Hepimizin Sırayla Vatan Kurtarmışlığı Vardır
Öyle lise yıllarında arkadaşlar ile bir yerlere gittik mi hafta sonları güzel zaman geçerdi. Kah oyun oynar, bilardo, masa tenisi gibi, kah sigara ya da bira içer ara sırada da Vatanı kurtarırdık. Kimselere bırakmazdık, bırakamazdık vatan kurtarma işini...
Sırayla kurtarırdık Vatanı. O zamanlar vatanın bizim tarafımızdan fazlasıyla kurtulmaya ihtiyacı vardı... Şimdide var mı bilmiyorum? Bir dalardık siyasi tartışmalara, kimseler durduramazdı bizi. Kimimiz Ecevitçi sosyal demokrat, kimimiz liberal ekonomiden yana, çeşit çeşit fikirler havada dans ederdi adeta, kıyasıya çarpıştırırdık fikirleri...
Ne çok şey bildiğimizi zannederdik. Oysa ki hayatın çarkları çok acımasızdı, bunlardan bihaberdik. Bir insan işsiz kalınca ne yapar, eve ekmek götüremeyen, çocuklarına oyuncak alamayan harçlık veremeyen bir baba, geceleri ne düşünür, bunlar bize çok uzaktı... Olaylara ve insanlara yüzeysel bakış açısı ile bakıyorduk...
Ben girerdim lafa ’’Oğlum üretimi artıracaksın fabrika kuracaksın ihracat mihracat lazım kalkınmamız için.’’ Başkası lafı devralır devam ederdi... Sosyalist Ekonomi abi İsveç Sosyalizmi gibi olmalı sosyalizm... Bir diğeri lafa dalar ’’Ecevit’in dediğini yapmalıyız kooperatifçilik ile o kadar güzel kalkınırız ki aslında, ama nerdeeee! Kimse dinlemiyor adamı, Karaoğlan bizim için şanstır şans...
Laflar tartışmalar saatlerce sürerdi. Birisi ’’Gireceksin Avrupa Topluluğuna bak o zaman sen kalkınmayı gör.’’ Başkası ’’Bor diye bir maden varmış abi bizde ki rezervler bayağı çokmuş onu işleyip pazarlasak köşe oluruz köşe billahi.’’ Ara soğumaz hiç ’’Sadece Bor mu abi bizde petrolde var aslında da Amerika çıkarttırmıyormuş kuyuları açıyorlar sonrada petrol olduğunu anlayınca üstüne beton döküyorlarmış.’’ Deme yahu!
Sürer gider fikirler ile mücadele ’’Araba yapmışız abi zamanında da Amerika hükümete baskı yapmış kapattırmış fabrikayı, uçak bile yaparmışız abi o zamanlar ne ülkeymişiz be!’’ Birisi yine ’’Yapmak bir yana bir de yaşatmak lazımmış o fabrikaları engellemişler hep bizi.’’ Bir başkası ’’ Engel biziz abi ne engeli, biz kendi kendimizi engellemişiz.’’
Dört beş saat geçmiş tartışırken hiç farkında değiliz geçen zamanın ’’Bu Amerika’dan kurtulmamız lazım acilen. ’’ herkes başını sallayarak onaylar. Biri yine ’’Tamam da nasıl olacak adamlar girdikleri her ülkeye kene gibi yapışıyorlar kan emici sülük onlar bir kere.’’ Başka bir arkadaş ’’Amerika’dan kurtulalım biz de Almanya’yı, Fransa’yı bile geçeriz, İngiltere’yi filan yakalarız, diyeyim size.’’
O zamanlar delikanlı çağlarımız hepimiz sırayla kurtarırdık vatanı, kimse kimselere bırakmazdı vatan kurtarma işini. En güzel fikirler, en can alıcı düşünceler bizimdi. Bizden yaşlılar ne biliyordu ki? Ancak giderler eski kafalı liderlere oy verirdi onlar, oysa biz öyle miydik? Hem de Gazi Mustafa Kemal bile ’’Ey Türk Gençliği’’ diye bize seslenmiyor muydu? Ama önce bir üniversiteye filan girebilsek de kendimizi kurtarabilseydik her şey yoluna girerdi o zaman...