Hayatın Yorgun Figuranları '2

Beton hapishanemin ruh parmaklıkları arasında cigerlerim sıgara duman dan boğuluyordu....Derin derin dalmışım, açtığım sayfadan şiir okuyordum .Bir den kuş sesleri geldi kulağıma.Baharın müjdecisi güneş solgun da olsa gülümsüyordu. Direk pencereme düşmesede karşı pencereden yansıyan ışık mahkum yüreğime ince ince baharı taşıdı. O kuş sesleri çocuk cıvıltıları.Dedim işte baharın sesi. Benim kasvetli ruhuma bir pencere açıldı ve günüm neş-e sesleriyle değer buldu. Sarı bülbülün ötüşüyle kendime geldim. Mahkum elbisesini çıkardım, ruhumdan zincirleri attım.

Doğanın eşsiz güzelliklerini bir bir bulmaya çalıştım. Mutluluk aslında su yüzüne çıkmaya hazır biraz emek gerektiren bir olgu. Gökyüzü okadar açık ki güneş sarmış bütün kainatı. Bıraktım kendimi hayata. Sarsın güneş, koklasın kuşlar baharı. İçimdeki Şair ruhu hüzünden sıyrılsın ve yazsın kadife sayfalara engüzel baharı.

Balkonumda kumrular yuva yapmışlardı. Kışı küçük dolabın altına yaptıkları yuvada geçirdiler. Sürmeli gözleri, kadife gibi tüğleri ve bir beton üstünde bir yuva ve bir çif kumru. Gözden kaçmayan gözlerinde ki mutluk. Mutluydular çünkü hayatı anlamlandırıyorlardı.

Onlar bu asrın kader makmumları ama hallerinden çok memnunlardı.....

Ve bu gün ''Mutluluğu bir kumrunun yüreğinden çaldım '' .....

25 Şubat 2010 1-2 dakika 46 öyküsü var.
Yorumlar