adam çocuğa şöyle bir baktı.
?Yavrum buraya gelir misin? Dedi. Çocuk annesinin bacaklarına daha sıkı sarıldı. Korkusu gözlerinden okunuyordu. Zira babası her çağırdığında mutlaka dayak yemişti.
Yavaşça elini cebine attı.
?Yavrum bak sana ne aldım dedi. Çikolatayı göstererek. İşte ne olduysa o anda oldu. Çocuk birden yerinden fırladı ve
?Babacığım diye babasının boynuna sarıldı. Herkes neye uğradığını şaşırmıştı. Alkolün etki-siyle adam ağlamaya başlamıştı. Bu güne kadar ne kendisi çocuklarına bir hediye almış, nede çocukları kendine babacığım demişti. Evde bulunan herkes ağlıyordu. Cebinden bir miktar para çıkardı sedirin üzerine bıraktı. Bir de kart bırakmıştı.
?Bana müsaade diyebildi zorla. Ertesi gün bir gıda paketi hazırlayıp gönderdi çırağıyla.
Aradan on beş gün geçmiş, o olayı çoktan unutmuştu. Adana, baharın en güzel günle-rinden birini daha yaşıyordu. Omzunu kapıya dayamış, caddeyi seyrediyordu. İşte tam bu sı-rada caddenin başında, mutluluk tablosu çizen dört kişilik bir aile göründü.
?Yarabbi hikmetinden sual olunmaz. Bir geçen günkü aileye bak bir de şunlara. Diye geçirdi içinden. Mutluluk abidesi aile iyice yaklaşınca şaşkınlığı bir kat daha arttı. Evet, evet bunlar onlardı. Gözlerini ovaladı tekrar baktı. Gerçekten onlardı. Onlar kendine doğru geliyorlardı.
?Merhaba ağabey dedi kadın. Bizi tanıdın mı?
?Sizi hiç unutmadım ki bacım. Dedi. Ve içeriye buyur etti. Az sonra ikram edilen çaylar yudumlanırken.
?Ağabey dedi kadın. Allah senden razı olsun. Bana kocamı ve ailemin mutluluğunu bağışla-dın.
?Allah razı olsun dedi adam. Ben de o günden beri ağzıma bir damla dahi içki koymadım.
Herkesin yüzünde bir mutluluk vardı.
24.01.09

25 Ocak 2009 3-4 dakika 4 öyküsü var.
Yorumlar (2)
  • 16 yıl önce

    Aslında baştan dip not olarak düşmem grekirdi ama düşünemedim. Adana'da yaşanmış bir olaydır... Saygılarımla.

  • 14 yıl önce

    Keşke her şeyi düzeltmek bu kadar kolay olsa!

    Bişr-i Hafi'yi anımsadım.

    Kutluyorum.

    Onur BİLGE